23 Kasım 2024
  • İstanbul19°C
  • Ankara11°C

ŞEMDİNLİ DAVASI KARARI

Şemdinli davası kararı

Umut Kitabi'nin sahibi Seferi Yılmaz, “Tabii ki bu karar ilk bakışta olumlu gibi karşılanıp belli yönleriyle olumlu olsa da gerek bizleri gerekse Şemdinli halkını tatmin etmedi” dedi.

10 Ekim 2012 Çarşamba 21:15

Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği Şemdinli davası kararının Yargıtay tarafından onanmasını değerlendiren Umut Kitabi'nin sahibi Seferi Yılmaz, “Tabii ki bu karar ilk bakışta olumlu gibi karşılanıp belli yönleriyle olumlu olsa da gerek bizleri gerekse Şemdinli halkını tatmin etmedi” dedi.
 

Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde 9 Kasım 2005'te Umut Kitabevi'nde meydana gelen patlamayla ilgili tutuklu astsubaylar Özcan İldeniz ve Ali Kaya ile PKK itirafçısı Veysel Ateş'e "adam öldürme" suçundan verilen hapis cezalarını onarken, "suç işlemek için örgüt kurma" suçundan verilen cezaları ise bozdu.
Yargıtay kararını değerlendiren Umut Kitabevi sahibi Seferi Yılmaz, 9 Kasım 2005 yılında Şemdinli’de Umut Kitabevi’nin bombalanması olayı yaşandığını ve faillerinin de suçüstü yakalandığını söyledi.

O süreçten günümüze 7 yıllık bir zaman geçtiğini ifade eden Yılmaz, “Nihayetinde 7 yıldan sonra 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin vermiş olduğu karar Yargıtay tarafından onandı. Tabii ki bu karar ilk bakışta olumlu gibi karşılanmaktadır. Belli yönleriyle olumlu olsa da gerek bizleri ve gerekse Şemdinli halkını tatmin etmedi çünkü kararın 7 yıl sürmesi ‘geç gelen bir adalet’ ve olayın başı ile sonu kırpılarak, yani örgüt ve planlı bir olaydan çıkartılıp sanki 3 kafadarın bir araya gelerek bir eylem yapıp bir cinayet işlemiş gibi gösterilmeye çalışıldı.

Bu bize daha önce Hrant Dink olayını çağrıştırıyor. Dink olayında da Trabzon’da yaşananlar ve bu olayda yaşanan gelişmelerdeki ilgili görevliler, istihbarat bilgilerini saklayan devlet memurları herhangi bir şekilde yargılanmadı. Şemdinli Umut Kitabevi dosyasında da maalesef aynı durum vardır. Yaşanılan Şemdinli olaylarında astsubaylar Özcan İldeniz ve Ali Kaya ile PKK itirafçısı Veysel Ateş'i görevlendiren zamanın Hakkari İl Jandarma Komutanı Jandarma Albay Erhan Kubat ve sıralı amirleri olan Van Asayiş Kolordu Komutanı Korgeneral Selahattin Uğurlu ve Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’a kadar uzanan hiyerarşik bir yapı vardı.

Dönemin savcısı Serhat Sarıkaya’nın hazırlamış olduğu iddianamede bunlar açık bir şekilde ortaya konulmuş ve bu isimlere yer verilmişti. Bunlar hakkında birçok kez suç duyurusunda bulunmamıza rağmen, haklarında gerekli davaları açmamıza rağmen bir netice alamadık. Bu dosyada görülüyor ki bunlar bir kenara bırakılarak sanki bu yaşanan olaylarla hiçbir ilgi ve bilgileri yokmuş gibi gösterilip sanki 3 kafadar arkadaşın yaptığı bir olay gibi gösterilmeye çalışıldı.

Bu açıdan bu verilen kararı eksik buluyorum. Eğer bu davada gerçek anlamda demokrasi ve hukuk adına yaklaşılmış olsaydı dosyalarda mevcut olmasına rağmen olayın bütün faillerin ortaya konulup gerekli cezalandırmaların yapılması gerekiyordu. Bu anlamda yaşanılan sadece bir cinayet olayı değil, bir basit olay değildir. Fakat her şeye rağmen verilen 29 yıl 10 ay 27 gün cezanın da az bir ceza olmadığını belirtmek istiyorum” diye konuştu.
 

 

 

Yorumlar
YASAL UYARI: Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Hakkarihabertv.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.