26 Kasım 2024
  • İstanbul8°C
  • Ankara-1°C

ROJAVA KADIN VE TOPLUM İÇİN GELECEKTİR...

Rojava kadın ve toplum için gelecektir...

Muş F Tipi Cezaevinde yatmakta olan Fikret Erik yazdı. "Tarihsel olarak içinde yaşadığımız dönem pek çok nedenle toplumsal değişim için büyük olanaklar ve fırsatlar sunmaktadır"

15 Ağustos 2013 Perşembe 16:35

Orta doğuda dünyanın kaderini belirleyecek gelişmeler yaşanmaktadır. Ve bu gelişmelerin dinamosu Kürt coğrafyasıdır.

Hiç şüphesiz bu kadim topraklarda bu güne değil yüzlerce defa sınır çizilmiş veya var olan sınırlar ortadan kaldırılmıştır. Tarihin en güçlü iktidarlarına da ev sahipliğini yapmış olması durumu değiştirmektedir. Kürdistan toplumsal gelişmenin ve ilk bilincin geliştiği beşiği olduğu kadar toplumsal karşıtlığına dönüşen iktidar ve güç merkezlerinin mezarlığı gibidir. Çünkü tarihsel mirası ve köklü kültürel geleneği toplumsallıkla gelişen, toplum karşıtlığına dönüşen her türlü yapıyla ontegonist çelişki içerisindedir.

 Bu temel çelişki tarihin her döneminde çok belirgin ve başat roldedir. Ancak bu gün yaşanan durum sadece çelişkinin bir kez daha çatışmaya dönüşmesi değil, halklar adına kalıcı barış ve istikrarın aralanan kapısıdır. Ya bu kapı sonuna kadar açılacak ve içeri girilecek ya da bu tarihi fırsat kaçırılarak dışarıda kalmaya kısacası kaybetmeye mahkûm olunacaktır. İşte bu noktada Rojava devrimi büyük bir önem kazanmaktadır.

 

Çünkü Rojava direnişi salt ulusal var olma hamlesi değil, demokratik kurtuluş ve özgür yaşamı inşa süreci olarak bir kadın devrimidir. Dünyanın yarısını oluşturduğu halde inkar edilen ve yok sayılan kadın kimliğinin yeniden özü ile buluşmasıdır. Bu devrimle, sadece bir iktidar merkezine karşı çıkış değil, hiyerarşik zihniyet, kurumlaşma ve kültürün 5 bin yıllık erkek egemen zihniyetine son verme çıkışıdır. Erkek egemen iktidar güçlerinin tarih boyunca netleştirdiği kadın ilk kez özne olarak özünü yeniden inşa etmekte ve doğal/neolitik sosyalleşmenin bütün görkemli renklerini yeniden yaşama aktarmaktadır.

Krallar ve tanrı- krallar çağında iktidarların karanlık mabedlerinde adı kirletilen ve mitolojilerle cadı-büyücü olarak, orta çağda köleden bile daha aşağı sayılan, sözde namus ve siyasal din adına eve kapatılan ve kapitalist medernite çağında, çiberol politikalarla göstermelik kimi bireysel haklar karşılığında tam anlamla cinsel bir obje, medya/reklamın gözde metası ve sermayenin kar aracına dönüştürülen kadın ve kadın kimliği bugün kendi kimliğini yeniden yüceltme ve gerçek bir kurtuluş sürecindedir. Bu sürecin adı da Rojava direnişidir.

 Hiç kuşkusuz Rojava direnişi Rojava yaşanan bütün etnik yapı küldür ve ineolojik kimliklerin önüne yeni fırsat kapılarını aralamaktadır. Ancak bu kapıdan ilk önce girenler ve girmesi gerekenler özgürlük bilinci taşıyan kadınlardır. Çünkü kazanılacak şey bir savaş mevzisinin çok ötesinde anlamlı büyük ve tarihseldir. Orada kadının tarihi kadının rengi ve diliyle yeniden yazılmaktadır. Toplumsal, siyasal, ideolojik, kültürel, sanatsal ve estetik roller yeniden dağıtılmakta ve sahne binlerce yıl önce olduğu gibi yeniden kadın toplumsal rolüne oynaması için açılmaktadır.

Çünkü Rojava insanlığa beşiklik ve analık yapan ana Tanrıçanın ilk kadim mekanıdır. Dolayısıyla bu mekanın yeniden özü ile tarihi ile buluşması esas olarak erkek egemen zihniyetin parçalanması ve cins bilincinin gelişmesiyle ilgilidir. Bunun da en önemli ve güçlü zemini mücadele sahasıdır. Bu gün Rojava da kadın mücadelenin tam balbinde yer almaktadır. Askeri, ideolojik sahadan tutalım yaşamın günlük uğraşları ve en küçük ayrıntılarına kadar, kadının içinde için de olmadığı hiçbir proje ve çaba gelişme yaratamamaktadır. Çünkü gelişmeye anlam katan- ruh ve nitelik katan şey kendisidir.

 Kadın özgürleşmeden toplum özgürleşemez şiarı özelde Kürt kadını özgürleşmeden Kürdistan özgürleşemez sloganına dönüşmüştür. Rojava, özgürleşme hamlesinin en büyük ivmesi ve sıçrama zeminidir. Bu yüzden Rojava devrimine herkesten önce kadınlar sahip çıkmalı ve geliştirilmedir. Eğer bu başarılırsa Rojava kadını şahsında tüm kadınların kurtuluşu olacaktır. Dolayısıyla kadın kurtuluşu demokratik kurtuluşa dönüşecek ve özgür yaşamı yeniden inşa çalışması en önemli hale gelecektir.

Aksi ise, ulusal bir kazanım ancak yarım kalan bir devrim anlamını taşır. Demokratik devrim-demokratik toplumun inşa eden özgür Kürt kadınının insanlığa ve tüm kadınlara armağanı olacaktır. Rojava devrimine bu perspelikle bakmak, anlamalı ve katılmak diğer tüm bakış, kavrayış ve katılım biçimlerinden daha doğru ve değerlidir Rojava..

 

 

 

Yorumlar
YASAL UYARI: Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Hakkarihabertv.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.