İSRAİL’E KİM DUR DİYECEK?

1948 yılında kurulan İsrail Devleti bugün Ortadoğu’daki tüm olumsuzlukların başı olarak bilinmekte. Büyük İsrail’in kuruluşunun ilk adımı olarak 14 Mayıs 1948 yılında BM paylaşım planı uyarınca David Ben Gurion tarafından kuruldu.

Aradan 24 saat geçmeden Mısır, Ürdün, Suriye, Lübnan ve Irak tarafından saldırıya uğrayan İsrail Devleti batılı ülkelerce desteklenerek daha önce işgal ettiği %55 Filistin topraklarını bu kez %78’e çıkardı. Bu İsrail ve Araplar arasındaki ilk savaştı.

 Önce Arapların ellerinde bulunan arsaları alarak buraya yerleşen İsrailli kısacası Yahudi insanlarca ve büyük devletlerin desteğiyle kurulan İsrail, bugün Ortadoğu’ya yön veriyor, Ortadoğu ülkelerine kan kusuyor ve hiçbir BM yaptırımını uygulamıyor.

Son 1967 Arap-İsrail savaşında işgal ettiği Golan tepelerini de ilhak eden ve aradan geçen 50 yıla rağmen buralardan çıkmayan İsrail en son geçen Temmuz ayında Kudüs’teki Mescidi Aksa’da Müslümanların ibadet etmesini yasaklayarak yeni bir fitnenin, yeni bir fitilin ateşini yakmıştır.

Üç semavi dince kutsal sayılan ve Müslümanların ilk kıblegahı ve kutsal üç şehrinden biri olan Kudüs’ün çoğunu işgal eden İsrail baskı ve zulmünü doruğa çıkartarak adeta Ortadoğu’yu Cehenneme çevirmek istiyor.

Mescidi Aksaya 50 yaş altı Filistinlileri almayarak ve burada yapılan dini ibadetleri yasaklayarak Filistinlilere kan kusturan İsrail geçen Cuma günü de metal detektörler kullanarak buraya giren Filistinlileri aramak istemiş ve namaz sonrası yapılan eylemleri kanlı bastırmıştır. Bu eylemlerde 3 Müslüman Filistinli hayatlarını kaybederken 250 Müslüman Filistinlide yaralanmıştır.

Bu İsrail’in son eylemi değildir ve olmayacaktır.

Hatırlanacağı gibi 30 Mayıs 2010 tarihinde Türkiye’den İsrail’in Gazze şeridine 3 yıldır uyguladığı ambargoyu delip insani yardım götürmeyi hedefleyen 6 gemilik  “Özgürlük Filosunun” en büyük gemisi olan Mavi Marmara gemisine uluslara arası sularda İsrail ordusu tarafından helikopterlerce baskın yapmış ve bu baskında 9 Türk vatandaşı şehit olurken 30 kişi de yaralanmıştır. Kanlı baskın tüm dünyanın tepkisini çekerken gemi İsrail’in Aşkod limanına çekilmiş ve yaralılar elleri kelepçeli olarak hastaneye götürülmüşlerdir.

Saldırı sonrası Türkiye’de İsrail karşıtı büyük protestolar yapılmış ve Türkiye İsrail’den Büyükelçisini çekerek İsrail Büyükelçisini de İsrail’e yollamıştır. Bir anda tüm diplomatik ilişkiler kesilmiş ve İsrail Tel’in edilmiştir.

Müzakereler sonucunda İsrail tarihinde ilk kez Türkiye’den özür dilemiş ve ölenlere tazminat ödenmiştir.

Bu ne İsrail’in ilk ne de son saldırılarıdır.

Ortadoğu’da bir çıbanbaşı olarak her saldırının faili veya destekçisi olmuştur.

Büyük İsrail projesini uygulamak(sınırları Dicle ve Fırat nehirlerine dayanan) ve Büyük İsrail yani Yahudi Devletini kurmak en büyük hayalleri olmuştur.

Bundan değilimdir ki Ortadoğu ateş çemberi ve kanayan yaradır yıllardır.

Savaşların ve hoşnutsuzlukların biri biterken biri başlamaktadır.

İsrail’in Filistinlilerin işgal ettiği topraklarından çekilmesi ve Bağımsız bir Filistin Devletini tanıması Ortadoğu’ya huzuru getirecek ve akan kanlar duracaktır.

Ortadoğu’da hiçbir müttefiki olmayan ve herkesle sorun yaşayan İsrail kim dur diyecek?

Ağababaları ABD ve Rusya ile Batılı ülkeler varken bu hayalden öteye gidemiyor.

İsrail bildiğini okumakta ve olan mazlum Filistinlilere olmakta ve Türkiye haricinde Müslüman dünyasından da cılızdan öte bir ses çıkmamaktadır.

Bu da İsrail’e yaramakta ve kısacası İsrail bildiğini tekrar tekrar okumaktadır.