23 Kasım 2024
  • İstanbul17°C
  • Ankara13°C

GEZİ PARKI VE İNATLAŞMA…

Gezi parkı ve İnatlaşma…

Dünyanda muasır medeniyetlere ulaşmış hiçbir demokratik ülkede devlet yönetimi halkı ile inatlaşmaz.Fakat ülkemizde devleti yöneten seçilmişlerimiz kendi vatandaşı ile inatlaşmaya başlamıştır.

03 Haziran 2013 Pazartesi 16:55

Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde bu şiddeti kendi halkına reva gören bir yönetim anlayışı yoktur. Önceki yazımda halk olarak seçilmişlerimizi, yapılan haksızlıklar karşısında tam demokratik , refah ve kalkınmış aynı zamanda da dünya evrensel insan haklarına uygun bir anayasa ve yönetim biçiminin  hayata geçirilmesi için çağrıda bulunmuştuk.

Ogün saymış olduğumuz onca olumsuzluklara bir yenisi daha eklenirken, yaşanan olayların resmi rakamlarla bilançosu; 67 ilde gösteri, 1730 gözaltı,  Bu olaylarda 115 güvenlik görevlisi, 58 vatandaş yaralandı. Bunlar resmi rakamlar, birde sosyal medya üzerinden paylaşılan videolardaki gözaltına alınırken ve müdahale yapılırken orantısız güç sonucu yaralı ve gözaltı sayısının daha fazla olduğu iddiaları bilinen bir gerçek.

Bakınız; günümüz itibari ile muasır medeniyetlere ulaşmış, demokratik hiçbir ülkede kolluk kuvvetleri canını korumakla sorumlu olduğu halka bunları reva görmez. Demokratik hiçbir ülkede seçilmişler, bu yapılanlara karşı bu kadar sessiz kalmaz. Demokratik hiçbir ülkede demokrasi, insan hakları, ifade özgürlüğünden dem vurup işine gelmediği zamanda böyle kayıtsız kalan bir basın olmaz.

Bunlar dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde vicdanlı,erdemli ve insani bir duygu olarak kabul edilebilir bir davranış değildir. Ülkemizde yaşanılan bu tablo tarihe bir utanç tablosu olarak geçecektir, buna kifayetsiz ve kayıtsız kalan herkeste bunun hesabını halka verecektir.

Bir ülke düşünün ki kendi evlatlarını yetiştirip ülkede bulunan insanların can güvenliğini sağlasın diye kolluk kuvvetlerine göndersin, o evlatları kendi halkını linç etmekten geri kalmasın bir ülke düşünün ki  seçilmişleri halkı unutup televizyon karşısında ve sosyal medyada onları izlemekle yetinsinler  Bir ülke düşünün ki ana akım medyası her gün demokrasi, insan hakları ve ifade özgürlüğünden mağduriyetlerini dile getirsinler, lakin bu tabloya da sessiz kalsınlar…

Bunların hepsine 1980lerde general korkusundan bu günde seçilmişlerin korkusundan sessiz kalan ana akım medyayı tarih ve bu halk unutmayacaktır. İstanbul gezi parkına sessiz kalmak, Türkiye’de demokratik bir geleceğe sessiz kalmak olduğunu hatırlatırız. Yaşanan bu olaylarda demokratik bir eylem yapmak isteyen 7’den 70’e herkes bu ülkenin vatandaşı, bu vatandaşlar en az orda onları linç eden kolluk kuvvetleri kadar bu ülkeyi seven insanlardır.

Yapılan bu müdahaleler gereksiz ve orantısızdır.

Buradan ülkeyi yönetenlere sesleniyoruz bu baskı, linç, gözaltı,inatlaşma ve sessiz kalma yöntemleri cumhuriyet tarihinin büyük bir bölümünde Doğu Anadolu bölgesinde yapıldı, bu yöntemin doğurduğu sonuçlar da ortada bu yöntem güçlü bir ülke olmayı sağlamıyor.

Merhum babam (Abdurrahman KESKİN) bir demecinde şu ifadeleri kullanmıştı.

” Öldürmenin, tutuklamanın güçlü olmaya yeterli neden olmadığı ortada.

21. Yüzyılda güçlü olmanın koşulları çağdaş uygarlığa ulaşmaktır.

Ülkesinde birlik beraberliği sağlayıp refah ve huzur içerisinde yaşatabilme sanatıdır güçlü olmanın ön koşulu.”

Tüm bunların yanı sıra demokratik bir tepki koymak amacı ile sokaklara inen 7’den 70’e bütün vatandaşlarımızın bu tepkilerine hiçbir siyasi provokasyonların ve bundan rant elde edecek siyasi parti yandaşlarının oyunlarına gelmemeleri gerektiğini hatırlatırız. Bu olayların sadece demokratik bir çerçeve içerisinde devam etmesi gerektiğini ve yapılan provokasyonlara gelmemeleri gerektiğini hatırlatırız.

Hiçbir demokratik eylemde halka ait taşınır, taşınmaz mala zarar verilmemesi gerektiğini bunlardan uzak durmak gerektiğini, kamu araçlarını yakmaktan vazgeçmek gerektiğini ve bu davranışların demokratik bir davranış biçimi olmadığını hatırlatırız. Yapılan her anti-demokratik gösteri yani yakıp, yıkmak ülkenin geleceğini yakından ilgilendiren barış süreci ve istikrarı için büyük bir tehlike arz ettiğini hatırlatırız.

Yapılan çirkin davranışlardan ve provokasyonlardan vazgeçmek gerektiğini çünkü bu davranışların şuan savunduğunuz demokrasi anlayışına uzak olan davranışlar olduğunu hatırlatırız. Gelişen bu olaylar karşısında da kolluk kuvvetlerinin halen orantısız güç kullanımı biran önce durdurulmalı ve bundan vazgeçilmeli çünkü yapılanlar uygar, demokratik ve hukuk devletinde olması gereken davranış biçimi olmadığını hatırlatırız. 

Tüm bunları hatırlatırken karşılıklı bu inatlaşmadan ve restleşmekten vazgeçiniz! Yazımın sonunda tekrar merhum babamın(Abdurrahman KESKİN) şu manidar sözlerini hatırlatmakta yarar olduğunu düşünüyorum;

YARIN ÇOK GEÇ OLABİLİR

YARIN TELAFİSİ MÜMKÜN OLAMAYAN ZARARLARA UĞRAYABİLİR BU ÜLKE VE BU İNSANLAR.

TÜRKİYE BU ÖLÜMLERİ, BU KARGAŞAYI, BU SAVAŞI, BU TUTUKLAMALARI ARTIK TAŞIYAMAZ.  Geliniz yeni acıların, kırılmaların yaşanmaması için BU İNATLAŞMA konusunda herkesi ama herkesi duyarlı olmaya çare bulmaya çağıralım.

El birliği ile çözüm bulmaya çalışalım.

Barış için, özgürlük için, demokrasi için, sesimizi yükseltelim.

Başbakanı gereksiz gündemlere yönelten dost gibi görünen başbakanının düşmanlarına dur diyelim. Yarının geç olacağını anlatmayan anlamayan başbakanın dostları nasıl dostturlar yoksa rantları mı elden gider. Bu ülkede halka yazık ediyoruz geliniz barışı, dostluğu demokrasiyi kuralım…

           

 

 

 

 

Yorumlar
YASAL UYARI: Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Hakkarihabertv.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.