22 Kasım 2024
  • İstanbul7°C
  • Ankara12°C

DUANIN GÜCÜNÜ ÖNEMSEYİNİZ !

H. Aziz Hatipoğlu

13 Şubat 2019 Çarşamba 12:25

Dar zamanlarda, güç zamanlarda ve en zor zamanlarda gelir insanın aklına Dua. Halbuki fazla bir zorluğu, bir maliyeti yoktur duanın.Her an her yerde Allaha yakarır, duamızı etmeye çalışabiliriz. Bunun için bir engel ve yapılacak fazla bir iş yoktur. İçten, samimi ve kendisini Allah’a teslim eden her kulun duasının geri çevrildiği olmamıştır.

Ama illaki ihlas ve illaki  teslimiyet gerekli.

Darda olan, hasta olan, sıkıntıda olan  herhangi bir kulun duasının kabul olması dileğiyle şu kıssayı bugün okurlara sunacağım. ,

“Loise Redden isimli çok fakir giyimli bir kadın, yüzünde bir hüzünle manava girer... Dükkan sahibine mahçup bir şekilde yaklaşır. Kocasının çok hasta olduğunu, çalışamaz duruma düştüğünü ve yedi çocuğu ile birlikte aç kaldıklarını, yiyeceğe ihtiyaçları olduğunu söyler.

John Longhouse isimli manav ona ters bir şekilde bakarak derhal dükkanını terk etmesini ister. Kadın ailesinin ihtiyaçlarını düşünerek, “Lütfen efendim” der. “Paramız olur olmaz getirip borcumu ödeyeceğim.” John kadını tersler ve kredi açmayacağını söyler.

O sırada dükkanın dışında bekleyen bir müşteri ikisinin arasında devam eden bu konuşmayı dinlemektedir. İçeri girerek John’a yaklaşır ve ben bu kadının almak istediklerine kefilimder. “Ailesinin ihtiyacı olan şeyleri ona ver.” Bunun üzerine manav çok isteksiz bir şekilde kadına döner ve “Bir alışveriş listeniz var mıydı?” diye sorar. Louise , “Evet efendim” der.

 “Tamam” der manav.

“Şimdi onu terazinin şu kefesine koy, onun ağırlığınca diğer kefeye istediklerinden koyacağım.”

Louise bir an için duraksar, sonra başını önüne eğer ve çantasını açarak üzerine birşeyler karalanmış bir kağıt parçasını çıkarar. Manavın kendisine gösterdiği kefeye özenle bırakırken başı hala öne eğiktir.

Manavın ve diğer müşterinin gözleri terazinin kefesine dikilirken hayretle büyümüştür.Manav müşteriye dönerek, kısık bir sesle “İnanamıyorum” der. Müşteri manava gülerken manav çoktan diğer kefeye eline geçeni doldurmaya başlamıştır ama nafile, kefeyi yerinden bile kıpırdatamamıştır.

Terazinin kefesi artık üzerindekileri alamayacak kadar dolduğunda, manav çaresiz hepsini bir torbaya koyarak kadına verir. Şaşkınlıkla üzerinde birşeyler çizilmiş kağıdı eline alır ve okur. Bir de bakar ki orada bir alışveriş listesi yoktur. Sadece bir dua yazılıdır.

“Tanrım, neye ihtiyacım olduğunu sen bilirsin, kendimi senin ellerine teslim ediyorum..”

Manav taş gibi bir sessizliğe bürünmüştür. Louise, kendisine teşekkür ederek dükkandan ayrılır. Müşteri John’un eline bir elli dolar tutuştururken, “Her kuruşuna değdi” der. Daha sonra John Longhouse, terazinin kefelerinin kırılmış olduğunu görür.

Duanın ne kadar ağır çektiğini sadece Tanrı bilir. Dua bizim için hiçbir maliyeti olmayan bir hediyedir.”

Başta kendimize, yakınlarımıza, borçlulara, dertlilere ve hastalara dualarımızı eksik etmeyelim. Kimin duasının kabul olunacağını Allah’tan başka kimse bilmez.

Kısacası “dua” cimrisi olmayalım. 

Yorumlar
YASAL UYARI: Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Hakkarihabertv.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.