BİR ÖMER KADAR OLAMADIK…
Murat Taş
29 Aralık 2019 Pazar 20:33
Çocukluğundan beri futbolun içinde oldu.
Ondaki futbol aşkı kimsede yoktu.
Futbol aşkıyla büyüdü.
Öyle ki futbol onun hayatında her şeyden önce geliyordu.
İlk futbolculuk hayatına, Hakkâri Belediye spor, Sümbül spor ve farklı takımlarda Kalecilik yaptı, efendiliği ve çalışkanlığıyla her takımın istediği futbolcu konumuna geldi.
Her kesime örnek bir kişiliğe ve futbolculuğa sahip oldu.
İlimizin takımlarının bölge ve ülke genelinde çok iyi temsil ederek büyük başarılara imza attı.
Hakkâri ve bölgede en iyi kaleciler arasına girdi.
Futbolu o kadar çok sevdi ki mevsimlik işçi olarak çalıştığı köy hizmetlerinde kadro dağıtımında Gençlik ve spor il müdürlüğünü seçerek spora olan sevdasını burada devam ettirdi.
Futbolu bıraktıktan sonra futbolla bağını hiç kesmedi. Yeşil sahalar onun ikinci ailesi oldu.
Futbol onun dünyası olduğu için Hakkârili gençlere ve sporseverler hizmet etmek için gecesini gündüzüne katarak hizmetlerine devam ederek her kesimin takdirini ve güvenini kazandı.
Futbolculuk hayatının yanı sıra iyi bir aile reisi oldu.
Çocuklarına iyi bir baba oldu, onları en iyi üniversitelerde okutarak topluma yaralı bireyler olarak yetiştirdi.
Şehir stadında göreve ilk başladığı gönden bu güne kadar herkesimin duasını ve takdirini aldı.
Hakkâri’de futbol adına yapılan tüm etkinliklerde onun emeği çok oldu.
Futbol sahasına gelen her kese, Devletin verdiği imkânları sporcu ve sporseverlere sağlayarak iyi bir, Devlet memuru olduğunu da kanıtladı. Dışarıdan gelen misafir takımlara iyi bir misafirperverlik örneği göstererek ilimizin tanıtımına büyük katkı sağladı.
Mesai saatleri dışında hafta sonlarını karşılıksız olarak görevini devam ettirerek, Hakkâri Merzan şehir stadına gelen kim olursa olsun, ekmeğine çayına ortak etti, güler yüzlülüğünü ve sıcaklığını her kesime yansıttı.
İldeki tüm takım ve seyirciler onun güler yüzlüğüyle ve sıcaklığıyla motive oldular.
Futbolculara, sporculara her daim yardım ederek onların sevgisini kazanarak gençleri yeşil sahalara teşvik etti,
Bazen çaycı, malzemeci oldu, sahada futbolcuya el uzatarak, eksikliklerini tamamlamaya yardımcı oldu.
Futbolun ahlakını güzelliklerini, sevgiyi saygıyı öğretti, topun peşinden koştu, sakatlanan futbolcunun imdadına koştu, sedye ile futbolcu taşıdı.
Yazın stadın temizliğini, bakımını yaparken kış aylarında yoğun kar yağışına aldırış etmeden futbol sahasının açık olması için, karla mücadele etti.
Gençler spor yapsın diye geceli gündüzlü, kar, kış soğuk demeden hep çalıştı.
Onda mesai yoktu ülkesini, memleketini, gençleri ve sporcuları çok seviyordu.
Herkes evinde sıcak yuvasında çocuklarıyla kahvaltı ederken, o kar savurma makinesinde simit poğaça yiyerek hizmette devam ediyordu.
Çünkü o Hakkâri’yi ve sporu çok seviyordu futbol onun ikinci aşkıydı.
Ömer’in bu çalışma azmi, futbola ve memleketine olan sevgisinden geliyor.
Görevin kutsal olduğunu elbette biliyordu.
Çünkü Ömer Hakkâri’yi çok seviyor ve gençlere hizmet etmekten asla yorulmuyordu.
Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi VATANINI EN ÇOK SEVEN GÖREVİNİ EN İYİ YAPANDIR, sözü onun, hafızasında hep saklıydı.
Hakkâri spor camiası olarak, Ömer Çatal ağabeyimize ve çalışma arkadaşlarına spor ve futbol camiasından bir kişi olarak şükranlarımı ve teşekkürlerimi sunuyorum.
Keşke Hakkâri’deki iş adamlarımız, esnaflarımız, kanaat önderlerimiz, sivil toplum kuruluşlarımız, yani sporu seven sevmeyen her kesim bir Ömer kadar olabilseydiler,
Ömer Çatal kadar hizmet etselerdi, bu gün Hakkâri spor çok farklı yerlerde olurdu.
Belki bugün Ömer gibi onlardan da söz edebilseydik.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Hakkari Haber TV