BİR BAŞARI ÖYKÜSÜ; SEMMAR MARBLE!

Sevgili okurlar, Bugün sizlere bir kardeşimizden, girişimci genç bir hemşehirlimizden bahsedeceğim. Azim, sebat, çalışkanlık ve girişimciliğin insana neler kazandırdığını ve kişi eğer isterse neleri başarabileceğini sıralamaya çalışacağım. Velev ki bu Hakkâri’nin Hare köyünden çıkmış bir köylü çocuğumuz bile olsa…

Buyurun Hakkâri Armutlu (Hare) köyünden Şemsettin Kurt’un başarı hikâyesi.

“En büyük özlemi okumak ve iyi bir eğitim almaktı.

1990’lı yıllardaki köy boşaltmalarında köyleri olan Armutlu (Hare) köyü de boşaltılmış ve Hakkâri merkezine gelip yerleşmişlerdi.  Hayvanlar çok ucuz bir fiyatla satılmış ve elde avuçta ne varsa gelip Hakkâri’nin bir mahallesindeki bir odalı evde kiraya çıkmışlardı. Sekiz çocuklu bir ailenin bireyi olarak okumak ve ailesini bu sefaletten kurtarmak ve iyi bir eğitim almak istiyordu.

Önce Hakkâri Merkez Cumhuriyet ilköğretim okulunda okula başladı. Derslere olan aşırı merakı Türkçe bilmediği için aksıyor ama o yılmadan çalışıyor ve bir an önce bu dili öğrenmeye ve okulunda başarılı olmaya çabalıyordu.

Çalışmanın da karşılığını gördü. 5 yıllık ilköğretim okulunu başarıyla tamamladıktan sonra girdiği sınavda Van Muradiye Öğretmen Okulunu yatılı kazanarak ilk hayalini gerçekleştiriyordu.

Burada da her ne kadar özlem ve aile hasretliğini çektiyse bile okumaktan başka yolunun olmadığını ve iyi bir eğitimin ancak okumak ve çalışmakla oluşacağının bilincindeydi.

Öğretmen lisesini bitirdiğinde girdiği Üniversiteler arası Sınavda Afyon Kocatepe Üniversitesi İşletme Bölümünü kazandı. Buradan da iyi bir işletmeci çıkıp kendi işini kurmasını hayal ediyor ve ailesinden yetecek kadar harçlık gelmediği için bir yerlerde çalışması gerekiyordu.

Mermer diyarı ve onlarca mermer işletmesinin bulunduğu Afyonda yolu bir mermer işletmecisinin yanına düştü. Burada mermer işletmesinin getir götür işlerini takip ediyordu.  Meraklıydı, azimliydi, dürüsttü ve girişkendi. Kendisine verilen görevi layıkıyla yerine getiriyor ve çalışmalarını aksatmıyordu. Kısa zamanda patronunun gözüne girmişti ve burada mermer işi ve mermerle ilgili çoğu çalışmaları ve incelikleri öğrenmişti.

Onun bu merakı, dürüstlüğü ve işine alan aşkı patronun gözünden kaçmadı. İş kurup kurmayacağını ve eğer işini kurarsa yardımcı olabileceğini söyledi.  Bu arada çalıştığı iş yerinde aldığı ücretlerini de değerlendiriyor ve israftan kaçınıyordu.

Mermerciliğin bir dalı olan ve marble denilen mermer mozaikliği işi için ilk makinasını bulmuş ve borç harçla alarak iş hayatına atılıyordu. Öğrendiklerini burada uygulamaya sokarak ve aldığı siparişleri yerine yetiştirmeye çalışıyordu.

Şemsettin olan isminin ilk hecesini ve mermerciliğin İngilizcedeki ilk hecesini (İngilizcede Ş harfi kullanılmıyor) SEMMAR MARBLE adı altında işletmesini iş hayatına kazandırıyordu.

2001 yılına gelindiğinde İzmir ili Torbalı ilçesinde bu işi devam etme kararı aldı. Daha önceleri zeytinyağı fabrikası olan ve atıl durumda bulunan beş dönümlük bir yeri ve üzerindeki binayı kiraladı. Gerekli alt yapısını oluşturdu. İzmir Mermerciler Derneğine üye oldu. Torbalı Ticaret Odası ve Torbalı Verdi Dairesine kaydını yaptırdı.Bu arada aldığı siparişleri de zamanında teslim etmeye çalıştı.

Kısa zamanda ve yaptığı güzel ve bir o kadar sağlam işten dolayı sipariş patlamaları yaşandı. Yurt dışında stantlar açtı. Ünü Avrupa’ya ve Amerika’ya kadar ulaştı. Kanada Toronto ve Almanya’nın Hamburg şehirlerindeki inşaat malzemeleri satan firmalardan siparişler aldı. Başta ABD, Kanada, Almanya ve Avrupa’nın birçok ülkesindeki villa ve binalarının mermer mozaiğini karşılamaya çalıştı. İhracata yöneldi ve yurdumuza on binlerce dolar tutarında döviz kazandırdı.

Bu arada boş durmuyor ve gittiği Avrupa ülkelerinde kendi dalı ile ilgili makinaları takip ediyor ve bunları alarak iş kapasitesini genişletiyordu. İş kapasitesi genişletirken haliyle eleman sayısı da artıyordu.  

Hakkâri gibi bir yerden gelmenin ve geldiği yerdeki işsizliğin bilincindeydi. Yakınlarına ve tanıdıklarına haber salarak onların yanında çalışabileceğini söyledi ve böylelikle onlarca çalışana ekmek kapısı oldu.

Her yıl 8 Mart Kadınlar Gününü işyerinde etkinliğe çevirerek buradaki çalışanlarına birer moral kaynağı oldu. Ki çoğu çalışanı genç kız ve kadınlardan oluşmaktadır.

Çalışanların hiçbiri asgari ücretin altında ücret almadığı gibi çoğu da ustalık düzeyinde ve asgari ücretin çok üstünde bir ücret almaktadırlar.

Çalışanlar işletmenin iki servis aracıyla evlerinden alınıp ve öğle yemeğini işletmede yemekte ve yine akşam işletmenin servis araçlarıyla evlerine bırakılmaktadırlar. İşletmede sabah saat 10.00’da ve öğleden sonra da saat 15.00’da 15 dakikalık çay ve sigara molası verilmektedir.

Şemsettin Kurt hala hazırda işletmesinde 35 kişinin çalıştığını söylerken Türkiye’nin Avrupa Birliği ile olan olumsuz işlerinden dolayı gerekli ve umdukları siparişleri alamadıklarından bahsetti. AB ile ilişkilerin düzelip işlerin rayına girmesiyle çalışan sayısının yüzü bulabileceğini ve önceliğinin memleketi olan Hakkârili çalışan emekçi kadın ve erkekler olduğunu söyledi.

Mütevaziliğinden ve alçakgönüllülüğünden hiçbir taviz vermeyen, yardımsever ve girişimci genç kardeşimiz olan hemşehirlimiz Şemsettin Kurt’u bu yönüyle de kutladık. Hayat hikâyesinin ve başarı öyküsünün bir demetini okurların bilgisine sunduk.

Dileğimiz Şemsettin Kurt kardeşimiz gibi daha nice değerlerin ortaya çıkması ve Hakkâri’nin adının duyulmasının yanında buradaki halkın da girişimcilik ruhunun neleri yapabileceğini göstermesi ve bu arada bu topraktan çıkanların çıktıkları bu yerleri unutmamalarıdır.

Yolun açık olsun Şemsettin Kurt Kardeşim.

 Dualarımız ve desteklerimiz seninle.