HAKKIMIZI HELAL EDELİM Mİ?

Bugün Hakkâri’de bulunan 70 bine yakın insanın çoğu evlerinden çıkmak istememektedir. Resmi görevliler ve zorunluluklar haricinde kimse bu yollardaki çukur, kasis ve tozlara katlanamamakta ve bu eziyeti göze alamamaktadır.

Yapılan çalışmalar elbette ki götürülecek hizmetlerin karşılığıdır.

Toz da olacak. Çamur da olacak. Yollarda kasis ve çukurlarda oluşacak.

 Nihayetinde bir hizmet götürülecek ve bu hizmet için çalışmalar ve hazırlıklar yapılacak. Bu da eğer yar altı çalışmalarıysa cadde ve sokakların kazılması bunun en doğal sonucudur.

 Ama tüm bunlar 80 yıllık bir ilin bu son senesine mi sığacaktı?

Elin oğlu uzaya gidip illeri için alt yapı çalışmalarını bitireli on yıllar olurken bizler kaplumbağa misali yeni yeni bu işlere başlamakta ve bu çağda vatandaşlarımıza toz yutturmakta ve eziyete mahkûm etmekteyiz.

Belediyeler halka hizmet için kurulmuş teşkilatlardır. Vatandaşlarını rahat ettirmek, onlara hizmet götürmek başlıca görev ve hizmetleridir. Bunlar yollar açmak, caddeler oluşturmak, sokaklar bağlamak, istinat duvarları yapmak, kanalizasyon çalışmaları sürdürmek, içme suları sıkıntılarını gidermek, park ve bahçeler kurmak, toplu taşıma araçlarının yaygınlaştırmak, piyasa fiyat denetimlerini sağlamak, fırın, lokanta ve pastanelerin rutin temizlik denetimlerini sürdürmek, şehri imar etmek ve halkın rahat edeceği ortamlar sağlamak ve halkın huzuruna katkı sunmaktır.

Tüm bunların hangilerine kavuştuk?

Hangilerinde tam olarak randıman alıyoruz?

Hangileri halen yeterlidir? 

Saldım çayıra Mevla’m kayıra misali o koltuğa oturanların hangileri acaba bugün gönül rahatlığı içerisinde Hakkâri Cadde ve sokaklarını aşındırmakta, bir esnafın çayını içmekte, bir tüccarın kahvesini yudumlamakta, bir eve konuk olmakta ve bir öğrenciye, gence hizmetlerini sıralamaktadır.

Var mı yaptıkları bir hizmet?

Eğer bu il Toz kent diye adlandırılıyorsa, eğer bu il Baraka Kent diye anılıyorsa, eğer bu il büyük bir köy görünümünden kurtulamıyorsa halen yaptığınız hizmetler nerede?

Maalesef o koltuğa oturan ve seçilen şahısların çoğu orayı kendi yandaş ve etraftakilerine birer kadro kazandırma yeri, iş bulma yeri olarak görmüş, binler rahatsız ve hizmet göremezken iki elin parmakları sayısınca yakın eş ve dostlar kayırılmış ve bu da belediyecilik olarak bilinmiştir.

Öyle olmasaydı veya hizmetler aklıselim ve emin ellere bırakılıp gerekli denetim ve yerinde gözlenseydi bugün bu durumda mı bırakılacaktık?

Halen çamur deryası, toz bulutu ve suyu gün aşırı akan kent mi köy mü olduğu belli olmayan bu yerde yaşamayı kimler bize layık gördü?

20 milyonluk İstanbul’da, yakın komşularımız Van ve bizden çok sonra il olan Şırnak’ta eğer açılan her muslukta gürül gürül ve 24 sat su akıyorsa ve bizlerde su kaynakları çok zengin olan bu yerde halen su sıkıntısını yaşıyorsak bunu belediyenin hangi hizmetine sayacaksınız?

Seçimler yapılmış, şahıslar başkan koltuğuna oturmuş ama hizmet namına bir arpa boyu yol kat edilememiştir.

Yok, hizmetler yapılmış deniyorsa hangilerinin yapıldığını ve niçin hizmetlerde bu kadar geç kalındığını buyursunlar bunu Hakkâri halkına açıklasınlar.

Ondan sonra biz haklarımızı helal mi haram mı edelim diye soracağız.