AY HAVAR" BUNA YÜREK Mİ DAYANIR
Hakan Taş
05 Kasım 2016 Cumartesi 12:17
Tez ailesinin sevilen ismi Deniz Tez, birden rahatsızlandı. Antalya’da özel bir hastanede ameliyata alındı. O ameliyat masasından bir daha kalkamadı ve genç yaşında hayata veda etti.
Deniz’in çocuklarına amcaları, dedesi gözü gibi baktı. Gittikleri her yere götürdüler. Aldıkları her şeyi paylaştılar.
Oktay Tez, henüz 26 yaşındaydı. Koskoca petrol ofisini o idare ederdi. Van’da Melike ile hayatını birleştirdi. Hazal isminde kızları dünyaya geldi.
Melike’nin Van’da ikamet eden ailesi damatları Oktay’a çok düşkünlerdi. Onları davet ettiler. Melike ve Oktay çifti 2,5 yaşındaki kızlarıyla gitme hazırlığını yaparken yengeleri Dilek de onlarla gitmek istedi.
Neşeli, heyecanlı araçlarına bindiler. Oktay direksiyonda, eşi yanında, kızları kucağında. Yengesi Dilek ve kızı Elif de arkada oturarak birkaç günlük kafa dinleme ve akraba ziyaretine gittiler.
Van’da üç gün kaldılar. Melike’nin ailesi hem damatlarını, hem kızlarını gördüler. Hem de torunlarını doyasıya sevdiler. Hakkari’de işlerim çok yoğun, gitmem gerek diyerek Oktay Tez kayınpederinden izin ister. Sabah kahvaltısı yapıldıktan sonra kucaklaştılar, öpüştüler ve el sallayarak vedalaştılar.
Gürpınar girişinde karşı yönden gelen bir araç ile kafa kafaya çarpıştılar. Melike’nin kucağındaki çocuk camdan fırladı. Cesetler etrafa yayıldı. Adeta can pazarı yaşandı. Olaya tanıklık edenler şoka girdiler. Çünkü oracıkta hepsi can vermişlerdi.
Hava yağışlı ve soğuktu. Elektriklerde yoktu. Haber merkezimize bir dip not ulaştı. “Van yolunda kaza olmuş” diye. Kimlik bilgileri ve detaya ulaşamıyorduk.
Otobüs acentelerini aradım onlara ait olmadıklarını öğrendim. Kulaktan kulağa herkes duyduğu kazayı fısıldıyordu. Yüzlerce kişi aradı beni, ve kaza ile ilgili bilgi istediler. Ve acı haber, ve yakan haber akşam saatlerinde yüreğimize ateş gibi düştü.
Cesetler toplatıldı, Van’a hastaneye götürüldü. Duyan herkes sinir krizi geçirdi. O gece yüzlerce araç Van’a hareket etti. Dile kolay, tam beş genç insan…
Ve ertesi gün dört tabut iki ambulansa sığdırıldı. 2,5 yaşındaki Hazal ölümde bile annesinden ayrılmadı. Küçücük beden beyaz kefende annesinin kucağına bıraktılar. Üç saatlik yol bitiminde Hakkari’ye cenaze konvoyu giriş yaptı. Evinin önüne götürüldü, helallik istendi.
Oktay’ın annesi saçını başını yoldu. Tüm mahalle ağlıyordu. Derti anne cenaze arabasına yanaştı ve kapıyı açtılar. “Ben şimdi hanginize sarılayım, hanginize yanayım, hanginize ağlayayım” diye haykırdı. Ey Havar, havar, havar…. Ğuda bu ne acı, bu ne kader….
Dağ, taş bile dayanamaz bu görüntüye. O esnada çekim yapıyordum ama elim ayağım titredi ve yere yığıldım.
Gökyüzü ağlıyordu, yağmur hiç dinmedi. Sabahın erken saatlerinde yüzlerce kişi kalealtı aile mezarlığında beklemeye koyuldu. Ve omuzlar üzerinde dört tabut peşpeşe toprağa verilmek üzere taşındı.
Böyle acı, böyle feryat, böyle figan görülmedi. Tez gelen ölüm Tez ailesini yıktı. Aile büyüğü Yusuf Tez, mezarlıkta ağlamaktan kuruyan gözlerini açamadı sadece ağıtlar yaktı. Güle güle yavrularım dedi.
1 Kasım’a Hakkari bin acıyla girdi. Şuan Çatallar taziye evinde binlerce insan acıyı azaltmak için aileye destek ziyaretlerini gerçekleştiriyor. Aile ise yaşayan ölü… Hepimizin başı sağolsun….
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Hakkari Haber TV