BU TARİHİ YAZIN!
H. Aziz Hatipoğlu
30 Ağustos 2017 Çarşamba 16:48
Anlatırlardı atalarımız. Takvimin kullanılmadığı zamanlarda bir doğum veya ölüm olayı veya bir düğün sorulduğunda o yıl için hangi tabiat olayı veya bir felaket olmuşsa o anlatılarak kişinin doğumu veya ölümü hatırlanırdı.
Anne oğluna anlatırdı. Oğlum seni bir güz vakti ve şiddetli yağışların olduğu ve on evin göçük altında kaldığı ve iki kişinin öldüğü yılda doğurdum.
Dede torununa anlatır. Baban bir zemheri ayında doğdu. O yıl çok kar yağmıştı. Yollar kapalı ve çığ düşmüştü. O çığ olayında ne yazık ki amcanı kaybetmiştik. İşte o yıldı babanın doğduğu yıl.
Nine gelinine anlatırdı. Babanla düğünümüz kışın olmuştu. O yıl köyden beni almaya gelenler tipiye yakalanmış ve yolda birçok kişi donmuştu. İşte biz o kış yılında evlenmiştik.
Böyle örnekleri çoğaltabiliriz. Veya böyle bir anıyı mutlaka ya atamızdan, ya babanızdan veya ebeveynlerinizden mutlak duymuşsunuzdur. Ondan sonra o yılın hangi yıl olduğu üzerinde kafa yorar ve bir yıl az veya bir yıl fazla o tarih bulunmaya çalışılırdı.
2017 yılı Hakkâri için böyle yazılacak.
Bu yıl doğanlar, bu yıl ölenler veya bu yıl düğün yapanlar ileriki tarihlerde anıldıklarında veya hatırlandıklarında “Hakkâri’nin yeniden imar edildiği, Hakkâri’de her tarafın toz ve toprak içerisinde olduğu en nihayetinde Hakkâri’nin alt yapı çalışmalarının son kez yapıldığı yılda evlendik. Veya babamız öldü. Veya çocuğumuz doğdu diye tarihe not düşecekler.
Gerçekten Hakkâri, Hakkâri olalı böyle bir çalışma ve toz, toprak, çamur, hendek, kasis ve çile çekmedi, görmedi.
Bir yandan kanalizasyon çalışmaları, bir yandan içme suyu çalışmaları, bir yandan enerji hatları ve bir yandan da iletişim hatları yer altına alınmakta, yollar köstebek yuvalarını andırmakta ve bir yerden bir yere gitmek saatler almaktadır. Yuttuğunuz toz, arabadaki sarsıntı ve içinizin dışınıza çıkması da cabası…
Tüm bunlara katlanan halkımız hiç olmazsa bundan sonra rahat edebileceği ve insanca yaşayabileceği bir Hakkâri’yi düşleyerek katlanabiliyor ve bu sıkıntılara göğüs geriyor.
Ama o da ne?
Daha bir hafta on gün önce kazılıp büz veya boruların yerleştiği yollar bir bakıyorsunuz bir daha kazılmakta ya bir tıkanıklık, ya bir patlama veya bir arıza var diye deşilmektedir.
Ya tüm bunlar yapılmış gösterilip ve üstüne de asfalt döşendiğinde bir patlama veya bir tıkanıklıkta yolların hali ve vatandaşın çekeceği sıkıntıları hatırlayacak mıyız?
Sağlam ve projeye uygun yapmak varken işi savsaklamak ve yapmış gibi göstermek bize neler çektirdiğini ve yıllardır bundan mustarip olduklarımızı görmüyorlar mı işi alanlar.
İşi alan müteahhitlerden ve işi takip ve kontrol eden teknik elemanlardan istirham ve ricamız. Hiçolmazsa bu kez bu çalışmaları hakkıyla ve sağlam bir şekilde yapın. Yollarımız ve yapılan çalışmalar bir yıl içerisinde tekrar bozulup harap olmasın. Uzun yıllar bu nimetlerden yararlanalım.
Bunu sağladığınız an size minnet duyacak ve hayırla yâd edileceksiniz.
Aksi olursa bu kadar yıldır çile çeken bu mazlum halkın ahını alacak ve bundan da kolay kolay kurtulamayacaksınız.
Ne demişti atalarımız. “Alma mazlumun ahını çıkar aheste, aheste”
Mazlumların ahını almayın. İşi almışsanız ve sizlerde burada yaşıyorsanız işi en iyi bir şekilde ve işin de hakkını vererek tamamlayın.
Çünkü bu tarih kolay kolay unutulmayacak ve Hakkâri tarihindeki yerini ama olumlu ama olumsuz alacaktır.
Siz tarihin olumlu yönünde yer almaya çalışın. Ve bu halkın duasını alın.
Hepsinden önemlisi bu değil mi?
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Hakkari Haber TV