DEMİRTAŞ HAKKARİ'DE
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Grup Başkanı Selahattin Demirtaş, demokratikleşmesinin en önemli araçlarından birinin demokratik özerklik olduğunu belirtti.
06 Ağustos 2011 Cumartesi 11:15
Haber: Feyzullah Taş-Çetin Alpsar-Yücel Timur-Dün akşam saatlerinde Hakkari'ye gelen BDP Grup Başkanı ve Hakkari Milletvekili Selahattin Demirtaş, Belediye Başkanı Fadıl Bedirhanoğlu, BDP İl Başkanı Orhan Koparan ile birlikte Ramazan ayı nedeniyle gece geç saatlere kadar çarşı merkezinde dolaşan ve satış yapan esnafları ziyaret etti. Caddede dolaşan vatandaşlarla sohbet eden Demirtaş, kalabalık bir grup tarafından sloganlarla karşılandı. Belediye Çay Bahçesi'ne geçerek buradaki vatandaşlarla da sohbet eden Demirtaş daha sonra geçtiği otele geçerek basın mensupların sorunlarını cevaplandırdı.
İran, Irak, Suriye ve Türkiye'nin içinde yıllardan beridir devam eden bir Kürt sorunu olduğunu belirten Demirtaş, 4 ülkenin de ortak özelliğinin Kürt sorununu şiddet yöntemi ile bastırmaya, çözümsüzlüğe itmeye dönük politikaları olduğunu söyledi. Demirtaş, ''Türkiye'de maalesef yıllardır beridir Kürt sorununu çözümsüz bırakarak şiddet yöntemleriyle askeri yöntemlerle bastırmaya çalışmıştır. Şimdi İran'da da aynı şekilde bir Kürt sorunu vardır. İran'da yaşayan Kürtlerin kimlik talebi var, özgürlük ve demokrasi talebi var. İran bu talepleri yerine getirmek, karşılamak yerine maalesef askeri ve şiddet yöntemlerine başvuruyor" dedi.
"AK PARTİ KÜRT TOPLUMU NEZNİNDE DEŞİFRE OLMUŞTUR"
AK Parti Hükümeti'nin artık toplum nezdinde, özellikle de Kürt toplumu nezdinde deşifre olduğunu ileri süren Demirtaş, "Ne kadar demokrasiden söz ederse etsin, ne kadar Kürt açılımından söz ederse etsin artık gerçek niyetinin Kürt sorununda kalıcı demokratik bir çözüm olmadığı kesinleşmiştir. Bu nedenle İran'ın askeri operasyonlarına sessiz kalması onaylaması manidardır. Çünkü kendisi de aynı zihniyettedir. AK Parti Hükümeti de şiddetsiz silah dışı bir çözüm yöntemini devreye koymamıştır. Şuana kadar da böyle bir yöntemi işletmek sonuç almak konusunda cesur davranmamıştır. Fakat sanılmasın ki İran'ın askeri operasyonları Türkiye'ye katkı sunuyor ve Türkiye'nin Kürt sorunu çözümüne katkı sunuyor. Bölgede istikrarsızlığı güçlendiriyor, çözümsüzlüğü derinleştiriyor. Türkiye, İran'da, Irak'ta Suriye'de yaşayan Kürt halkıyla da halk nezdinde iyi ilişkiler kurabilmelidir" dedi.
Demokratik Toplum Kongresi'nin (DTK) demokratik özerkliğin ilanını gerçekleştirdiğini ifade eden Demirtaş, BDP olarak kendilerinin de bu çalışmaları desteklediklerini söyledi. Demokratik özerkliğin halkın kendi kendisini yönetebilmesinin kurumlarını oluşturmak olduğunu belirten Demirtaş konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bununla birlikte BDP'nin tabii ki temel projesi Türkiye'nin 20 veya 25 bölgeden oluşması ve bu bölgelerin her birine kendi bölge meclislerinin olması en üste de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) bütün bu meclis çalışmalarını koordine etmesi şeklinde bir demokratik özerklik projemiz var. Bu halka anlatmaya çalışıyoruz. Türkiye'nin her yerinde anlatmaya çalışıyoruz.
Anlatmaya devam da edeceğiz. Fakat hükümetin yaklaşımı özellikle kışkırtmaya dönük söylemleriyle birlikte demokratik özerklik Türkiye'de doğru anlaşılmıyor. Oysa en uygun yönetim biçimidir. Bugün dünyada batılı anlamda demokrasilerde de en uygun en demokratik yönetim biçimidir. Cumhuriyetin demokratikleşmesinin en önemli araçlarından biridir. Böyle bakıldığı zaman Türkiye'de bütünlüğü birliği sağlayabilecek de tek proje budur." Demokratik özerklik projesinin reddedildiği müddetçe, tartışılmadığı müddetçe Türkiye'nin birliğinin de güçlenme olmayacağını ileri süren Demirtaş, "Yani hükümetin şuandaki politikaları Türkiye'nin birliğine hizmet etmiyor. Hükümet bu politikalarıyla Türkiye'yi bölünme noktasına getirir.
Yapacağı budur başka bir şey değil. Ama biz diyoruz ki madem birlikte yaşama iradesi var Türküyle Kürdiyle Türkiye'de yaşayan herkesin birlikte yaşama iradesi var bunun formülünü bulalım. Bizim önerimiz demokratik özerkliktir. AK Parti bunun karşılığında başka bir model önerebilir. Diğer partiler başka modeller önerebilir. Ama hiç kimse artık bu sistemle yürüyeceğiz, tek dille tek ırkla, tek milletle yürüyeceğiz diyemez. Ülkede teklikten söz edilecekse bu anlamda biz sınırların tekliğinden birliğinden yanayız.
Ülkenin bir bayrağı vardır, biz elbette ortak değer olarak bayrağın korunmasından yanayız. Yine ülkede bir üniter yapı vardır. Biz birden fazla devlet oluşsun demiyoruz. Ama bu ülkede birden fazla dil vardır. Birden fazla halk vardır. Birden fazla kültür vardır. Bütün bunların da kabul edilmesi lazımdır. Bunların hepsinin bir arada birlik içerisinde yaşamasının formülü demokratik özerkliktir. Bunu reddetmek demek ya asimilasyonda ısrar ediyorum demektir, ya da bu ülkeyi bölünmeye götürüyorum demektir. Başka bir şey değildir'' şeklinde konuştu.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Hakkari Haber TV