SELAMİ ÖZKAN/YAZDI: İREM ÇAYEVİ!
Bu şehirdeki en sevdiğimiz uğraşımızdı yürümek. Gamdan, kurtulduğumuz ve derin sohbetlere koyduğumuz yürüyüş fasıllarını çayla da tatlandırınca keyfimiz bir kat daha arttı.
15 Mayıs 2017 Pazartesi 14:53
Bu şehirdeki en sevdiğimiz uğraşımızdı yürümek. Gamdan, kurtulduğumuz ve derin sohbetlere koyduğumuz yürüyüş fasıllarını çayla da tadlandırınca keyfimiz bir kat daha arttı.
Sakin ve mütevazı mekanlara olan tutkumuz yolumuzu İrem’e düşürdüğünde nasıl da sevinmiştik. Sümbül manzaralı balkonda, iskemleye oturup sıcacık çayı yudumlamanın hazzı çoğu şeye değişilmezdi.
Bazen poğaça ve simit ile çay fasıllarını renklendirirdik. Sohbet uzadıkça bardaklar dolar, boşalır, hoparlörlerde gelen Kürtçe müzik bizi ötelere götürmeye yeterdi:
“Tü gül i ez bilbile te me/ Tu Zin’i ez Meme te me/Heta saxbim li dunyaye/ Tu yamini ez ye te me,” (Sen gülsün ben senin bülbülünüm. Sen Zin’sin, ben de senin Mem’inim. Bu dünyada ömrüm olduğu müddetçe sen benimsin, bende seninim.)
Müziğin oluşturduğu atmosferin anaforuna kendini kaptırmış olan bizleri çaycı ağabeyin sesi döndürürdü ana: İki çay yap ki!” çayhanenin kapısından girince ne içeceğimizi bilen ve hoş geldiğini hiç eksik etmeyen bu adam bir gün bu satırlardan yer alacağını bilse acep ne düşünürdü?
Belki de şairin dizeleriyle seslenir ve bizi şaşırtırdı: “Eski dillerden çağır beni kimsenin bilmediği/Yok çünkü kendimden başka hiçbir yerim/ Ben yol bilmem, iki elim çayda olsa gelirim,”Selami Özkan/yazdı.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Hakkari Haber TV