BİR BÜROKRASİ OLAYI!

Bugün okurlarıma Türkiye’deki ilginç ve bir o kadar komik olabilecek bir bürokrasi durumundan bahsedecem.

Malum yıllar yılı çok çektik bürokrasiden. Bürokrasinin işleyişinden.

Konuyu anlatan eski bir bürokrat. Biz de bunu Genç Beyin Dergisinden alıntı yaparak okurların bilgisine sunuyoruz. Türkiye’de bürokrasinin nasıl işleyişinden ve trajikomik olabilecek durumlara nasıl düştüğünü gözler önüne sermek babında okurlarıma aktarıyorum.

Bundan önceki Türkiye’de Tarım ve Köyişleri Bakanlığı illerdeki Tarım İl Müdürlüklerine birer yazı göndererek illerinde bulunan tarıma zararlı yaban domuzu, üveyik ve karga sayısının bildirilmesini ister. Eğer sayıları 150’nin üstünde ise bunun için sürek avının başlatılmasını, ekipler oluşturulmasını ve ödeneğin yanı sıra vurulan her yabani domuzun kuyruklarının kesilerek bakanlığa bildirilmesi istenmektedir.  

Her il bulunduğu coğrafi konuma göre bir sayı belirlemek zorundadır. Öyle ya. Yabani hayvan bunlar. Nasıl sayacaksın. Nasıl bir tespit yapacaksın. Orası muamma.

İl Müdürlükleri de buna uygun bir sayı belirler ve Tarım Köyişleri Bakanlığına bildirirler.

Aradan bir yıla yakın bir zaman geçer. İl Müdürleri rahat. Görevlerini yapmış ve illerindeki yaban domuzu, üveyik ve kargaların sayılarını(!) bildirmişlerdir.

Bu arada bürokratın tayini Tunceli Tarım İl Müdürlüğüne çıkar. Çıkar çıkmasına ama bir de bakar ki Bakanlığın aynı yazısı masasında duruyor. Hemen bir araştırma yapar. Ve geçen yıl bakanlığa bildirilen yabani domuz sayısının 149 olduğunu görür. Eğer bir sayı artırırsa sürek avı başlatılacak ve bunun için de bir sürü formalite. Ekipler, ödenek ve en önemlisi vurulan yabani domuzların kesilecek kuyruklarının bakanlığa gönderilmesi.

Müdürümüz hemen bunu 50 olarak yazar ve bakanlığa bildirir. Kafası rahat gönlü rahattır.

Aman o da ne! Üzerinden daha iki ay bile geçmemişken bakanlıktan gelen bir yazı ile şoka uğrar Tarım İl Müdürü. Gelen yazıda geçen yıl bildirilen 150 yabani domuzun bu yıl nasıl 50’ye indiğini ve 99 yabani domuzun akıbetinin ne olduğu sorulmaktaydı.

Müdürümüz istişare eder ve yazıya cevaben ildeki köylülerce sürek avı başlatıldığını ancak hiçbir yabani domuzun vurulmadığını ve bunların Erzincan il sınırına girdiklerini bildirmektedir.

Akabinde Bakanlık bu kez Erzincan Tarım İl Müdürlüğüne yazı yazarak olay hakkında bir cevap ister. Erzincan Tarım İl Müdürü Tunceli İl Müdürünü arayarak olayı sorar ve o da Bakanlığa gönderdiği yazıda “Evet. Tunceli tarafından ilimiz sınırları içerisine 99 yaban domuzu girmiş olup hiçbirisi vurulmayarak yapılan takip sonucu Erzurum İl sınırlarına girmiş olduğu tespit edilmiştir” diye cevap gönderir.         

Bu kez bakanlık Erzurum Tarım İl Müdürlüğüne bir yazı göndererek olay hakkında bilgi ister. Erzurum Tarım İl Müdürü Erzincan Tarım İl Müdürünü arayarak olayı sorar. O da kendince bir çözüm bulur. “Gelen 99 yabani domuzun olduğunu ancak illerinin sınırları dâhilinde kalmayarak Ağrı İl sınırı içerine girdiklerini” bildirir.

Bakanlık bu. Boş durur mu? Ne de olsa yabani ve tarıma zararlı hayvanlar bunlar. Bu kez Ağrı Tarım İl Müdürlüğüne bir yazı göndererek olayın vahametini sorar. Aynı uygulamayı Ağrı Tarım İl Müdürlüğü yapar. O da Erzurum Tarım İl Müdürünü arayarak olay hakkında bilgi sahibi olur. Ağrı Tarım İl Müdürlüğü de Bakanlığa bildirdiği yazsınızda gelen 99 yabani domuzun tüm uğraş ve sürek avlarına rağmen vurulamadığını ve ülkemiz sınırlarını aşarak Ermenistan devleti sınırına girdiklerini bildirerek aradan sıyırır.

Bürokrat burada durumun ne olduğunu Dışişleri Bakanlığımızın Ermenistan’a yazı yazıp yazmadığını ve olayın nasıl kapandığını gülümseyerek ülkemizdeki bürokrasiye güzel bir örnek verir.