BEBE’K ADAM

Yazmak istedim, yazdım. Yaz  denilince yazarım sadece; bir şey denilmediği müddetçe tembellik yapıp yazmıyordum. Görün ki derdim var ve yazmam gerektiğini hissediyorum. 
Hayat ironidir derdi, üstatlar. 
Kaçacak hiçbir yer bırakmadı 
İronin ta kendisiydi...
“bebe’k adam”. 
Onu unutmamak adına yazıya dökmek ve hatırlandıkça  efsaneleşmesi gerektirdiği  hissettiğimden.....

"Adres yok, 
Şifre yok, 
Hile yok." 
Sloganıyla ben içeçeğime bakar kafamı yaşarım gerisi teferruat deyip, yeni bir 
adressiz şifresiz ve hilesiz ortama akardı. Günün sabahından akşamına kadar dinlenmesi gereken zamanda çalışır, çalışması gereken zamanda da kiminle içsem diye düşünür plan yapardı.

"KUMBEJİY" miş bildiği renk işini ve bütün bilgisini kumbeji gibi bir ticari politikada sergilerdi;O renk kadar süte yakın süt gibi ak ve berrak bir iç dünyasıyla hem de.

Renklendirirdi, masalardan ziyade bütün memleketi. Sadece duvarı değil,gönül duvarlarına da renk atardı
İşini bitirdiği yere sadece sanatını değil duygusallığını, renkli  kahkahalarını, tebessümlerini; ama hep iyi bir hikayesini  bırakırdı.

Bütün evlerin duvarlarıyla haşır neşir olup kendisine bir dört duvar yaratma gibi bir kaygısı da yoktu. 
Onun için ki en sevdiği şarkılardan biri Sezen Aksu" Bir kedim  bile yok"u  yaşardı
Çünkü onun evi duvarsız olan memleketiydi.
Az eser, çok üşümem der
Çok içer, az düşünem  derdi. 
Dünyada belki yahudilerden sonra en iyi pazarlık yapandı ( çok basit)
En yeni elbiselerle çalışır, kirlendi mi atardı. 
Boya bitinceye kadar da içebileceğimiz kadar bira getir, felsefe buydu. 
Ama bir bonusu her zaman vardı:
"Ben, Hakkâri'nin bebişiyim." 
Neden diye sorduğumuzda:
"Çünkü ben çocukken çok tatlı ve yakışıklıydım." derdi. 

Ben biliyorum, bütün Hakkâri beni seviyor. Merak ediyorum düğünüme kaç kişi gelecek, derdi. 
Evlenmeyeceğini  bile bile merakından sorardı insanlara:

" Ben düğün yaparsam hediye olarak ne vereceksin?" 

Vereceği tutarın yarısını o an isterdi ve giriş parası derdi buna. 
Bara giriş parası ;çıkış kolay, o önemli değil. Garantisini hissedecek kadar sevgisi vardı.
Üç kere ölüp dirildiğini her oturduğunda anlatırdı

Ve daha içeçek biralarım var bitmeden gitmem.
Birası haricinde hayatını paylaşacak kadar bebeydi, temizdi, yaşlı bir çocuktu........
Babiş diye hitap ederdi ama herkese.
Baba diyecek kadar cesur ve karizmatik değildi 

Yılmaz güney ve Ahmet Kaya'nın adamıyım der.
Bebiş diyecek kadarda kibar değildi. 
İkisinin ortası kıvamıydı:Babişşşşşşş.

Bizi deşarj edecek enerjimizi, hikayesine dahil olma gibi bir şansımızı yitirdik. 
Medidasyon yapamayacağız, yeni hikayeler duymayacağız, bıraktığı yere kadar miş’li muş’lu geçmiş zamanları gün gectikçe hep taze anılmak için  yazılacak, anlatılacak ve hatırlanacaksın. 

BEBİŞTİ, İÇMİŞTİ  VE AMA HİÇ BÜYÜMEMİŞTİ
                            
 03/03/2022 de 
Sümbül'den inen yılın son çığına denk geldi, soğukluğunun ürpertisi. 
Düşünmüyor değilim kendi  kendime ,mesajı aldık mı?
O son kadehi içmeyecektim, 
Son kadehi, 
Bebe kadehi....
Sensiz içmeyeceğiz  son kadehi 
Şirinliğine ????????????