BU GIDALARIN GİRDİĞİ EVE DOKTOR GİRMİYOR!
Antibiyotikler doğru şekilde kullanıldıklarında kulak enfeksiyonları, mide problemleri ve hatta birtakım deri rahatsızlıklarına sebep olan bakterilerin gelişimini yavaşlatır ve tamamen yok eder.
09 Temmuz 2016 Cumartesi 23:04
Antibiyotikler farklı türlerdeki bakteriler ve bazı parazitler üzerinde etkili olduğundan, kendi içinde de çeşitlidir. Doktorunuz önce enfeksiyona neden olan bakteri ya da paraziti belirleyerek buna uygun antibiyotiği reçete eder.
Bu nedenle muayene olmadan kendi başınıza eczaneden alıp kullandığınız antibiyotiklerin sağlığınızı kötü yönde etkilediğini belirtelim.
Örneğin; antibiyotikler soğuk algınlığı, grip, öksürük ve farenjit gibi virüslerin ya da mantarların neden olduğu hastalıklar üzerinde etkili değildir.
Bu nedenle doktora danışmadan kullandığınız antibiyotikler hastalığınızı iyileştirmek bir yana, vücudunuzda hali hazırda bulunan savunma mekanizması bakterilerini de öldürür.
Bununla birlikte ishal, mide ağrısı ve mide bulantısı şikayetlerine neden olabilir. Bu sebeple bilinçsiz ilaç kullanımına dur dememiz gerekiyor.
Tıbbın babası olarak kabul edilen Hipokrat, hastaların ‘Önce zarar verme!’ ilkesiyle tedavi edilmesi gerektiğini ortaya koymuştur. Hipokrat’ın; ‘Yediğiniz ilaç, ilacınız yemek olsun’ sözü, sentetik antibiyotiklerin kullanımı konusunda çok doğru bir noktaya değiniyor.
Doğanın sunduğu birçok doğal antibiyotik varken, ilaçlarla vücudu yormak neden?İlaç içmeyi sevmiyor fakat antibiyotik kullanmayı bir zorunluluk olarak görüyorsanız fikrinizi değiştirmeye hazır olun. İşte enfeksiyonlara karşı vücudunuzu dirençli kılacak, temel besin değeri yüksek doğal antibiyotik besinler:
1. Sarımsak
Doğal antibiyotikler arasında yaygın olarak bilinen, en etkili antibiyotik sarımsaktır. Sarımsak içeriğindeki ‘alisin’ özü sayesinde antibakteriyel ve antifungal etki gösterir.
Sarımsaktaki bu uçucu ve kokulu yağ benzeri sıvı virüsler üzerinde de etkilidir. Bilinen en güçlü antioksidanlardan biri olan sarımsak vücuttaki hastalık etmenlerini ortadan kaldırırken, sindirim sistemi üzerindeki yararlı bakterilere zarar vermez.
Sülfür gibi değerli fitokimyasallar içeren sarımsak vücudun toksinlerden arınmasını sağlayan B1, B2, B3, C vitaminleri ile kalsiyum, folat, demir, manganez, fosfor, potasyum, selenyum, çinko gibi önemli mineraller içerir. Bu yüzden sarımsak, kokusuna aldırmadan her gün mutlaka tüketmeniz gereken besinlerden biridir.
2. Bal
Eski Romalıların yaraları tedavi etmek ve enfeksiyonları önlemek için kullandıkları bal, halen bilinen en iyi doğal antibiyotiklerden biridir. Antimikrobiyal, antienflamatuar ve antiseptik etki gösteren balda bulunan enzimler hidrojen peroksiti serbest bırakarak vücudun enfeksiyonla olan mücadelesine yardımcı olur.
Bal, bakterin üremesini engelleyerek kandaki toksinlerin temizlenmesini sağlar. Sindirim sistemini yatıştırıcı özelliği olan doğal bal aynı zamanda karaciğerin daha verimli çalışmasını destekler. Beyaz kan hücrelerini arttırarak bağışıklık sistemini güçlendiren bal, tarçınla karıştırılarak tüketildiğinde daha faydalıdır. Bal konusunda dikkat etmeniz gereken nokta ise organik ve işlenmemiş bal tercih etmeniz.
3. Lahana
Lahana, brokoli ve karalahana gibi kükürt içeren turpgiller ailesinin kanser savaşçısı üyelerinden biridir. Lahana, zengin C vitamini içeriği sayesinde küçük bir kase tükettiğinizde günlük C vitamini ihtiyacınızın % 75’ini karşılar.
Lahana yüksek besin değerlerinin yanı sıra doğal antibakteriyel özelliği ile bakterilere karşı mücadele ederken, sindirim sisteminin düzenlenmesine de yardımcı olur. Kilo vermek ve vücudunuzu enfeksiyonlara karşı güçlendirmek istiyorsanız lahanayı salatalarınızdan eksik etmeyin.
4. Elma Sirkesi
İşlenmemiş elma sirkesini salatalarda ya da yemeklerde sos olarak kullandığınızda, kolesterol ve kanser riskini azalttığını biliyor muydunuz? Elma sirkesi kanı alkalize ederek toksinlerin vücuttan kolayca atılmasını sağlar. Kilo kontrolü de dahil birçok amaçla kullanılan elma sirkesi, besinleri pestisit kalıntılarından arındırmak için de harika bir yöntem! Bunun için yemek yapacağınız sebzeleri sirkeli suda bekleterek dezenfekte edebilirsiniz.
5. Sızma Hindistan Cevizi Yağı
Güzellik iksirlerinde sıkça kullanılan hindistancevizi yağının birçok faydası vardır. Sızma hindistan cevizi yağı antifungal ve antimikrobiyal özellikler göstermesinin yanı sıra, doğada başka hiçbir besinde bulunmayan antioksidanlarla doludur. Hindistan cevizi yağı bağışıklık sistemini güçlendirmek, tiroid, kolesterol, kan şekeri düzeylerini dengelemek ve hatta beyin fonksiyonlarını iyileştirmek için kullanılır.
Yemeklerinize ekleyerek ya da cildinize uygulayarak kullanabileceğiniz hindistan cevizi yağı, tabiatın çok yönlü ve benzersiz hediyelerden biridir. Doğal antibiyotik olarak kullanmak için sabah kahvenize bir çay kaşığı sızma hindistan cevizi yağı ekleyin. Bu hem size enerji verecek hem de zihninizin tüm gün açık kalmasını sağlayacaktır.
6. Kekik Yağı
Kekik yağı, içeriğindeki ‘karvakrol’ antimikrobiyalleri sayesinde dirençli antibiyotiklerden biridir. Kekik yağının tıbbi olarak kullanımı ise çok eski zamanlara dayanır. Antiviral ve antifungal özellik gösteren kekik yağı, parazitler üzerinde de etkilidir. Fenol ve flavonoidlerce zengin kekik yağı yaraların tedavisinde, solunum ve sindirim problemlerinde kullanılır. Güçlü antioksidan yapısı ile bağışıklık sistemini güçlendirir.
7. Zerdeçal
Zerdeçal geleneksel Hint mutfağının vazgeçilmez baharatlarından biri olmasının yanı sıra Ayurveda ve Çin tıbbında antibiyotik olarak kullanılan güçlü bir ilaçtır. Özellikle yara ve enfeksiyonların tedavisinde etkili olan zerdeçal, antimikrobiyal aktivitesi sayesinde ülsere iyi gelen güçlü doğal antibiyotiklerin başında gelir.
Siz de mide problemleri yaşıyorsanız, yemeklerinizde zerdeçalı baharat olarak kullanabilir ya da zerdeçal özütü besin takviyeleri alabilirsiniz.
8. Ekinezya
Ekinezya, yara ve bakteriyel enfeksiyonların tedavisinde kullanılan doğal bir antibiyotiktir. Genellikle difteri, kan zehirlenmesi ve MRSA (Metisilin’e karşı dirençli Staphylococcus aureus bakterilerinin neden olduğu bir çeşit enfeksiyon) gibi ölümcül olabilen bakteriyel hastalıkların tedavisinde kullanılır.
Enfeksiyonlarla mücadele ederken vücudun savunma sistemini güçlendiren ekinezya, krem ya da merhem olarak uygulandığında sedef hastalığının tedavisinde oldukça etkilidir.
Aynı zamanda açık yaraların tedavisinde ve bakteriyel cilt problemlerinde de kullanılan ekinezya çayını günde 1-2 bardak tüketerek bakteriyel enfeksiyonları önleyebilirsiniz.
9. Zencefil
Zencefil doğal antibiyotik özelliği ile bakterilerin neden olduğu birçok sağlık probleminin tedavisinde etkilidir. Taze zencefil özellikle salmonella gibi gıda kaynaklı patojenlere karşı tüketmeniz gereken güçlü bir antibiyotiktir.
Ayrıca solunum yolu ve dişeti enfeksiyonları üzerinde antibakteriyel etki gösterir. Zencefili taze ve kuru halde tüketebilir ya da çay olarak içebilirsiniz. Zencefil çayını tatlandırmak için biraz bal ve limon eklemeyi de ihmal etmeyin.
10. Greyfurt Çekirdeği Özü
Greyfurt çekirdeği özü doğal bir antiseptik olmasının yanı sıra etkili bir antifungal ve antiviral ajandır. Greyfurt çekirdeği özünün 800’den fazla virüs ve bakteri türü ile 100’den fazla mantar ve parazit üzerinde etkili olduğunu kanıtlanmıştır.
Bununla birlikte içerdiği antioksidanlar sayesinde bağışıklık sistemini güçlendiren greyfurt çekirdeği özü bol miktarda C vitamini içerir. Sözünü ettiğimiz bu doğal antibiyotik besinler dışında doğada daha birçok farklı bitki ve baharat bulunmaktadır. Kırmızı biber, bayır turpu, biberiye, defne yaprağı, kişniş, kimyon, tarçın, fesleğen, adaçayı bunlardan sadece birkaçıdır.
Doğal antibiyotik besinlerin vücuttaki iyi bakterileri yok etmeyip, yalnızca zararlı bakterilerle savaşması onları tıbbi ilaçlardan bir adım daha öteye taşımıştır. Ancak tifo ve tüberküloz gibi ciddi enfeksiyonlarda mutlaka antibiyotik desteği almanız gerektiğini de belirtelim. Fakat ciddi hastalıklarda dahi vücudu doğal antibiyotik besinlerle destelemek daha iyi hissetmenizi sağlayacaktır.iha
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Hakkari Haber TV