22 Kasım 2024
  • İstanbul18°C
  • Ankara17°C

KCK’DEN ULUSLARARASI CENEVRE 2 ÇAĞRISI

KCK’den uluslararası Cenevre 2 çağrısı

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, Cenevre 2 toplantısının tarafları ve ilgili devletlere çağrıda bulunarak, üç milyondan fazla nüfusa sahip Rojava Kürtlerinin iradesinin tanınmasını istedi.

15 Ocak 2014 Çarşamba 15:48

KCK, “Kürtlerin dışlandığı bir toplantının meşruiyeti daha baştan kabul edilmeyecek bir konuma düşecektir” uyarısında bulundu. KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, Cenevre 2 öncesi, uluslararası topluma yazılı bir açıklama ile çağrıda bulundu.

“Kürtler demokratik Suriye’nin güçlü bir temeli ve parçası olmak istiyor” vurgusunun yapıldığı açıklamada, Kürtlerin üç milyonu aşkın nüfusuyla Suriye’nin ikinci temel halkı olduğuna dikkat çekildi. Kürt halkının demokratik siyasi iradesiyle, ayrı bir güç olarak Cenevre’ye katılmak istemesinin en doğal hakkı olduğunu kaydeden KCK, Cenevre çağrıcısı ülkelerin Kürtlerin bu talebini dikkate almamasına tepki gösterdi.

KCK, “Cenevre toplantısına tarafları ve ilgili devletleri çağıran siyasi güçleri bir daha bu kararları konusunda düşünmelerini istiyor, Kürtlerin katılmasını sağlayarak Cenevre 2’yi güçlendirecek ve meşru kılacak adımlar atmaya çağırıyoruz” dedi.

'KÜRTLER BAĞIMSIZ BİR GÜÇ OLARAK KABUL EDİLMİYOR'

KCK’nin açıklaması şöyle:

“22 Ocak’ta Suriye'nin geleceği konusunda ikinci Cenevre toplantısı yapılacaktır. Bu toplantının yeni Suriye'nin şekillenmesinde rol oynayacağı söylenmektedir. Özellikle ABD, Rusya ve Fransa’nın anlaşması bir uzlaşmanın yaşanacağı biçiminde değerlendirilmektedir. Ancak mevcut rejimin ve muhalefetin görüşlerinin birbirine yakınlaştırılmayacak kadar uzak olduğu da bilinen bir gerçekliktir.

Her iki gücün de iktidar savaşı vermesi, onların çözümleyici bir konumda olmadıklarını göstermektedir. Suriye'de iktidar ve hegemonya peşinde koşmayan, sadece demokratikleşme ve toplumun güç olmasını isteyen Kürtler ise Cenevre’ye bağımsız bir güç olarak alınmak istenmemektedir. Bu durum Cenevre toplantısından Suriye’nin demokratikleşmesi ve barış doğrultusunda olumlu sonuç çıkma umudunu da çok azaltmış bulunmaktadır.

Suriye'de halklar ve topluluklar özgürlük ve demokrasi için ayağa kalkmışlardır. Ancak bugün özgürlük ve demokrasi için mücadele veren ve gerçekleştirdiği devrimle özgür ve demokratik yaşamı kuran tek güç Kürtlerdir. Dünyada Rojava Devrimi olarak bilinen bu devrim, özgürlükçü ve demokratik karakteriyle Suriye halklarına örnek olmakta ve büyük umut vermektedir.

Rojava’da Kürtlerin gerçekleştirdiği devrim, Suriye'de tüm halkların ve dinsel toplulukların özgürce yaşayacağı bir demokratik sistem öngörmektedir. Bu karakteriyle sadece Suriye'nin değil, Ortadoğu'daki tüm siyasi ve sosyal sorunların çözümüne örnek bir model teşkil etmektedir.

Bugün dünyada demokrasi denilince en başta da farklı tüm toplulukların kendi kendini yönetmesi akla gelmektedir. Gerçek demokratikleşme artık böyle gerçekleşmektedir. Suriye çok farklı etnik ve dinsel toplulukların coğrafyasıdır. Bunların kendi kendini yönetmesi, özgür ve demokratik yaşamlarını kurma hakları vardır.

Suriye artık merkeziyetçi bir devlet yapılanmasıyla yönetilmeyecek kadar farklı etnik ve dinsel topluluklara sahiptir. Rojava Devrimi daha şimdiden farklı etnik ve dinsel toplulukların kendi kendini yönetme gücüne ulaştığı bir demokratik yaşam gerçekleştirme yolunda büyük adımlar atmıştır.

'KÜRTLER DEMOKRATİK SURİYE’NİN BİR PARÇASI OLMAK İSTİYOR'

Kürtler Ortadoğu'nun dördüncü büyük halkıdır. Dört parça Kürdistan'da 45 milyon nüfusa sahiptir. Kürtler tüm ülkelerde sınırlara dokunulmadan tüm halklarla yana yana, özgür ve demokratik temelde yaşamak istemektedirler. Bu arzularını Rojava’da da güçlü bir biçimde ortaya koymuşlardır.

Demokratik Suriye'nin güçlü bir temeli ve parçası olmak istemektedirler. Üç milyonu aşkın nüfusuyla Suriye'nin ikinci temel halkı olan Kürtler, üç kanton olarak özgür ve demokratik yaşam içinde Suriye halklarıyla demokratik Suriye’de birlikte yaşama iradelerini ortaya koymuşlardır.

Ancak Kürtlerin bu iradesini şu andaki muhalifler kabul etmemektedir. Mevcut muhalifler Baas iktidarından farklı bir tutum ortaya koymamaktadırlar. Kürtlerin kazanım elde etmesini istemeyen Türkiye'nin belirttiği “Suriye'de yeni iktidar belirlensin, ondan sonra konuşuruz” gibi Kürt halkını ciddiye almayan bir tutum göstermektedirler.

Şimdiye kadar varlığı kabul edilmeyen ve başta Türkiye olmak üzere bölge ülkeleri tarafından kültürel soykırıma uğratılmak istenen Kürtlerin, iradesini tanımayan bir yaklaşımı kabul etmesi mümkün değildir. Bu açıdan Kürtler Cenevre’ye bağımsız ve demokratik bir muhalif güç olarak katılmak istemektedirler.

Kürt halkı; haklı demokratik talepleri, örgütlülüğü ve ortaya koyduğu demokratik siyasi iradesiyle bunu hak etmiştir. Şimdiye kadar yok sayılan ve kültürel soykırıma uğratılmak istenen bir halkın Suriye'nin demokratikleşmesini isteyen bağımsız, demokratik bir güç olarak Cenevre’ye katılmak istemesi en doğal hakkıdır.

'CENEVRE’NİN MEŞRUİYETİ DAHA BAŞTAN TARTIŞMALI HALE GELDİ'

Ancak Cenevre’ye tüm tarafları katılmaya çağıran ülkeler Kürtlerin bu talebini dikkate almamışlardır. Üç milyondan fazla nüfusa sahip Kürt halkının ve bu üç kantonda yaşayan farklı halkların iradesi reddedilmiştir. Böylece Cenevre 2 tüm Suriye halklarının iradesini temsil etmeyen bir konuma düşürülmüş olmaktadır. Suriye'nin demokratikleşmesine güç katacak ve yeni Suriye'nin kurulmasında önemli rol oynayacak Kürtler dışlanarak Cenevre’nin meşruiyeti daha baştan tartışılır hale getirilmiş bulunmaktadır.

Kürtler yüz yıldır Lozan’ın acısını yaşamışlardır. Bu nedenle Cenevre 2’nin yeni bir Lozan olmasını kabul etmeyeceklerdir. Kürtlerin katılmadığı bir toplantı Kürtlerin iradesini yansıtmayacağından Kürtler tarafından kabul edilmeyecektir. Suriye'nin demokratikleşmesi ve istikrarı konusunda bu derece sorumsuz yaklaşanların kararlarına ortak olmayacak ve bu kararları tanımayacaktır.

CENEVRE’Yİ DÜZENLEYEN GÜÇLERE ÇAĞRI

Cenevre toplantısına tarafları ve ilgili devletleri çağıran siyasi güçleri bir daha bu kararları konusunda düşünmelerini istiyor, Kürtlerin katılmasını sağlayarak Cenevre 2’yi güçlendirecek ve meşru kılacak adımlar atmaya çağırıyoruz.

Bağımsız bir heyetle Cenevre’ye katılan Kürtler, toplantıyı çok güçlendireceği gibi, katılmadıkları takdirde Cenevre 2 daha baştan tutarsız, iradesiz, etkisiz ve meşruiyeti kabul edilmeyecek bir konuma düşecektir. Suriye’nin geleceği ile ilgili bir toplantıya demokratikleşmenin en temel gücü olacak Kürtlerin katılmaması, daha baştan Suriye’nin demokratikleşmesinin boşa çıkarılması anlamına gelmektedir. Bunun sorumlusu da Kürtleri dıştalayan güçler olacaktır.”

 

 

 

Yorumlar
YASAL UYARI: Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Hakkarihabertv.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.