ÇILGIN KANAL ŞİMŞİR TARAK
Abdurrahman Keskin
05 Mayıs 2011 Perşembe 10:48
Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, iki denizi birleştiren çılgın projeyi açıkladı. Bir kere çılgın kelimesi anormal bir kelime ve anormal bir davranışın ifadesidir.
Halk arasında her zaman evladım bir çılgınlık yapmayasın denilir.
Aman dikkat ediniz çocuklar gitti bir çılgınlık yapmasın denilir.
Düğünde, mitingde, yürüyüşte, sakın haaa bir çılgınlığa meydan vermeyin diye anonslar yapılır.
Hal böyle iken 73 milyon insanın başbakanı beğendiği projeye neden çılgın ismini veriyor.
Bu halk çılgın değil mülayim, erdemli, verimli, sürekli olan, hizmet, yatırım ve projeleri sever.
Sayın başbakan eğer bu proje verimli ise erdemli ise neden adına çılgın diyorsunuz.
Projenin teknik yapısını bilemem ama birkaç gündür duyduğumuz, öğrendiğimiz bu projenin getirisinin olmadığıdır.
İstanbul’daki Boğaz köprüsü yapıldığı zaman yine her kes karşı çıkmıştı. Ancak köprü hem karlı hem huzurlu hem kısa sürede kendini amorti eden bir zaruretten yapıldı.
Her şeyden önemlisi Ecnebi dünyasından ziyade Türkiye dünyası için gerekli idi ve bu ülke halkı için yapıldı boğaz köprüsü.
Oysaki bu çılgın kanala Türk halkının ihtiyacı yoktur.
Avrupa ile Asya arasındaki insan trafiğine bir yararı da yoktur.
Haçlı ordularının sahibi Ecnebi dünyasının gemilerine bir yol bulma programıdır.
Kaldı ki uluslar arası antlaşmalara göre Boğazlardan geçiş ücretsizdir.
Eh canım buda parasız olacak derseniz bunca parayı ne diye bunlara harcayacaksınız.
= Bazı inançlara göre iki denizin birleşmesi ile kıyamet kopacak.
Neden kıyametin davetçisi biz olalım, buda esprisi.
Bu ülkede çocuğunun dershane taksidini yatırmadığı için tutuklanan annenin çocuğu intihar etti.
Bu ülkede annesinin koçağında açlıktan ölen bebekler oldu.
Bu ülkede iflas edip ittihar eden iş adamları var.
Bu ülkede geçim sıkıntısından boşanan binlerce evli eşler var.
Bu ülkede devletin Resmi rakamlarına göre 13 milyon insan açlık sınırında yaşam mücadelesi veriyor.
Bu ülkede sefalete terk edilmiş 3 milyon emekli var.
Bu ülkede dünya rakamları arasında sayılan % 15’lere varan işsizler var.
Bu ülkede 20 yıl eğitim görmüş yüksek lisans mezunu, 15 yıl eğitim görmüş lise ve dengi okul mezunları aşsız, işsiz dolaşanlar var.
Bu ülkede ürünleri ithalatçı beylerin, holdinglerin, hortumcuların, ithalat ticaretinden dolayı elinde kalıp tarlada ve ahırda çürüyen milyonlarca çiftçilik yapan hayvan yetiştiren üretici aileler var.
Bu ülkede her gün siftah etmeden iş yerinden evine giden milyonlarca kepenk kapatan Esnaf var. İşte Kel başa şimşir tarak saç telleri olmadan kelin tarağa hemde şimşir tarağa ihtiyacı varmıdır. Bu ve buna benzer 100’lerce binlerce eksik, aksak, hata ihmal, orta yede dururken Avrupa’ya devletin ve vatandaşın hakkını, hukukunu peşkeş çekip, kanal açmanın anlamı ne Allah aşkına. Avrupa’da çeyrek asırdır, bu ülkeyi Avrupa birliğine alacağım diye kapısında bekletir, aldatır ve AB üyesi yapmaz.
Geçen yıl bir yazımda biz Hakkarililer bu ülkenin ve bu halkın sorunlarını biliyor, çözüm yollarını sıralıyoruz da Anakaradakiler mi bilmez demiştik.
Haşaaa….!
Onlar bizden 100 misli bin misli fazlası ile bilirler.
Ancak rantçılar engelliyor çözüm yollarını Demokratik uygulama eksiğinden, adaletsiz dağılımdan,bölgeler arası dengesizliklerden, kökenler ve inançlar arası farklı uygulamalardan, eğitim ve kültür düzeyi haksızlığından, bu ülkede günde 10’larca kişi öldürülüyor, intihar ediyor, cinnet geçiriyor.
El insaf çılgın hayali projeler yerine bu dertlere ilaç olacak çareler bulsanıza.
Ne midir Çare;
Bir Madde İle:
Bu ülkede üretilen malların ithalatına verilen paraları durdurun ülkeyi düze çıkarırsınız.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Hakkari Haber TV