BELEDİYEMİZDE İSYAN

İç ve dış borçları, hizmet atağındaki aksamaları, kaybolan özlük hakları ve ödenmeyen personel maaşlarıyla gündemden hiç düşmedi. Dışa fazla yansımayan ciddi bir huzursuzluk var bu kurumda. Hatta zaman zaman yaşanan kavgalar da… Norm kadrolarda çalışanlar 15 ay, daimi işçilerin ise ödenmeyen 33 maaş alacakları var. Bıçak artık kemiğe dayandı ve sessizlik bozuldu.

Biz çalışanlar 1 ay ücretimizi alamazsak evimizde kriz başlar. Çocuklarımızdan ve misafirlerimizden utanırız. Dile kolay belediye çalışanları bazen aylarca maaş alamayabiliyorlar. Hepsi de aile reisi, baba, sorumluluk taşıyan, öğrenci okutan emekçi insanlardır. Bir grup çalışan ile dertleştik. Sıkıntılarını anlatırken çocuklar gibi ağladılar. Çünkü bu çaresizlik zaten onların çocuklarını ağlatıyor. Birikmiş borçlar, icraya giden ve ödenmeyen taksitler, okula harçlıksız ve delikli ayakkabı ile gönderilen masum çocuklar…

Dönemin Belediye Başkanı Abdurrahman KESKİN, aylarca personeline maaş ödeyemeyince belediye kapısına kilit vurmuştu. Ve yine dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman DEMİREL kendisini arayarak destek olmuştu.

Bu sorun bizim belediyede gelenek haline geldi. Benim babam da bir belediye emekçisi. 30 yıl orada çalıştı ve emekli oldu. Bende maaşı düzenli ödenmeyen belediye çalışanı bir mağdur babanın oğluyum. Maaş günü olarak bilinen her ayın 15’i her çalışan için rahatlama ve beklenen gün iken belediye çalışanları için “azap günü” oluyor. Başkan Bedirhanoğlu bu haklı isyanı durdurmak için geçen Cuma günü ödeme sözü vermiş ama sessiz kalarak kendi maaşını da alarak il dışına çıkmıştır. Çalışanlar da bu durumu protesto etmek amacıyla iş bırakma eylemine başlamıştır. Özellikle karla mücadelede çalışanlar kontak açmadı.

Her fırsatta, her platformda insan haklarından, demokrasiden, işkenceden, adaletsizlikten bahsederek ön plana çıkan belediye başkanı kendi personeline reva gördüğü bu eziyetin farkında mı acaba…Hiçbir esnaf ve banka belediye çalışanına gönül rahatlığıyla kapısını aralamıyor. Bu çaresizliğe derhal çözüm bulunmalıdır. Başkan yüksek rakamlı maaşını alabiliyorsa, pahalı makam arabasına binebiliyorsa, personeli de acılar içinde kıvranıyorsa biz buna dur deriz.

Bu arada Başbakanımız Sayın Erdoğan ve BDP Genel Başkanı, Hakkari Milletvekili Sayın Demirtaş’tan bir isteğim var. Sayın Başbakanım;”Hakkari siyasi olarak sizi üzmüş olsa da, bu bölgede AKP rüzgarı esmese de devletin sıcaklığını ve özel bir destek fonuyla belediyemizi bu sıkıntılardan kurtarın. Gelirin büyük bölümü SSK borçlarına aktarılıyor. Bu borca özel bir af istirham ediyoruz.”

Sayın Demirtaş; “ İthal belediye başkan modelini kaldırın. Yerel yönetim için diploma yetmiyor. Hakkari’de yaşayan birini Batman’a başkan yaparsanız hizmette verim göremezsiniz. Siyaseti belediye hizmetlerinden uzak tutmalıyız. Yerel seçimler için zaman daralıyor. Belediyemizi yeniden oluşturacak, inşaa edecek titiz aday seçimi için ve personelin maaş krizini ve haklı isyanını bastıracak çözüm için desteğinizi esirgemeyin.” Düzenli maaş alamayan 100 kişi bin kişilik aile demektir. Bu ailelere yaşatılan sıkıntının vebali de büyüktür. Lütfen hepimiz belediye çalışanlarının haklı isyanına kulak ve destek verelim.