25 Kasım 2024
  • İstanbul9°C
  • Ankara0°C

KALİFİYE ELEMAN!

H. Aziz Hatipoğlu

24 Temmuz 2017 Pazartesi 13:26

Türkçe sözlükte işini iyi yapan, işten anlayan, deneyimli ve kaliteli iş yapan olarak anlatılır.

Bugün Türkiye ekonomisine yön veren çoğu fabrikaların elemanları genellikle kalifiye dediğimiz kendisini dalında kanıtlamış ve işin erbabı işçilerle yürütülmektedir.

Bazen TV haberlerinde ve basına yansıyan demeçlerde Türkiye sanayisinde ciddi kalifiye eleman sıkıntısının yaşandığını ve patronların kalifiye eleman bulmada zorlandığı ile ilgili haberler okuyoruz.

Bir yandan Türkiye’de işsizlik oranları ayda %10’ları bulmuşken diğer yandan kalifiye elemanların bulunamaması veya yeterli miktarda olmaması büyük tezat oluştururken olan Türkiye ekonomisine olmakta ve fabrikalar yeterli miktarda çalışamayarak ciddi kayıplara sebep olmaktadırlar.

Sanayinin olmadığı tek yer konumundaki Hakkâri ilimizde de Küçük Sanayi sitesi ve diğer dallarda kalifiye eleman açığı olmakta ve dükkân sahipleri haklı sitemlerde bulunmaktadırlar.

Meslek Liselerinin bu açığı kapatması gerekirken gençlerimizin çoğu ya işi beğenmemekte veya alacağı ücreti az bulup kahve köşelerinde zaman öldürmektedir.

Türkiye’de işsizlik rakamları %10’lar seviyesinde seyrederken bu rakam Hakkâri’de %15-20’ler bulmakta ve her gün bir kahvehane veya bir okey salonu daha açılarak işsizler ordusunun sınır ve miktarları çoğalmaktadır. 

Şöyle Bulvar caddesine çıktığınızda sağlı sollu okey ve internet salonlarına rastlar ve her daim buraların tıklım tıklım olduğunu gözlemlersiniz.

Belki de nüfus oranına göre en fazla kahvehane ve oyun salonlarının bulunduğu yer Hakkâri’dir. Bu da işsizlik, boş zamanı öldürme, dedikodu ve fakirlik ile eşdeğerdir.

Küçük Sanayide halen tek tornacımız vardır. Bu da Gaziantepli olup Gaziantep’ten Hakkâri’ye gelerek işini kurmuş ve burada hizmet sunmaktadır. Torna makineler için hayati bir durumda olup tornacılık herhalde çok zor olmayan bir meslektir. Hakkâri’den bir tornacının çıkmaması bura halkının tembelliği değil de nedir? Elin oğlu ta 600 km’den gelip burada para kazanıp ve iş yapıyorsa sen Hakkârili gencim, delikanlım sen neden öğrenemiyor ve iş sahibi olamıyorsun? Okey ve internet salonları çok mu daha cazip? Onlar sana aş ve ekmek mi vermekte?

Keza aynı şey araba motor ustalığında da geçerli! Elin oğlu yıllar yılı ta Hatay’dan gelip burada sanatını icra ediyorsa sen Hakkârilim neden bu kadar duyarsız ve tembelsin. Bu mesleği öğrenmiyor, meslek sahibi olamıyor, yanına da iki arkadaş veya yakınını alıp onlara ekmek kazandırmıyorsun?

Araba ve iş makinelerinin en ufak bir arızası bile ya Yüksekova’ya veya Van’a gidip yapılabiliyorsa buradaki ikamet edenlerin ve burada yaşayanların hiç mi suçu ve günahı yok?

Yıllardır Hakkâri’de asansör işiyle uğraşan ve birçok binanın asansör işini yapan Yunus Gezer isimli genç usta bu duruma tepki göstererek şunları anlattı.

Hakkâri’de bir ilki başlattık. Asansörü bilmeyen ve asansörün görülmediği Hakkâri ilinde bir ilke imza atarak bu işe giriştik. Bir yıldan fazla Van ilinde asansörcülerin yanında işçi olarak çalışarak bu mesleği öğrendik. Sekiz yıldır bu işi yapıyoruz. İki ortağız. Ancak yanımızda çalışacak ve bu işi öğrenecek kalifiye eleman bulmada zorluk çekmekteyiz. Delikanlı geliyor ve ilk sorduğu soru “Bana ayda kaç lira vereceksiniz? Hafta sonu tatilleri var mı? Ağır iş!” deyip sıvışmakta ve çalışmamaktadır.

Aynı şekilde PVC işletmeleri, Marangozhaneler, demir doğrama atölyeleri, oto kaporta boyama, cam işlerinde, inşaat kalıp işlerinde, kalorifer tesisatçılığı, sıhhi tesisat döşemeciliği, kartonpiyer işleri, ahşap yer parke işleri, fayans ve karo döşeme işleri, aşçılıkta, pasta yapımında ve kuaförlerde eleman sıkıntısı yaşanmakta ve işletme sahipleri büyük zorluklar çekmektedirler.

Küçük işletmelerin ve sanayinin olmadığı yerde kalkınmanın olamayacağı, aş ve ekmeğin kazanılmayacağı aşikârdır. 

Çalışmak ayıp değildir. Hele hele bir sanat dalını öğrenip buradan aş ve iş sahibi olmak ve buradan çoluk çocuğunun rızkını helal yoldan kazanmak çok ama çok gurur verici bir iştir.

Ana ve babalar çoluk çocuğunun ileride zorluk çekmemesini arzuluyor ve ileride elinde bir sanatın yani altın bileziğinin olmasını istiyorsa bir işletmeye çocuğunu vererek geleceğinden emin olmalıdır.

Bu da ancak çocuğun buralardan yetişip kalifiye bir eleman haline gelmesiyle son bulacak ve o da kendisinden sonra geleceklere sanatını öğretip ekmek kazanmasına vesile olacaktır.

Hakkâri’nin çehresinin böylesi çalışan ve çalışkan insanlarla değişeceği gün gibi ortadadır.  

Ne dersiniz?

Geç mi kaldık!

Yorumlar
YASAL UYARI: Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Hakkarihabertv.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.