22 Kasım 2024
  • İstanbul18°C
  • Ankara17°C

DERVİŞİN HIRKASI!

H. Aziz Hatipoğlu

09 Eylül 2017 Cumartesi 11:33

Hikâyeyi bilirsiniz.

Hz. Süleyman cinlerin ve hayvanların dilinden anlardı. Bir gün bir kuş Hz. Süleyman’ın yanına giderek bir dervişten şikâyetçi olduğunu bildirir. Hz. Süleyman kuştan şikâyetinin ne olduğunu sorar. Kuş Dervişin birinin kendisini yakalamak istediğini ve onun elinden kaçmak isterken kanadının kırıldığını bu yüzden Dervişten şikâyetçi olduğunu bildirir.

Hz. Süleyman adı geçen Dervişi çağırır ve kuşun şikâyetini bildirerek neden bu harekette bulunduğunu ve niçin kuşun kanadını kırdığını sorar.

Derviş bu kuşu avlamak istediğini söyler. Yaklaştıkça kuşun kaçmadığını en sonunda tam yakalamışken elinden kaçtığını ve bu yüzden kanadının kırıldığını anlatır.

Hz. Süleyman bunu kuşa anlatarak niçin kaçmadığını sorar.

Kuş “Avcı olsaydı kaçardım. Ama ben dervişten bir zarar gelmeyeceğini düşündüğümden ve onun derviş hırkası altında Allah’tan korkan birisi olduğu düşüncesiyle bana bir zarar veremeyeceğinden emin olduğum için kaçmak istemedim. Niyetinin kötü olduğunu düşünmedim. Ne zaman ki yanıma gelip beni yakalamak istediğinde gerçek niyetini anladım ve kaçmak istedim. O zaman da kanadım kırıldı.” Dedi.

Hz. Süleyman şeriat gereği kısas uygulanması gerektiğini ve Dervişin de kolunun kırılmasını emreder. Kuş bu arada söze girerek kısasın uygulanmamasını i ve şöyle bir cezanın uygulanmasını ister.

“Onun Derviş hırkası üzerinde olduğu müddetçe benim gibi onun giysisine aldanan nice kuşlar çıkacak ve nice kuşlar zarar görecektir. Onun kolunu kırarak bu cezayı verirseniz yarın kolu iyileştiğinde yine aynı hareketi yapacak ve Derviş kılığı altında çok canlar yakacaktır. En iyisi siz onun Derviş hırkasını çıkartarak bizi bu yanılgıdan kurtararak daha nice kuşun aldanmasına mani olunuz” diye sözlerini tamamlar.

Bu aklıma 15 Temmuz 2016 FETÖ Darbe girişimini getirdi.

15 Temmuz Darbe girişimini tasarlayan ve uygulamaya sokan FETÖ yapılanması da Türkiye’de aynı uygulamaları yapmadı mı?

Ta Ecevit ve daha sonraları Tansu Çiller, Mesut Yılmaz ve en son Erdoğan Hükümetleri dönemlerinde her bir haktan yararlanmadılar mı?

Hükümet ve iktidarlara yakın durarak devletten teşvik ve destek bulmadılar mı?

Okullar, hastaneler, yurtlar, dershaneler ve bankalar kurmadılar mı?

Yurt içinde tüm illerde ve yurt dışında da başta Türki Cumhuriyetlerinde ve dünyanın daha pek çok bölgesinde bu yatırımlarını devletçe destek bulup açmadılar mı?

Hükümetler ve halk bunların din kisvesi altında yaptıkları “Hizmet!” hareketlerinin gerçek mahiyetlerini bilmiyor ve açtıkları okulları, dershaneleri,  yurtları ve hastaneleri destekliyorlardı.

Buralarda okutulan çocuklarının birer vatan sevdalısı ve vatansever ve inançlı kişiler olacaklarını umarak bunlara teslim ediyorlardı.

Ne oldu?

Buralarda okutulan çocukların kendi sinsi emelleri için yetiştireceklerini,  vatana hizmetten ziyade kendi “hizmet!” hareketleri için birer piyon olacaklarını ve bu vatanın başına musallat olacaklarını hiç ama hiç düşünmediler.

40 yılda başta ordu, içişleri, adliye, eğitim, emniyet ve diğer tüm alanlarda hizmetleri(!)  Vatana el koyma, devletin kılcal damarlarına nüfuz etme ve Türkiye Cumhuriyetini ele geçirme harekâtı ötesinde ne işe yaradı?

Tüm yaptıkları birer maske, takkiye, gizleme ve gerçek niyetlerinin saklanması ve devletin ele geçirilmesi üzerinde değil miydi?

Hocaefendi aşağı, Hocaefendi yukarı ve her zaman başköşelerde bulunmuyorlar mıydı?

Ona bu değeri veren kılık kıyafeti ve din maskesi değil miydi?

Şimdi ABD ve çiftliğinde demeç üstüne demeç veriyor ve TC Hükümetlerini yerden yere vuruyor.

Aldığı teşvikleri ve yardımları görmezden gelerek hain emellerine ortak olmayanları ve buna karşı çıkan kahramanları yerden yere vuruyor.

Onun yakalanıp cezalandırılmasını elbette isteriz.

Ama kuşun dediği gibi yarın onun yerine geçecek diğer yobaz ve din bezirgânlarını nasıl tanıyacağız?

Kıyafetlerinden ve hizmetlerinden nasıl emin olabiliriz?

İşte bütün mesele!

 

Yorumlar
YASAL UYARI: Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Hakkarihabertv.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.