ŞEMDİNLİ DAVASI
Şemdinli davası Van'da başladı.
18 Ekim 2011 Salı 15:29
Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde 2005 yılında meydana gelen patlamayla ilgili davanın bugünkü duruşmasında mahkemeye mütalaasını veren Cumhuriyet Savcısı Osman Özdamar, "silahlı örgüte üye olmak"la suçladığı sanıkların, "tasarlayarak adam öldürmek ve adam öldürmeye teşebbüs"ten ayrı ayrı cezalandırılmalarını istedi.
Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde 2005 yılında meydana gelen patlamayla ilgili davanın duruşması, Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde sabah saatlerinde başladı. Uyuşmazlık mahkemesinin kararının ardından tutuklanan sanıkların ikinci kez hakim karşısına çıktığı davanın duruşmasına; sanık astsubaylar Özcan İldeniz ve Ali Kaya ile PKK itirafçısı Veysel Ateş'in yanı sıra Umut Kitabevi sahibi Seferi Yılmaz, olayda yaralanan Metin Korkmaz, sanık ve müdahil avukatları, Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Van Milletvekili
Nazmi Gür ve eski BDP Hakkari milletvekili Hamit Geylani katıldı.
Yapılan yoklamanın ardından Cumhuriyet Savcısı Osman Özdamar, 10 sayfadan oluşan mütalaasını verdi. Özdamar, mütalaasında, istihbarat mensubu ve kamu görevlisi olan sanık Ali Kaya ve Özcan İldeniz'in terörle mücadele adı altında yola çıkıp yanlarında kamu görevlisi olmayan eski bir PKK üyesi olan Veysel Ateş ile birlikte dayanışma ve iş birliği içerisinde hareket ettiğine ver verdi. PKK ile bağlantısı olduğu düşünülen Seferi Yılmaz'ı iş yerine bomba atmak suretiyle öldürmek veya ona zarar vermek amacıyla
aralarında anlaştıkları vurgulanan mütalaada, sanıkların eylemlerinin iştirak halinde adam öldürmek fiili ile sınırlı olmadığını belirtti.
Sanıkların meydana getirdikleri oluşum ile bölgede başka suçlar da işleme amacında olduklarının tüm dosya içeriği ve araçta ele geçen belgelerden anlaşıldığı da kaydedilen mütalaada, sanıkların "sübut bulan silahlı örgüte üye olmak", Mehmet Zahir Korkmaz'ın ölümü ile sonuçlanan eylemleri nedeniyle "kasten adam öldürmek", Seferi Yılmaz'a yönelik "tasarlayarak adam öldürmeye teşebbüs" ve Metin Korkmaz'ın yaralanması ile ilgili olarak olası "kastla adam yaralama" suçlarından dolayı ayrı ayrı cezalandırılması talep edildi.
İddia makamının mütalaasının okunmasının ardından söz hakkı verilen sanık astsubaylar Ali Kaya ve Özcan İldeniz ile PKK itirafçısı Veysel Ateş, mütalaayı kabul etmediklerini belirtti. Uzun süreden beri cezaevinde kaldıklarını belirten sanıklar tahliyelerini talep ederken, mütalaaya esas savunmalarını hazırlamak için süre istedi. Sanık ve müdafilerinin avukatları da mütalaaya esas savunmaların hazırlanması için süre talep etti. Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı 17 Kasım 2011 tarihine erteledi.
Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde 9 Kasım 2005 tarihinde bir kişinin ölümü ile sonuçlanan patlamanın sanıkları olarak yakalanarak çıkarıldıkları mahkemece tutuklanan Astsubaylar Ali Kaya, Özcan İldeniz ve PKK terör örgütü itirafçısı Veysel Ateş, meslekten ihraç edilen Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarakaya tarafından hazırlanan iddianame doğrultusunda Van 3 Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan yargılamada 39 yıl 5 ay 27'şer gün ağır cezaya çarptırılmıştı. Sanık avukatlarının yaptığı temyiz başvurusu üzerine, karar Yargıtay 9. Dairesi tarafından 'eksik soruşturma' ve 'görevsizlik' kararı ile bozularak yerel mahkemeye geri gönderilmişti.
Yerel mahkemenin karara uymasıyla 14 Eylül 2007 tarihinde Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'ne gönderilen davanın ilk duruşmasında, sanıklar tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştı. Van Askeri Mahkemesi'nde devam eden davada mahkeme heyeti, iddianamede sanıkların üzerine atılı bulunan suçun vasfı değiştiğinden görevsizlik kararıyla dosyanın Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine oy birliği ile karar vermişti.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi ve askeri mahkeme arasında oluşan görev uyuşmazlığını değerlendiren Uyuşmazlık Mahkemesi; Astsubaylar Ali Kaya, Özcan İldeniz ve PKK itirafçısı Veysel Ateş'in, "suç örgütü üyesi olmak ve adam öldürmek" suçlarından özel yetkili mahkemelerde yargılanmasını hükme bağlamıştı.
12 Eylül'deki referandumla Anayasa'nın 145. maddesinde düzenlemeye gidilmiş, askeri mahkemelerin görevi sadece askeri suçlarla sınırlandırılmıştı. Uyuşmazlık Mahkemesi de içtihatlarını bu çerçevede değiştirerek Şemdinli Davası'nın dosyası tekrar Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ne göndermişti. Sanıklar bu kapsamda bugün ikinci kez hakim karşısına çıktı.
ŞEMDİNLİ DAVASININ ARDINDAN (2)
Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Şemdinli davasının sanık ve müdafilerinin avukatları, birer açıklama yaparak davanın hukuki seyrini değerlendirdi.
Duruşma öncesi Van Adliyesi'ne gelen sanık astsubay Ali Kaya ve Özcan İldeniz'in avukatı Vedat Gülşen, davanın hukuki seyrinde devam ettiğini belirtti.
Yargıtay'ın kararı bozmasından sonra davanın birçok aşamalar geçirdiğini ve en son uyuşmazlık mahkemesine gittiğini hatırlatan Gülşen, "Uyuşmazlık mahkemesi, askeri mahkemelerin yetkisini kaldıran 145. maddenin kabulünden sonra Anayasa Mahkemesi'nin durumunu ve değişiklikleri dikkate alarak yetkisizlik kararı verdi. Dava Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam ediyor" dedi.
Mahkemenin bugünkü ortamda dosyaya bağlı gelişmeleri çok dikkatli takip ettiğine inandığını belirten Gülşen, "Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi, askeri mahkemenin bütün işlemlerini kabul etmiştir. Bütün hukuki sonuçlarıyla bilirkişi incelemesini, keşif ve raporlarını kabul etmiştir. Bu raporlar değerlendirildiğinde zaten gerçek ortaya çıkıyor. Bu bombalama hadisesinde, dükkanda bombalama anında da mevcut böyle bir olayın olamayacağı, en azından müdahilin veya bombayı atanın oradan sağ çıkamayacağı anlamında rapor var.
Bunlar dikkate alınırsa tabii gerçek ortaya çıkmış oluyor. Müvekkillerim hakkında zannediyorum adil bir karar verilecektir" şeklinde konuştu. Duruşmanın ardında müdahil avukatları adına bir açıklama yapan Selçuk Kozağaçlı ise, sanıkların eyleminin küçük bir çete eylemi olarak değerlendirilmemesi gerektiğini belirtti. Kendilerinin hazırlanan mütalaa üzerinde verilecek olan cezayı kabul etmediklerini dile getiren Kozağaçlı, "Bugünkü karar geçmişte verilen karara çok benziyor. Geçmiş karar zor şartlar altında verilmişti.
Bu yetersizdir. Şimdi biz bu cezaların büyük örgüt kapsamında verilmesini ve anayasal düzene karşı işlenen suç olarak değerlendirilmesini istiyoruz. Bunun cezası da ağırlaştırılmış müebbet hapistir. Biz bu dava yüzünden meslekten ihraç edilen savcı Ferhat Sarıkaya'nın iddianamesinin aynısını işlenmesini istiyoruz. Dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt ve bazı komutanlar hakkında soruşturma yapılması ve onların da davalarının bu davayla birleştirilmesini istiyoruz" dedi.
Umut Kitabevi sahibi Seferi Yılmaz da davanın 6 yıldır süren ve o dönemin şartlarına göre ele alınan bir dava olduğunu belirtti.
Gerek avukatlar gerekse mahkemelerin büyük baskılar sonucu bu aşamaya getirildiğini vurgulayan Yılmaz, "Birçok bürokrat görevinden oldu, avukatlara çeşitli davalar açıldı. Her şeye rağmen gerek avukatlar gerekse bürokratlar her şeyi göze alıp vicdani muhasebe yürüterek bu kararı almış. Tabii kararın eksik yönleri var. Bir kişinin ölümü ve 2 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan bir olayla ilgili verilen ceza çok basit kalıyor" diye konuştu.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Hakkari Haber TV