KAYTAN: 30 MART’TA LAYIK OLALIM
KCK Genel Başkanlık Konseyi Üyesi Ali Haydar Kaytan, yaklaşan yerel seçimlere ilişkin Dersim halkına seslenerek, “30 Mart’ta Dersim’de iki çizgi arasında mücadele olacak” dedi.
15 Mart 2014 Cumartesi 11:48
Kaytan, bir yanda Dersim’i soykırımdan geçiren parti ve o geleneğin devamı olan CHP, diğer yanda ise Seyit Rıza çizgisinin sürdürücüsü, Kürt siyasal hareketinin olduğunu belirtti. Kaytan, Dersim katliamını gerçekleştiren partinin CHP olduğunu belirterek “CHP’ye verilen her oy Dersim’de katledilen yetmiş bin insanın mezarlarında bir kez daha katledilmesi anlamına gelir” dedi.
KCK Başkanlık Konseyi Üyesi Ali Haydar Kaytan, 30 Mart yerel seçilerine ilişkin Dersim halkına şöyle seslendi:
30 Mart yerel seçimleri özellikle Dersim’de iki çizgi arasındaki mücadele olacaktır. Bir tarafta Dersim’i katleden, Dersim’i soykırımdan geçiren parti ve o geleneğin devamı olan partiler bütünlüğü vardır. Diğer tarafta bunun karşısında Dersim’in geleneğine sahip çıkan Seyit Rıza ve onun şahsında temsilini bulan Dersim şehitlerinin, Dersim soykırımında katledilen on binlerce insanın anısına sahip çıkan, onların özlemlerini ve istemlerini bugün yeniden yaşamsallaştırmak isteyen Kürt siyasal hareketi bulunmaktadır. Burada önemli olan Dersim katliamını gerçekleştiren iktidar partisinin hala Dersim’de var olması ve seçimlere girerek kazanma ihtimaliyle ortaya çıkmasıdır.
KATLİAMI UNUTMAK, KENDİ KÖKÜNDEN, İNANÇLARINDAN KOPUŞTUR
Dersimlilerin, Dersim halkına yaşatılanları unutmaması gerekir. Bir yerde kırk bin tane keçi telef olsa o asla unutulmaz. Dersim’de kırk binin üzerinde insan yok edildi. Ana kucağındaki çocuklar, bacaklarından tutarak taşlara vurarak öldürüldü. Bunlar unutulabilir mi? Munzur’da cesetlerin nasıl sularda yüzdüğü, nasıl Munzur’un kenarındaki ağaçlara takıldığı bu anlarda çok çarpıcı bir şekilde dile getiriliyor. Dersim insanı halkı bunu unutacak mı? Unutmak açık şekilde ihanettir. Kendi kökünden kendi değerlerinden kendi inançlarından kopuştur. Aslında kendini unutmaktır.
DERSİM ONURLU VE DİRENİŞÇİ ALANLARDAN BİRİSİDİR
Dersim gerçekten Kürt coğrafyasının şerefli, onurlu ve direnişçi alanlarından birisidir. Bu çok açıktır. 1935 yılına gelinceye kadar Türkiye Cumhuriyeti ile bütünleşmemiş olan, ona karşı direnen ve özgünlüğünü, özerkliğini, özgürlüğünü koruyan yegâne alan durumundadır. Bunun sonrasında iki yıl boyunca yürütülen bir saldırı var. Burada korkunç bir katliam ve bir kıyım var. Yanı başındaki insanlara sorsunlar, kitaplara baksınlar. Katledilenlerin çoğu silahsız insanlardır. Yaşlı başlı insanlar, kadınlar, çocuklardır.
DERSİM HALKININ ASLA BU ZULMÜ UNUTMAMASI GEREKİR
Dersim’in asimile edilemeyeceği, Dersim’in kendi özüne yabancılaşmayacağı fark edildiği için burada “medeni adam yavrusu yetişemez” denmiş ve sonra bu insanlar katledilmiştir. Gerçekten buğday pazarında asılanlara baksınlar, Seyit Rıza’nın nasıl asıldığına baksınlar. Seyit Rıza yetmiş yaşın üzerindedir. O zamanki yasalara göre bu yaştaki insanların asılmaması gerekir. Bu yüzden Seyit Rıza’nın yaşı küçülterek asılır. Seyit Rıza bunu sorun yapmaz. Şunu söyler; “Önce beni asın ondan sonra oğlumu asın” devlet bunu kabul etmez. İdam sehpasındaki bir insana bile işkence yaparlar. Babasının gözü önünde oğlunu idam ederler. Bundan büyük zülüm mü var? Dersim halkının asla bu zulmü unutmaması gerekir.
ZULÜM YAPAN CHP DERSİM’DE OY ALMAMALI
Bize bu kadar zulüm yapan bir partinin, Dersim’de yer bulmaması gerekiyor. Bu partiye verilen her oy, Dersim’de katledilen yetmiş bin insanın mezarlarında bir kez daha katledilmesi anlamına gelir. Bu halkın bunu düşünmesi gerekir. CHP Dersim’e ne zaman hâkim oldu? 37’ye, 38’e kadar Kürdistan’da ve özel olarak Dersim’de CHP diye bir parti var mıdır? CHP’nin başındaki insanlar kimlerdir? O zaman başbakan olan kimdir? Dersim halkının, bunları düşünerek, görerek oy kullanması gerekir.
30 MART’TA DERSİMLİLER CHP’Yİ SANDIĞA GÖMMELİDİR
Dersim halkı, Dersim’de katledilen yetmiş bin insanın sadece Seyit Rıza’nın değil, o ana kucağındaki bebelerin, hamile kadınların, tecavüze uğrayıp kendilerini uçurumdan atan genç kızların ruhunu düşünerek onların mezarlarında neler düşünebileceğini düşünerek, oylarını kullanmaları gerekiyor. Tersi biçimde oy kullanmak gerçekten onları unutmaktır. Unutmak kendisine, değerlerine, tarihine, kültürüne ihanettir. Artık bizim bu ihanetin kökünü kurutmamız lazım. İhaneti dayatan, Kürdü kendi olmaktan çıkaran, CHP’yi Dersim’de sandığa gömmemiz gerekiyor. Sandığı CHP’nin mezarı haline getirmemiz lazım.
KEMAL KILIÇDAROĞLU, BEN KÜRDÜM, ALEVİYİM DİYEMEDİ
Bugün bütün dünya Dersim’de soykırım yapıldığını kabul ediyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin başındaki Tayyip Erdoğan bile, Dersim’de yaşanılanları bir katliam, soykırım olarak değerlendiriyor. Fakat Dersim’de katliam yapıldığını soykırım yapıldığını kabul etmeyen yegâne parti CHP’dir. Bugün Türkiye de herkes Dersim adını kullanıyor. Dersim’deki inanç sisteminin farklılığını bile kabul ediyor. Tayyip Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu’na, CHP’nin başındaki insana, sen kimsin diye soruyor. Bu gerçekten önemli bir sorudur. Erdoğan’ın sorusuna cevaben Kemal Kılıçdaroğlu ben Dersimliyim, ben Kürdüm, Aleviyim diyemedi, demedi. Bunların üçünü de reddetti.
BİZ HORASAN’DAN GELMİŞ TÜRKÜZ DİYOR
Kılıçdaroğlu, Dersim’de yaşananları, CHP’nin Dersim halkına yaşattıklarını kabul ediyor mu, onaylıyor mu? Yâ da bunları mahkûm etmek için ağzından tek bir sözlük çıkıyor mu? Hayır. Kendisi ne dedi? Biz Horasan’dan gelmiş Türküz, Ahmet Yesevi’nin soyundanız. Peki, bu Dersimliler Ahmet Yesevi’nin soyundan mıdır? Kılıçdaroğlu’na sorsanız Horasan neresidir, bunu bile bilmez. Elbette Horasan’ın Kürtlükle bir bağlantısı var. En önemli Kürt yerleşim yerlerinden biridir. Şu anda Horasan’da bir buçuk milyon civarında Kürt var. Ve üstelik bu Kürtlerin önemli bir kesimi Alevi kökenlidir. Oraya giden yoldaşlarımız var. Bu açıdan Horasan’ın Dersim’le en iyi bağını biz biliriz. Kemal Kılıçdaroğlu’nun ki ezberden ibarettir. Kaynak (anf)
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Hakkari Haber TV