24 Kasım 2024
  • İstanbul5°C
  • Ankara3°C

BAZEN HAYIR DENMELİ

İbrahim AÇAR (eğitimci)

16 Aralık 2022 Cuma 10:06

Gençler sözüm size! Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de nüfus azalma eğilimindedir. Günümüzde dünyada doğurganlık oranı 2,42 Türkiye’de ise 1,76 olarak hesaplanmıştır. Anlaşılacağı üzere Türkiye’nin doğurganlık oranı dünya ortalamasının altında bir seyir izlemektedir.

Birkaç yıl içerisinde yaşlı bir ülke konumuna geleceğimiz kesindir. Türkiye 27 Avrupa ülkesi içerisinde doğurganlık oranı bakımından 9.sırada yer almaktadır. Avrupa’da ilk sırayı Fransa almaktadır. Fransa’nın doğurganlık oranı 1,85’tir.Türkiye’nin güncel nüfusu yaklaşık 85 milyondur.

Konuya giriş yapabilmem için bu istastiki bilgileri vermem gerekiyordu. Şimdi başlığımıza dönebiliriz. Eskiden her ailede 8-10 çocuk mevcuttu. Kalabalık aile yapısı ve çekirdek ailenin dışında aileler vardı. Evde her alanda rekabet söz konusuydu. Ekonomik güçlükler nedeniyle yeme içme olayı sınırlıydı.

Sofraya bırakılan yemekler erken biterdi. Bu aktivitede de rekabet vardı. O nedenle kalabalık ailelerde herkes hızlı yemek yeme alışkanlığını kazanırdı. Yoksa aç kalırdı.

Kalabalık ailelerde herkese söz hakkı düşmezdi. O nedenle kalabalık ailelerde büyüyen kişiler içine kapanıktır. Diledikleri gibi söz hakkı alamadıklarından birçok öğrenci kendini ifade etmekte sorunlar yaşamaktadır. Kalabalık ailelerde mücadele daha yoğundur.

Şimdilerde ise aile yapısında farklılıklar ortaya çıkmaya başladı. Nüfuslar azaldı. Doğurganlık hızı düştü.8-10 çocuklu aileler yerini 2 çocuklu ailelere bıraktı. Çocuklar her istediklerine ulaşır oldular. Çocuklarını kıramayan ebeveynler ya da isteklerini erteleyemeyen, dizginleyemeyen anne babalar ortaya çıkmaya başladı. Böylece çocuklar bu duruma alıştı. Mücadeleyi bıraktı. Hazıra alıştı ve her zaman bu olanakların devam edeceği düşüncesine sahip olmaya başladılar. Zamanında çocuklarına hayır diyemeyen ebeveynler otoritelerini kaybetmeye başladı. Çocukların büyümesi ile birlikte sorunlar ortaya çıkmaya başladı.

Dizginleme hareketlerinde yoğunluk görülmeye başlandı. ”Hayır” sözcüğü büyüme ile birlikte daha sık kullanılmaya başlandı. Ancak; hayır sözcüğüne pek alışkın olmayan çocuklar için bunun pek de bir anlamı yoktur.

Böylece zamanında hayır denilmeyen ve büyümesi ile hayır denilen, kolaya alışan, mücadele yetisini kaybeden çocuklar ile ebeveynler arasında güç gösterisi ortaya çıkmaya başladı. Sonunda ebeveynler bu güç gösterisini kaybetti! Sözleri geçersiz ebeveynler haline geldiler. Çaresizlik başladı.

Gençler sözüm size! Emin olun ebeveynleriniz bunları hak etmiyor. Her anne ve baba çocuklarının kendilerinden daha üstün olmalarını isterler. Belki sert görünürler ancak gerçek öyle değildir.Sadece o şekilde görünmek zorundadırlar.

Çocuklar her durumda ve sayıda kıymetlidir. Bunda şüphe yoktur. Kırın, dökün, üzün demiyorum. Sadece kontrollü büyütün, hayıra alıştırın. Yok, nedir bilmelidirler. Aksi takdirde çaresizlik kaçınılmazdır.