‘MEDYA SALDIRISININ NEDENİ AKP’NİN MEDYAYA VERDİĞİ TALİMATTIR’

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş HDP İstanbul İl Konferası’nda konuştu. Demirtaş, “Devasa bir ahtapotla okyanus ortasında mücadele eden kırmızı balıklar gibiyiz. Bu ahtapotun zaafları var. Tıpkı 7 Haziran’da olduğu gibi bu ahtapotu işlevsiz kılabiliriz, o kollarını kırabiliriz” dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş’ın konuşmalarından satır başları şöyle:

“Ortadoğu’da yeni bir emperyal paylaşım süreci yaşanıyor. Önemli olan bizim için yarını bugünden kurabilmemizdir. Bütün parti kadrolarımız, Ortadoğu siyasetini tahlil etme niteliğine sahip. Eksik olan, tahlillerin pratikleşmesinde yaşanıyor. Devasa bir ahtapotla okyanus ortasında mücadele eden kırmızı balıklar gibiyiz. Bu ahtapotun zaafları var. Tıpkı 7 Haziran’da olduğu gibi bu ahtapotu işlevsiz kılabiliriz, o kollarını kırabiliriz.”

‘Eski tarzda mücadele edersek onlara hizmet ederiz’

“Karşımızdakiler ahlaksızca orantısız bir gücü bize karşı kullanırken, biz eski tarzda mücadele edersek onlara hizmet ederiz. Onların toplumsal alanı kullanmasına fırsat veririz. HDP çok kritik bir kararlaşma ve kongre sürecine gidiyor. Adam yüzde 50’ye yakın oy almış, bizden korkuyor. Bu yüzde 50’nin nasıl elde edildiğini biliyorlar. Ergenekon ve MGK’yı bize karşı kullanarak bizi yok etmeye çalıştılar Bu çizgi artık Ortadoğu dengelerini, siyasetini belirliyor. Dünyanın ezilenlerine umut olacak şekilde bir etki yaratıyor. Rakiplerimizin bizi ciddiye aldığı kadar bizim de kendimizi ciddiye almamız lazım. Yeni eylem tarzlarını yeni söylemleri geliştiremezsek bir kez daha onlara kendi ellerimizle ‘Buyurun halklarımızı sömürün’ demiş olacağız.”

‘AB insan haklarını pazarlık konusu yaptı’

“AKP’nin mülteci sorununu üstüne almasından dolayı, Avrupa Birliği, insan hakları konusunu pazarlık konusu yapmıştır. Türkiye’ye insan hakları ihlallerini satmıştır. ‘Sen istediğin kadar hak ihlali yap, ama mültecileri sen alacaksın’ yönünde bir anlaşma yapmıştır. Amerika ile de İncirlik üzerinden pazarlık yapmıştır. HDP’nin geriletmesi için hepsi uzlaşmış. Ancak biz hepsinin tekerine çomak sokmayı hep başardık.”

Beyaz Show’a katılan Ayşe öğretmen

“Bir TV’den barış çağrısı yapan bir kadını hemen linç ediyorlar ve programı yapanı linç ediyorlar. ‘İnsanlar ölmesin’ diyen birini neden bu kadar korkutmak istiyorlar. Ayşe öğretmeni değil geri kalanları korkutmak istiyorlar. Saldırının bu kadar yoğun ve orantısız olmasının anlamı bu.

Hiçbir seçim döneminde medyadan asla destek almadık ve hiçbir çıkar antlaşması yapmadık. Doğan Medya başta olmak üzere hepsi bize saldırdı. Ben 7 Haziran seçimleri öncesi 6 programa çıktım. Rakiplerimiz 170’e yakın programa çıktı. Sanki Doğan Medya ile aramızda bir anlaşma varmış gibi bir operasyon başlattılar operasyon devam ediyor. Partimize bu kadar yoğun medya saldırısı yapılmasının nedeni AKP’nin medyaya verdiği talimattır.

Doğan Medya ile yapılan anlaşma ile Ahmet Hakan’ı işten atmayacaksınız. Ona gece gündüz AKP propagandası yaptıracaksınız. Böyle bir anlaşma yaptılar. Muhalif medyayı da susturmaya çalışıyorlar. DİHA muhabirini tutukluyorlar, Cumhuriyet gazetesinin genel yayın yönetmenini tutukluyorlar.”

‘Bunun adı din olabilir mi?’

“Biz her zaman umutlu olmak zorundayız. Önümüzdeki dönemde karşımızdaki güç daha da pervasızca saldıracak. AKP’nin inancında cenazeye işkence serbest, her türlü zorlama serbest. İslam’ı kendisine göre yaşıyor. Kendi işine göre planlıyor. Yalan yanlış fetvalarla yapıyor bunu. Cemaat tarikat işleri ile toplumun bütün hücrelerine kadar girip inanılmaz bir değişikliğe neden oluyor. AKP dininde her türlü ahlaksızlık serbest. Onlara göre bunu yapmak bırakın suç, günah olması bir yana, aksine takdir edilmesi gereken davranışlardır. ‘Bunu dinin için, vatanın için yapıyorsun’ zihniyetindeler. Çocukları, bebekleri katlediyorlar. Cenazeler sokaklarda çürümeye terk edilmiş. Ama bunlar ‘Haçlı ordularına karşı Müslüman güçler saldırıyor’ diye Türkiye’nin batısına gaz veriyorlar. Bunun adı din olabilir mi?

Cenazeler yerde kalmalı ve toplum bu cenazeler üzerinden itibarsızlaştırılmalı. Bu çok bilinçli bir politikadır. Cenazeler kime zarar veriyor. Kürt halkına cenazeleri üzerinden onursuzluk dayatılıyor. Mücadele azmi kırılsın istiyorlar. Bu örnekle neleri yapabileceklerini göstermek istiyorlar. ‘Biz gerektiğinde insanlığımızdan çıkarız, milliliğimizden faşistliğimizden çıkmayız’ demek istiyorlar.”

‘Bizi sokmak istedikleri cendereye biz sığmayız’

“Bizim bu zihniyete karşı her yerde örgütlenmemiz lazım. Geçmiş dönemlerde toplum kendisini savunabilecek durumda olmadığı için katliamlar oldu. Bu kez Ortadoğu halkları ona göre hazırlanmalıdır. Bizi sokmak istedikleri cendereye biz sığmayız. Eskiye dair direniş adına görkemli duruş adına ne varsa onları koruyarak ama eskiye dair çalışma tarzımızla ne varsa onu unutarak yolumuza devam edelim.”