22 Kasım 2024
  • İstanbul17°C
  • Ankara13°C

KÜRT SORUNU ÇÖZÜM YOLUNDA

Abdurrahman Keskin

15 Haziran 2012 Cuma 22:26

KÜRT SORUNU ÇÖZÜM YOLUNDA

Öncelikle bazı siyasilerimizin söylediklerine bir bakalım.

Bundan bir ay önce

Sayın Hasip Kaplan;Bizim bu ülkenin sınırları, bayrağı, resmi dili ve başkenti ile sorunumuz yoktur demişti.

Bu ülkeyi bölmek isteyen yoktur. Bu tabuyu kaldırın demişti.

BDP Genel Başkanı Sayın Selahattin Demirtaş; Devlet ve PKK silahları susturmalı insanlar ölmemeli bizim Türk halkı ile sorunumuz yoktur demişti.

Dün Sayın Leyla Zana Kürt sorununu AKP Genel Başkanı Sayın Recep Tayip Erdoğan çözecektir. Ona olan umudumu koruyorum dedi.

CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu AKP Genel Başkanı ve Başbakanla Kürt sorunu hakkında zirve çalışması toplantısı yaptı.

Hükümet dün Kürtçeyi orta dereceli okullardan itibaren seçmeli ders olarak okutulmasına karar verdi.  Gerçi Kürtçe dili seçmeli değil eğitim dili olmalı diyoruz ancak yinede geçmişe bakıldığında önemli bir karardır diyoruz.

Ülke genelinde üniversiteler Kürt dili ve edebiyatı kürsüleri veya bölümlerini eğitime açtılar.

Başbakan CHP’ye varsın MHP istemesin siz kararlı iseniz bizler birlikte bu sorunu çözeriz dedi. Sonuç olarak çok olumlu gelişmeler demeçler kararlar ve toplantılar yapılmaktadır. Türkiye’de bu gün  çok büyük bir mutabakat sağlanmış durumdadır Kürt sorunu için.  AKP’nin %50 oyu CHP’nin %27 oyu toplam %77’lik bir mutabakat bir de ARTISI var. BDP bunlar yeterli değildir diyor ise de bu yapılanları kabulleniyor ve de önemsiyor.

Düşünün 12 Eylül darbecileri Kürtçe konuşma yasaktır diye yasa yapmıştı. Türkiye’de Kürtler vardır bende Kürdüm diyen TC’nin Bayındırlık Bakanı Sayın  Şerafettin Elçi 4 sene hüküm giydi iki yıl cezaevinde yattı. 12 Eylül sonrası askerdeki oğlu ile Kürtçe konuşan annenin telefonu kesiliyordu.  Çarşıda, pazarda Kürtçe konuşan insanları yakalama avı yaşanıyordu.

Bu gün hala yargılama safhasında Kürtçe için bilinmeyen bir dil ibaresinin kullanılması tam anlamı ile abesle iştigaldir. Başbakan Sayın Recep Tayip Erdoğan açıklıyor Kürt sorunu benim sorunumdur herkesin sorunudur bu sorunu çözeceğiz diyor. Çünkü Başbakan gurup ve kongre miting konuşmalarında Dersimde 1937-1938 yıllarında Hükümetin emri ile zamanın Başbakanı ve hükümetini sorumlu tutarak 50 binin üstünde Kürdün katledildiğini ve bunun yanlış olduğunu söylüyordu.

2010’da yapılan anayasa değişikliği ile 12 Eylül yargılanmalı anlayışı ile milyona varan Kürtlerin cezaevine atıldığını, işkence yapıldığını, sakat bırakıldığını, işten atıldığını kabullenmiş olmasındandır.

Sorunun:

Öldürme ile çözümlenmeyeceği Dersim örneğinden açıkça anlaşılmaktadır. Tutuklama, zindana atma, işkence yapma ile sorunun çözümlenemeyeceğini Sayın Başbakan dahil MHP hariç herkes çok iyi anlamış durumdadır.   

*KÜRT SORUNU ÜLKENİN BİRİNCİ SORUNUDUR.

*KÜRT SORUNU BARIŞ İLE TBMM’DE ÇÖZÜLECEKTİR.

*KÜRT SORUNUNU TBMM’DE GURUBU BULUNAN AKP İLE CHP YİNE TBMM’DE GURUBU OLAN BDP İLE ÇÖZECEKTİR.

Büyük bir mutabakat sağlanmıştır.

Yeterli olmadığına inanların varlığı ile beraber Sayın Leyla Zana’nın dediği gibi sorunun çözüm anahtarı Başbakan Sayın Recep Tayip Erdoğan’dadır.

Hakkari’den sesleniyoruz;

Sayın Başbakan,  Sayın Ana muhalefet lideri, Sayın Demirtaş ölen asker, polis, korucu, PKK’lı sivillerin tamamı bu ülke vatandaşlarıdır. Ölenlerin anne ve babaları devletin çeşitli kademelerinde memur ve ücretlidirler. Şehitler ölmez vatan bölünmez, törenleri,  Şehit Na Mırın haykırışları yüreklerine ateş düşen anne ve babaların ızdıraplarını dindirmiyor. Evlerine düşen YASI kaldırmıyor. Yazıktır bu gencecik tüm ölenlerimize ve yakınlarına acıyınız.

Bu sorunu mecliste çözünüz

Karşı çıkanlar ölenlerin cenazeleri üzerinde ticaret yapan rantçılardır. İnsanı seven hiç kimse bu çözüme barışa karşı çıkmaz. Vicdan, izan ve iman sahibi herkes bu barışa katkı sunmalıdır.

Her tarafın rantçıları sizlere de sesleniyoruz;  

Çekiniz elinizi bu kan gölünden

Bu ülke bölünmez

Bu millet bölünmez

Bu Kürtler ne biter ne gider ne de yok olur.

Türkler Kürtler ve diğer kökenler kıyamete kadar birlikte yaşamaya mahkumdurlar.

Birlikte eşit şartlarda kardeşçe barış içinde yaşamaktan başka çözüm yolumuz yoktur.

Bu yolda yürüyen herkese yolunuz ve bahtınız açık olsun diyoruz.