ÖCALAN’IN YOLU DEMOKRATİK GÜÇLÜ TÜRKİYE Mİ!

Evet bu cümleyi okudum ve uzun uzun düşündüm nerden nereye geldik. Bu hepimizin içini kemiren içimizi yakan bir durum ama dile getirmekten korkuyoruz çünkü her an ajan, hain gibi sıfatlar yakamıza yapıştırılabilir. Bu işin en güzel yanı insanlar ölmeyecek, en kötü tarafı Kürt and Kürdistan olmayacak..! Kürt aydınları, Kürt Önderleri,Kürt partileri ve STK’lar Kürdistan meselesinde ısrar etselerdi, şu anda Kürtçe seçmeli ders mi, zorunlu ders mi, olsun yerine; Kürdistan bağımsız mı, federe mi olsun tartışılıyor olacaktı…!!!!!!

Aslında bununla ilgili yazmamaya yeminliydim ama şunu gördüm benim içimi kemiren şeyin tapınma kültürünü edinmemişlerin dışında, birçok Kürt'ün içini kemiriyor. Mesela Türkiyede 20 milyon Kürt var, BDP nin oy tabanı 2 milyon geri kalanlar neden oy vermiyor bunu hiç düşündünüz mü?

En baştan başlamak istiyorum;

21 Mart Newrozunda sayın Abdullah Öcalan’ın mektubu beni bir yandan sevindirdi, diğer yandan, hayal kırıklığına uğrattı. Bu süreçte sayın Öcalan’ın muhatap alınmasına, 12 Eylül 2012 günü 68 gün boyunca süresiz ve geri dönüşümsüz açlık grevine giren siyasi hükümlü ve tutuklular oldu.! Ben bu mektupta Türkiye’nin misaki milli sınırlarının korunmasını ve Türk milletinin övüldüğünü gördüm.

Sayın Öcalan: Bizim Türk bayrağıyla hiçbir zaman sorunumuz olmamıştır. Bayrak ortak değerimizdir demişti!. İlkel milliyetçi-naqşibendi şeyhi dedikleri Barzani: Saddam bizi o bayrak altında katletti diyor.!! Emsal teşkil eden bu tuzaklardan ne zaman ders alacağız ? Mîr Nurullah beg, Mîr Bedirxan beg, Şeyh Said efendi, Bediuzzaman Saide Kurdî, Ahmedé xanî Gazî Mehémed, Mela Mustafa Barzanî, Sımkoye Şıkak, ve daha nice liderlerimiz bu süreçlerden geçmediler mi? Lozan barış antlaşması ve daha öncesinde, Kürtlerle bu özerklik ve barış süreçleri yaşanmadı mı? Tabi kide yaşandı ne oldu Lozan barış anlaşmalarına; Ben söylüyeyim 1938 de T.C Devletinin eliyle Selaniğin arka arşiv odası yakıldı…!

Bu barış süreci neye dayalı, Kürt halkının güvencesi yok ortada kuru kuru bir barış mı olacak ? “Sayın Öcalan PKK sonu gelmemiş bir roman, bir dize, bir şiir diyor” Yani Kürt özgürlük mücadelesini biz başlatmadık, Kavayé hesinkar, Ali şer, şeyh said efendi, Bediuzzaman Saide Kurdî, Gazî Muhammed, Ahmedî xanîlerden aldık diyor.eee son noktayı sayın Öcalan mı koyacak..!

Size kimsenin bilmediği özel bir bilgi vermek istiyorum amcam ve seydam Hamdi beg anlatmıştı ve soy seceremizde yazıyor; Şeyh Said efendi idam sehpasına çıkarken Mustafa Kemal Atatürke şöyle diyor; Paşa bu kuracağın T.C Devleti tam 100 yıl sürecek onun için fazla sevinme, 100 yıl sonra içinden bir kavim çıkacak senin putlarını devirecek, laik sisteminin yerine ABD ve İsrail destekli (Badem bıyıklı) şahısların şeriatı gelecek ama yinede Kürt kanı dökülmeye devam edecek..!

T.C nin Kuruluşu 1923 yıkılış 2023..! eee Erdoğan ne diyor HEDEF 2023 tam yüz yıl değil mi…! Yani 2023 te Lozan barış antlaşması bitecek Türkiye kendi petrolünü uranyumlarını işleyecek, bu uranyum petroller nerde tabi kide Kürdistan da..! Başlatılan bu barış süreci şimdi bize iyi mi? kötü mü? Bence özerklik şart, Önderliğin bu süreçte tarihte Kürt halkına oynanan oyunları gözden kaçırmaması gerekir, sağlam temeller atması gerekiyor, aksi taktirde büyük tahrir meydanları oluşacak.

Özerklik olmadığı taktirde, Türkiye bu  petrolleri işletmeye başladığında Kürtler hopp  buralar bizim topraklarımız diye bilecek mi.? Akahpenin niyeti Kürtleri oyalayıp, PKK yi saf dışı bırakıp hedefine 2023 e varmasıdır.!! Daha düne kadar AKP Kürtlere kan kusturuyordu analar ağlamasın diyordu, şimdi kalkmış yeni süreçlerden bahsedip barış elçiliğimi yapıyor. Eğer Kürtler olmasaydı Erdoğanı sultan ilan edecektiler. Kürtler ve PKK onun tüm oyunlarını bozdu. Kürtlerden ve PKK den de korktuğunu gizliyor. Bahoz Erdal’ın dediği gibi “5 telelik şemsiyelerimiz heronları alt ediyor”

Bana göre bayrak, sınır, devlet ve Kürt-Kürdistan istemeyen ideoloji sakattır..peki PKK gitti kandil ne olacak beyler bayanlar ben söyliyeyim: AKP Hizbullahı oraya sokacak, vehabi, selefi, gruplar ABD and İsrail eliyle iranı vurmak için oraya yerleştirilecek..! Haydi diyelim PKK geldi toplumun içine siyaset yapacak ne diyecekler söylemleri ne olacak..! Büyük T.C büyük misak-i milli mi diyecekler…!

Zaten son on yıldır PKK de çok değişiklik görüyorum, biz çocukken PKK dendimi yer gök sallanırdı aslanlar, yiğitler diye bilirdik geceleri çatışma çıkardı şehrin içinde saatlerce, bizde pencereden bakardık, şimdi PKK dendimi elinde saz, keman, darbuka hergün yeni bir klip çıkarıp şarkı söyleyen bir grup haline gelmiş.

PKK Tefeci ve kadın tüccarlarını götürüp para karşılığı o alçakları cezalandırmadan bırakıyor..! Avrupalı halkımızdan, Kürdistan’ın dört parçasındaki İş adamlarından aldığınız vergi yetmiyor mu ki bu kutsal ve onurlu savaşta onların o haram parasını katıyorsunuz o helal paranın içine.?

Önceden benim içimde Kürdistan diye bir şey yoktu. Çünkü çocukluktan beri sistemin bana öğrettiği şeyler belliydi. Bu sadece benim değil bütün Kürt çocuklarının başına gelen bir durumdur.

Vatan millet aşkıyla bizi büyüttüler ama hangi vatan millet sorunda burda zaten, her sabah varlığımı Türk varlığına armağan ettim. 
Bu şekilde yetişmiş biri olarak Kürdistan ismini bilmiyordum, sadece Mezopotamya diye bir  coğrafyanın tarihteki ismi olarak biliyordum. 

Sonra herşey değişmeye başladı artık Kürdistan'nın Kürt'lerin devleti olduğunu ve zamanında Kürt halkı kandırılarak ülkesi emperyalistler tarafından parçalandığı bu yetmezmiş gibi dili, kültürü yasaklandığını, bir çok önderlerinin idam edilip, kalleşçe zehirlediklerini, mezarlarını bile sakladıklarını yeni yeni öğrenmeye başladım.

Bunlar tabiikide Kürt harketi sayesinde oldu. Artık benim ülkemin ve bayrağımın farkına varmıştım. Kürt'üm ve benim ülkem Kürdistan'dır diyebiliyordum. Çünkü mücadele bunun için veriliyordu, bizim ülkemiz işgal altında er ya da geç ülkemizi işgalcilerin elinden kurtaracaktık.

Yani içimize bir Kürdistan tohumu ekildi. Sonra hergün Kürdistan hayaliyle yaşamaya başladım, olacak muhakkak gün gelecek ülkemizi işgal altından kurtarıp ve kendi ülkemizde özgürce yaşayacaktık.

Evet artık Kürdistan hayal oldu, artık konuştuğumuz süreçte Türkiye var, Türk bayrağı var.
Bizim hareketimiz Demokratik ve Güçlü bir Türkiye'den bahsediyor.
Ortak vatandan, din kardeşliğinden yani egemenlerin kullandığı dili artık biz kullanmaya başladık.

Şimdi ben bu eleştirileri yaparken bazıları çıkıp ya kardeşim bu bir siyaset ve taktiktir. Gerçekte böyle birşey yok amaç gene Kürdistan gibi cümleler kuracaklar.

Bunların PKK lideri Abdullah Öcalan'nın 1994'ten sonra devlet fikrinden vazgeçtiğini ve bunu her seferde dile getirdiğinden haberleri yok. Eğer olsaydı bugün bu cümlelerle bu savunmayı yapmazlardı.

Yani bugünkü bize dayatılan çözüm şekli daha yeni ortaya çıkan bir durum değil.! Buna inanmayanlar Öcalan'nın Demokratrik Konfederasyon fikrini araştırabilirler.

Sınırlara karşıyız fikrine gelince Misaki Milli'ye bağımlılığımızı da dile getirecek kadar çelişki içindeyiz. Madem sınırlara karşıyız neden Irak'ın, İran’ın, Suriye'nin ve Türkiye'nin bütünlüğünden yanayız.!
Söz konusu Kürdistan olunca mı sınırlara karşıyız fikri aklınıza geliyor.!
Kendimizi kandırmaya çalışabiliriz ama başkalarını kandırmaktan vazgeçelim. 

Biz sırf barış gelecek diye acılarımızı bir kenara atamayız. Bakın Dersim katliamı süreç bozulmasın diye Roboski’yi dile getirmekten korkar olduk. 

Hepimiz akıl ve mantığa sahibiz sorgulayalım birşeyleri, bir yerde bir yanlış varsa korkmadan dile getirelim, bu bizim için bir kazançtır kayıp değil.
Benim yaşadıklarımı adım gibi eminim bir çok kişi yaşıyor ama dile getirmekten korkuyor.

Lütfen herkes medeni bir şekilde düşüncelerini dile getirsin. Sırf farklı düşünüyorum diye hakaret etme hakkını size vermiyorum.
Bir rica daha bizi bir taraflara çekmenin anlamı yok.

Gotinén péşîyé; Çi Bexté Romi Tunne..!

(Kürt ata sözü):(Türklere hiçbir zaman güvenmeyin)

Allah'a Emanet Olun.Vesselam..

Sûfî Mümîn el Êbbasî el Kurdî el Hekkarî