23 Kasım 2024
  • İstanbul18°C
  • Ankara13°C

AŞİRET ZİHİNİYETİN DÖNÜŞÜMÜ

Aşiret zihiniyetin dönüşümü

Halklarımız özgürlük ve demokrasi mücadelesi ile kültürel ve ulusal değerleri ile buluşuyor, bütünleşiyor.

14 Haziran 2011 Salı 18:33

Uzun bir dönem, üzerine ölü toprağı serilmiş, düşürülmüş, tutsak edilmiş, aşiret-tarikat-cemaat denen geri sosyal yapı ekseninde sosyal-ekonomik çıkarlara mahkum edilmiş halkımızın, Kürt halkının, bugün evrensel değerler etrafında Barış ve Demokrasi Partisi ile özgürlük ve demokrasi mücadelesinde Dijle, Fırat gibi çağladığına, coştuğuna tarih tanıklık ediyor.

Halklarımız özgürlük ve demokrasi mücadelesi ile kültürel ve ulusal değerleri ile buluşuyor, bütünleşiyor. Halkımız bugünlere kolay gelmedi, ‘’direnmek yaşamaktır’’ şiarı ile sayısız canlar bu uğurda/yolda.işkencelerden geçirildi, yitirildi. Bedenler ateş olup aydınlattı dünyamızı, halkların bugününe güneş oldu.

Tertemiz, pırıl, pırıl duru gençler, canlar; Doktor, Avukat, Mühendis, İş adamı olmayı bir kenara iterek Kürt halkının onuru, özgürlüğü ve Demokrasi mücadelesinde en önde yürüdüler, bedenlerini zorbalığa, zulme, top ve tanklara siper ettiler, arkalarında gözü yaşlı, bağrı yanık anneler, kardeşler, aileler bırakarak.

Hainlerin pusularında, kalleşçe toprağa düşen narin bedenlerin başına üşüşen, gözleri dönmüşçe, sahipleri sırtını sıvazlasın, daha çok kişisel menfaat elde etsinler ve pervasız, kuralsız hainliklerine maruz kaldılar.

Cansız bedenler sürüklendi, dikenlerin, çalıların, taşların arasından, fidanların narin yaralı bedenleri, dostları, sevenleri üzülmesin, düşmanları sevinmesin diye acıya direndiler.

Halkların özgürlüğü ve Demokrasi için saf, duru, berrak temiz canlarını verecek kadar sevdiler, emeği, emekçiyi, yoksulu bir bütün halkı.

Bugün işte bu onurlu duruş, görkemli direnişe dönüştü, kitleselleşti ve halklaştı.

Özgürlük ve Demokrasi vazgeçilmez değerler olarak yaratıldı, ağır koşullarda, en ağır şartlar altında büyüdü, kırlardan, kentlere, dağlardan ovalara coştu, sel olup aktı.

Halklara, özgürlüğe, demokrasiye sevdalı temiz canlara, kişisel menfaatleri için dün kıyan hainler, Özgürlük, Demokrasi nedir, yüreğinde kırıntısı olmayan, günlük geçinenler bugün ne diyorlar biliyor musunuz? Tarihte ne diyorlarsa aynısını, ‘’eski kral öldü, yaşasın yeni kral’’ şimdi aynısını demektedirler.

Aydınlanmamızın, gerçekliğimizin olmazsa olmazı ‘’halklarımıza karşı sorumluluk ve özeleştiri mekanizmasına işlerlik kazandırılması’’ gereği, ihtiyacı her zamankinden daha fazla günceldir. Artık bundan sonra kişisel menfaatleri burada şurada arayan, bunun için her şey mubahtır düşüncesi ile hareket edip kirlenmiş olanlar bu aradığını özgürlük ve demokrasi mücadelesi/hareketi saflarında bulmamalıdır.

Kirlenmiş kişiliği ve alışkanlıkları aynı kalıp, duru, saf ve temiz toplumun içine bunu taşıyıp ve alışkanlıklarını beraberinde getirerek, buradan da yalayacak kemik çıkar mı hesabı ve anlayışı ile hareket edenlere fırsat verilmemelidir.

Bu feodal aşiretçi tipler geçmişte toplumsal ve ulusal çıkarları görmediler, dün olduğu gibi bugün de bencil ve kişisel çıkar, hesap peşinde koşmaktadırlar. Bunun için dün halkı gammazlayıp, hainlik yapanlar, bugün geçmişin hesabını özeleştirisini vermeden gelip sığınmış olabilirler. Çünkü eski kral öldü, yaşasın yenisi anlayışı, Sığıntı da değil, maksatlı gidecek başka yeri de yok bu feodal-aşiretçi geri sosyal kalıntıların.

Dün pusularda toprağa düşürdükleri fidanların cansız bedenlerine saygı bile göstermeyen bu tipler neyin peşinde olabilirler.

Hiçbir şey olmamış gibi köşe kapma yarışına girmiş olamazlar mı? ve geri aşiret-feodal yapılarını/karakterlerini özgürlük ve demokrasi hareketi içinde palazlamaya çalışmaktadırlar.

Geçmişte çok şey oldu, yaşandı. Özgürlükçü Demokrat/aydın insanlar defalarca bunların iftirasına uğradı, İşkence tezgahlarından geçti. Statükoya, totaliter sisteme karşı verilen mücadele, yoğun emeklerle geçen süreçler, aşiret-feodal ilişki ve çıkarcılığın, faşist totaliter sistemin bağrına konuşlandığı, palazlandığı dönemlerdi, hepsi geride kalıyor/kalacak,

Özgürlük ve Demokrasi mücadelesi halklaşma yoğunluğu arttıkça aşiret-feodal çıkar grupların gidecek başka yeri kalmamış/kalmayacaktır.

Duru ve temiz yurtsever devrimci insanlarımızın canı pahasına büyüttüğü, bugünlere getirdiği özgürlük ve demokrasi mücadelesi, aşiretçi zihniyetlerin dönüşmeden, devrimci kişilik kazanmadan katılması ile güç kazanmaz, ancak kirlenir.

O halde bu zihniyetin dönüşmesi, felsefi, sosyal ve siyasal dönüşüme tabi tutularak katılımın o koşullarda sağlanması kaçınılmaz. Bu durumun olması için başlangıç olarak geçmişe dair yaşananların, her bireyin özeleştirisini vermesi kaçınılmazdır ve gerekir. Başka bir deyimle içini temizleyebilmesi için geçmişin özeleştirisini vererek, organlarında bir şey kalmayacak şekilde duru, temiz hale gelmelidir. Bu durumu halkımız bilmeli ve daha sonra emek yoğun mücadele içine alınıp pratiği izlenmelidir.

Her parçanın sosyo-politik, sosyo-ekonomik çıkarcıları, sistemlerle ilişki içinde bulunan yapıları mevcuttur. Bu durum o toplumun sosyal hastalıklarıdır. Hastalıklı haliyle toplumun içine yerleşirse toplumu daha fazla kemirir, hasta eder. Nedir bu hastalık; feodal-aşiretçi çıkarcılık, açgözlü kapitalist ilişkiler, kişisel çıkarlarını toplum çıkarları üzerinde görme, o uğurda her türlü kirliliğin içinde olmak. Halkımızın haklı, meşru evrensel hakları mücadelesinde, kişisel çıkarlar için halka düşmanlık yapmak. Zor koşullarda ve en zor şartlar altında halkın dişi ve tırnağı ile yarattığı değerlere, sömürgecilerle bir olup saldırmak ve yok etmek için her türlü yola başvurmak.

Bunlar yapıldı, bugün halkın yükselen örgütlü gücü karşısında yapacak hiçbir şeyleri kalmadı, pişmanlık duygusu ile mi? geldiler. Hoş geldiler, hepimiz halkımızın güçlü birliği için mücadele yürüttük. Gelin bağrımızı size açalım, bulaşıksız gelin, tertemiz olun öyle gelin, özeleştirinizi yapın, herkes özeleştirisini yapsın/yapmalıdır.

Temiz toplum arzuluyoruz, hakikatleri araştırma komisyonu ülke çapında oluşsun talebi olduğu gibi içimizde bölgemizde de bölgesel olay ve olgular için oluşturulmalıdır.

Devrimci Gençlik köprülerini kimler koparıp suya attı. Yaralı düşen canlar nerelerde, kimler tarafından ve neden yakıldı. Kimlerle birlik olup, kimlere kıyıldı, düşmanlık yapıldı. Karanlıktaki yarasalar gibi güneşten hep saklandı bunlar. İşte o karanlık dönemlerin özeleştirisini feodal-aşiretçi gruplar vermeli, karanlık sayfalar gün yüzüne çıkarılmalıdır. Aşiretçi tipleri durulandıktan sonra işte o zaman halkın kurumlarına gelmeli, halkımız onları bağrına basabilir. Özgür birey olarak gelmeli, aşiret çocuğu olmayı ret edip, o geri sosyal alışkanlıkları çöpe atmalıdır.

Bu şekilde özgürlük ve demokrasi mücadelesi içinde halkımızın onurlu bireyi olmalılar ve halkımıza hizmet edebilmeliler. Sistemin kirli siyasi alışkanlıkları geçmişte bu çevrelere sirayet etmiştir. Belki genlerine kadar işlemiştir. Genetik hale gelmiş de olabilir. Böyle bir karakter kazanmış aşiretçi sosyal grupçukları arı hale getirmek, gelmesini sağlamak uzun ve eğitsel bir uğraştır. Sorumlular tarafından basite alınmamalı ve önemsenmelidir.

Biz birlikte iyi ve güçlüyüz, sağlıklı birlikteliğin yolu, aklın yolu birdir. Halkımızın birliği çağdaş değerler üzerinde evrensel özgürlük ve demokrasi için yükselmelidir.

Yorumlar
YASAL UYARI: Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Hakkarihabertv.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.