EHLİYETİNİZ VAR MI?
Erol Hanlıgil
14 Eylül 2020 Pazartesi 21:28
İş ehline verilmezse kıyamet yaklaşmış demektir. Hz. Muhammed Gökkubbe altında söylenmemiş söz yoktur özlü sözünden hareketle belki hatırlarım/hatırlatırım diye yazmaya niyetlendim.. Ne güzel söylemiş peygamber efendimiz, açıkçası bu sözü okuduktan sonra bir şeyler yazma isteğim depreşti..Efendimizin sözünü te'vil ediyormuş gibi düşünülmesin lütfen.. Söyleyeceklerimi lütfen telkin olarak da kabul etmeyiniz.. Varsayın ki iç sesimi duyar gibisiniz.. Varsayın ki sesli düşünüyorum..Yoksa tefekkür ederek okuyan herkesin verilmek istenen mesajı aldığını/alacağını biliyorum..
Efendimizin sözüne bakarken üç sözcüğün daha belirgin olduğunu gördüm.. İŞ-EHİL-KIYAMET sözcükleri, bu sözcükler mesajın manasını taşıyan ana kolonlar gibi duruyor.. İnsanoğlu doğumundan ve yaşamından dersler alır/almalı;zira insanın ölümü başkaları için ders ve ibret vesikasıdır. Biz yaşarken olur her şey, bu sebeple yaşarken dersler almalı kendini hesaba çekmeli insanoğlu..Herkesin ölümü kendi kıyametidir,büyük kıyameti görür müyüz bilmiyorum ama kendi kıyametimizi göreceğimiz muhakkaktır..
Peygamber efendimizin İŞ ve EHİL dengesini KIYAMET mefhumuyla bağlaması derin bir anlam taşıyor..Bu dengedeki yanlışlığın kıyameti getireceğini işaret ederek konunun hassasiyetini görmemizi istiyor..Siz bunu büyük kıyamet olarak kabul edebilirsiniz ben her ikisinin (Büyük/Küçük Kıyamet) aynı şey olduğuna inananlardanım.. Bu kadar açıkça dile getirilmiş bir ölçünün,
günümüzde bu denli unutulmuş olması gerçekten çok acı bir durumdur.. Peygamberimizi/peygamberlerimizi ibadetlerin şekilsel özelliklerini düzenleyen veya getiren birer elçiye dönüştüren -ZAVALLI AKILLILARIN- mantığı, peygamberimizin/peygamberlerin tüm zamanlara ışık tutan sosyal ve toplumsal yaşamı düzenleyen bu ve benzeri mesajlarının maalesef görünür olmasını engellemiş ve halen engellemektedir.. Hakikat dile getirilmese dahi hakikat oluşundan değerinden hiçbir şey kaybetmez.. Peygamberlerin mesajları evrensel ve zamanüstüdür.. Bu mesajlar zamanı geldiğinde hakikatın ufkunda doğacaktır.
“Allah size emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hüküm verdiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder” (Nisa-58)
"Emanetleri ehline verin" ilahi buyruğunda bahsedilen emanet nedir? Hiç düşündük mü? Kastedilen emanet elbette bir şey/eşyadır.. Yalnız, TDV İslam Ansiklopedisinin "EMANET" maddesinde çok dikkat çekici ifadeler bulunmaktadır. Alıntılayarak sizlerle paylaşmak istiyorum.
"Taberî’ye göre bu âyet, özellikle devlet adamlarının hem emanet hem de adalet ehli olmalarını gerekli kılmıştır. Emanet ehli olmaları, ülke imkânlarını halka haksızlık yapmadan paylaştırmalarıyla, adalet ehli olmaları da bütün kararlarında hukuka riayet etmeleriyle gerçekleşir (Câmiʿu’l-beyân, IV, 145-146).
Topluma/halka/millete hizmet kademelerinin hepsi halkın üzerinde hakkı olan, mevkiler ve makamlardır.. Ayette bahsi olunan ölçüden hareketle bilinmelidir ki devlet dairelerinde hangi seviyede olursa olsun üstlenmiş olduğumuz görevler mes'uliyetler önce HAKK'ın sonra da HALK'ın bize emanetleridir.. Bizler bu emanetlere gözümüz gibi bakmalı ve HALKIN emanet üstündeki HAKK'ını HALKA teslim etmeliyiz.. Bulunduğumuz konum ne kadar yüksekse bilinmelidir ki mes'uliyetimiz o kadar çoktur..
Bu sebeple karar alan, görev tevdi eden mercilerin bu hususta özellikle çok dikkatli olmaları gerekmektedir.. Bu bendendir, bu bana benziyor, bu bana mutidir diye birini EHİLİ olmadığı bir mevkiye getirmek en yalın söylemiyle ihanettir.. Zira Kur'an "emaneti ehline vermeyenleri" EHL-İ HIYANET olarak tanımlamaktadır..
Devlete ait bütün makamların asıl sahibi HALKTIR/MİLLETTİR.. Bu makamlara oturup millete caka satmak üstten bakmak kimsenin haddi değildir.. Mahkemelerin kadıya mülk olmadığı herkesçe bilinmektedir.. Bugün üstlenmiş olduğumuz görevler -sözde-sahibi olduğumuz makamların hiçbiri ebediyyen bize tapulu makamlar değildir..
HALKA HİZMET HAKKA HİZMETTİR düsturunu diline pelesenk edenlerin HALK kısmını sadece EŞ-DOST-AKRABA-SENDİKA-PARTİ-CEMAAT-TARİKAT-ÖRGÜT başlıkları üzerinden doldurmaları üzerine çokça düşünülmesi gereken bir husustur..
Emanetler ehline verilmelidir,emanetler verilirken KEYFİYET ve MENFAAT gözetilmez.. Ortada düşünülmesi gereken bir menfaat varsa o da HALKIN/MİLLETİN MENFAATİDİR.. Muhteris ve menfaatperest idarecilerin kifayetsizlere ehil olmayanlara verecekleri her emenet/görev/makam HALKIN/MİLLETİN HAKKINI çalmaktır. HALKA/MİLLETE ihanet etmektir..
En basit haliyle söylemek gerekirse kimse şoförlüğü iyi olmayan bir kimseye araba emanet etmez.. Şoförlüğü olmayan birinin kullandığı araç şarampole yuvarlanmaya mahkumdur.. Ehil olamayan birini direksiyonun başına oturtmak, diğer yolcuların yaşamını tehlikeye atmaktır. Bunu görmezden gelmek kıyameti yakınlaştırmaktır.. HALKIN razı olduğundan HAKK da razı olur bu hiç ama hiç unutulmamalıdır.. Bunun yolu da HALKA AİT OLAN EMANETLERE SAHİP ÇIKMAKTIR..
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Hakkari Haber TV