EVLİYA ÇELEBİ DÜNYASI
Hakkari Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından "Evliya Çelebi'nin Dünyası" konulu bir resim sergisi düzenlendi.
07 Ekim 2011 Cuma 18:08
Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen resim sergisinin açılışı Vali Muammer Türker tarafından yapıldı. İl Kültür ve Turizm Müdürü Emin Özatak ile kurum amirlerinin katıldığı sergide bir konuşma yapan Vali Türker, resimleri tek tek inceledi.
Daha sonra gazetecilere bilgiler veren İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü yetkilileri, 2011 yılının Evliya Çelebi'nin doğumunun 400. yıldönümü olduğunu hatırlatarak, "Bakanlık olarak Evliya Çelebi'yi ve onun ölümsüz eseri Seyahatname'yi yurt içinde ve yurtdışında geniş kitlelere tanıtmak amacıyla çeşitli etkinlikler düzenlemekteyiz. Van Valiliği koordinasyonunda Hakkari, Şırnak, Siirt ve Bitlis illerinde Evliya Çelebi'nin gezdiği yerlerin canlandırıldığı eserindeki üslup ve anlatımlardan örneklerin yer aldığı 'Evliya Çelebi'nin Dünyası' sergisini açtık. Evliya Çelebi'nin dünyasında bir yolculuk yaparken, Evliya Çelebi'yi minnet ve şükran duygularımızla anıyoruz" dedi.
EVLİYA ÇELEBİ
Evliya Çelebi’nin Hakkari hakkında söyledikleri ise,” hükümet benderi Hakkari -Van’ın kıble tarafında Vestan, Şafak, eşir, Çölemerik kalelerinden ibaret bir hanlıktır. Kırk yedi bin askere sahiptir. Hepsi tıraşlı, heybetli korkunç görünüşlü yiğit kimselerdir. Sadece çenelerinde Felemenkliler gibi azıcık sakalları vardır. Brabaş, potkali, ahmalıh kazağı gibi halkalıdır. Her biri kır elli dirhem tüfek atar. O kadar atıcılar ki pireyi vururlar. Arkalarında birer Kürt kalkanı, ellerinde kopal dedikleri cevganlar taşırlar. Başlarındaki alaca sarıkların üzerleri çifte teller ile süslenmiştir.
HAKKARİ’NİN 10 BİN TÜFEKLİ ASKERİ VARDI
Ama çoğunlukla kulaklarının yanlarını bıçak ile delip kanlarını akıtarak turna, şahin, horuz, tüyleri sokmuşlardır. Elbiseleri alaca şal ve şayaktır. Etekleri dilim dilimdir. Şalvarları yine alaca şaldandır. Ayaklarında porçunlu pansadı, hezarı sadı ve kepkepli papucları vardır ki her teki ikişer okka gelir. Hatta savaş yerinde kalkanları olmasa hemen ayaklarından papucu çıkarıp ellerine alır, bir elinde hançer veya kılıçla yumulup öyle gelirler. Her birinin on kişiden kaçması ihtimali yoktur. Hatta Van Kulu arasında bir kimsenin hiddetlenip birine hüküm etse, “Hakkâri Kalkanı gibi pabucunu eline giymiş gelir!” derler, işte Hakkâri’nin bu derece on bin tüfekli askeri vardır. Savaş sırasında kırk elli bin tüfeklisi olur. Fakat bu on bini aylıklı yiğitlerdir. Mezheplerini bilmiyorum bura halkının aklı doğruluk üzerinde, kılıç belinde, hançer elinde, ateş parçası adamlardır. Gayet dürüst olup hile ve sahtekârlıktan uzaktırlar. Süleyman Han zamanında Osmanlı Padişahı Van tarafında acem diyarım gitse, Van Beylerbeyi askeri öncülük yapar önü sıra Hakkâri Hanı öncü oldu.
BU ÇOCUKLARIN CESARETİNE HAYRANIMI
Bura halkı çocuklarının cesaretine hayranım. Bu diyarın ağaçlarına su yürümeye başladığı zaman bütün çocuklar bir yere toplanıp, her kavak ağacına küçük, büyük yetmiş-seksen, yüz kadar çocuk tırmanırlar ve ta tepelerine kadar çıkarlar. Ağacın bunları taşımaya gücü kalmaz. Ağırlıktan hemen yay gibi eğilip baş aşağı olurlar. Bütün çocuklar ağacın dallarından yarasa gibi sarılıp, ağacın ucu ağırlıktan ta yere yatar. Bu kere çocuklar birer birer kendilerini yere atarlar, ağacın yükü hafifleşir; üzerinde ancak kırk elli oğlan kalır. Amma cesur olanları ta ağacın doruğunda kalır. Bu kere ağaç deprenip kalkmak ister amma, üzerinde çocuk çoktur birden on kadar çocuk kendini yere atınca, kavak gürlenip kalkarak ta öbür tarafa yere eğilir. Bu hal üzere zavallı ağaçlar hep yatar kalkarlar... gariptir, hiçbir diyarda kavak ağaçlarının böyle iki tarafa bükülme ihtimali yoktur. Her gün bütün çocuklar, ikindi vaktinden sonra hocalarından serbest kalınca, o ağaçlar üzerinde şakalar edip oynaşırlar. Acaib, seyredilecek bir şeydir.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Hakkari Haber TV