KADIN OLMAK!
Hakan Taş
09 Mart 2023 Perşembe 13:17
8 Mart’ın hüzünlü bir hikayesi var. Bu günü bahane ederek kadına bakışımı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Aslında her kadın emekçidir. Anne, eş, iş hepsi birer emektir. Kadınların isimleri farklı olsa da yaşadıkları haksızlıklar aynıdır. Göz renkleri farklı olsa da göz yaşlarının rengi aynıdır.
Yüreksiz ve duygusuz şahsiyetler kadına şiddette birbirleriyle yarışıyorlar. Çocuklarının gözleri önünde, sokakta, işyerlerinde erkeklik taslayarak bıçak darbeleri ve silahla tarayarak bu hayattan kopartıyorlar.
İnsan en çok sevdiğini kandırır. Çünkü insan sevdiğine inanır. İnsan en çok güvendiği kişiden darbe yer, çünkü sevmek güvenmektir. İnsan en çok inandığı yolda yürür. Bu yolun sonu mayınlı olduğunu nerden bilsin ki. İnsanı en çok güldürerek etkileyenler ağlatır. Kadını Allah torpil yaparak özel yaratmış. Tek istedikleri “sevgi ve sahiplenmedir”…
Ahmet Selçuk İlkan üstadımız bir şiirinde, “İşte böyle bir sevda benimkisi bu zamanda, bu devirde. Haklısın adam olacağım yok benim. En güzeli artık son vermek bu hayata. En korkunç uçurumlardan bırakmak kendimi. Ya da en yüksek tepelerden. En uçsuz bucaksız denizlere bırakmak kendimi.
AMA İÇİMDE SEN VARSIN. YA SANA BİR ŞEY OLURSA”…
Kadın narindir, zariftir, merttir, berekettir, melektir, umuttur, yaşam kaynağıdır, yaşanması gereken sevdadır, hayattır, nefestir, solmayan çiçektir. Tüm bu güzellikleri barındıran kadınlardır ve ne yazık ki aldatılan, ağlatılan, boynuna altın kolye ama o kolyenin altındaki yüreğe acı arşivleyendir.
İnsan sevdiğine dokunmaya, koklamaya kıyamazken o güzel gözleri bir bıçak darbesi ve kurşunla nasıl yumulmaya zorluyorsun, kıyıyorsun. 8 Martta hazır sabit mesajları kopyalayıp paylaşmak değildir kadına saygı. Reklam içerikli basın bildirisi yayımlamak değildir kadına sahiplenme. Yılda bir çiçek alıp hediye etmek onu sevip önemsemek değildir. 8 Mart’ta yanı başımızda Batman’da Tuba Özel isimli bir kardeşimiz kocası tarafından öldürüldü.
Mahpusta kaç kadın var. Sığınma evlerinde kaç kadın var. Dilenciliğe mecbur bırakılan kaç kadın var. Sokağa atılan, aç bırakılan kaç kadın var. Tecavüze uğrayan kaç kadın var. Nafaka bile alamayarak kapı dışı edilen kaç kadın var. Çocuklarına hem anne hem de baba olan kaç kadın var.
Deprem bölgesinde enkazın altında cansız, enkazın dışında sevdiklerini kaybedip yüreği yanan kaç kadın var. Ezilen, kandırılan, duygusal şiddete maruz bırakılan kaç kadın var?
Yani sizin anlayacağınız ben şahsen yaşadığım ülkemde kadını bu şekil tanımlıyorum. Bizim toplum olarak SEVGİ eksikliğimiz var. Erkeklerin çoğu hayatlarına dahil ettikleri kadının kendisinden zeki ve donanımlı olmasını istemez. Hep gerisinde ve ezik görmek ister.
Sadece kadınlar değil her canlı sadece SEVGİ bekler ve sevgi ister. Kadınların da bana göre en büyük yanlışları karşısındakini eksik tanımasıdır, yüzeysel ve yapay görmesidir. Tüm olumsuzluklarını örten maskesini çok geç fark etmesidir. Çünkü kadınlar merhametlidirler.
Gördüğüm gerçek şu ki, kadın kutsal ama kadın ağlayandır, ağlatılandır…
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Hakkari Haber TV