SEVMEK, GÜLÜMSEMEK VE KİŞİLİK…
H. Aziz Hatipoğlu
23 Kasım 2021 Salı 21:59
Bugün 24 Kasım Öğretmenler Günü. Tüm meslektaşlarımın Öğretmenler Günü’nü kutluyorum.
Kimisine göre Peygamber mesleği, kimisine göre ana ve kimisine göre ise baba olan öğretmenlerimizin insan olma hasebiyle şöyle bir kendilerini yokladığı, şöyle bir kendilerini hesaba çektikleri ve öğrencileri ile yeteri kadar hasbihal ettiklerini düşünmüşler midir?
Bugün birkaç anekdot ile yazımızı sürdürelim.
Bir profesör sosyoloji bölümü son sınıfında okuyan öğrencilerine bulundukları Baltimore şehrinin kenar mahallelerinde okuyan 200 öğrenci ile ilgili araştırma yapılmasını ister. Bu öğrencilerin durumları, gelecekleri ve umutları üzerinde çalışmalarını ister.
Öğrenciler çalışmalarını tamamlar ve sundukları raporlarda buradaki öğrencilerin hiçbir umutlarının olmadığını ve yarınları ile ilgili geleceklerinin karamsarlığından bahsederler.
Aradan uzun bire zaman geçer. Tesadüfen aynı üniversitedeki bir profesör bu araştırma ve raporlara ulaşır. Adresleri belli olan ve aynı çevrede yaşayan öğrencilere bu kez görevlendirdiği öğrencilerinin ulaşmasını ve durumlarını yazmalarını ister. 200 öğrenciden 20’sinin ölüm ve başka yerlere göç ettiğini kalan 180 öğrenciden 176’sını doktor, mühendis, avukat, öğretmen ve işadamı olduklarını söyler. Bu başarıyı nasıl yakaladıkları hakkındaki bir soruya da hepsinin de cevabı aynıdır.
“Bizim okulda bir öğretmen vardı!”
Yapılan araştırmalarda adı geçen öğretmenin sağ olduğu öğrenilir ve belirlenen adrese gidilir. Karşılarında yılların verdiği yüzündeki kırışıklıkların haricinde dinç olan yaşlı öğretmen bu durumu yine tek cümlede özetler.
“Ben o çocukları çok sevdim.”
Öğrencilerinizi sevin.
&&&
Genç kız yolda yürürken karşılaştığı üzgün adama gülümser. Üzgün adam bu gülümsemeden büyük bir mutluluk duyar ve uzun zamandır ayrı kaldığı arkadaşına bir mektup yazar.
Mektubu alan arkadaşı buna çok sevinir ve gittiği lokantada garsona iyi bir bahşiş verir.
Bahşişe sevinen garson evine giderken yolda rastladığı bir fakire para verir. Üç gündür ağzına bir lokma bırakmayan fakir gider karnını doyurur ve kulübesine giderken yolda soğuktan titreyen bir köpek yavrusuna rast gelir.
Köpeği eve getiren fakir uykuya dalar. Uzun bir zaman sonra sıcak bir yuva bulan köpek yavrusu kendine gelir ve o sırada evde çıkan yangıda ev sahiplerini uyandırmak için uzun uzun havlar. Böylelikle uyanan ev halkı da yanmaktan kurtulur.
Tüm bunlar bir kuruş dahi ücreti olmayan bir gülümseme ile olmuştur.
Öğrencilerinize gülümseyin
&&&
Gürültü yapılan sınıfa giren öğretmen tahta başına geçerek “1” rakamını yazar. Sınıfa dönerek seslenir. Çocuklar bu “1” rakamı kişiliğinizdir.
Başarınız diyerek yanına bir “0” ekler. On kat değer kazandırır bu size.
Sonra mevkiiniz, makamınız, itibarınız, malınız ve servetiniz diyerek her sefer birer “0” daha bırakarak bunu katlara çıkarır.
Bu kez baştaki “1” rakamını siler. Öğrencilere geriye ne kaldığını sorar.
Hiçbir değeri olmayan “0” rakamını duyduktan sonra onlara öncelik kişiliğinizdir. Buna sahip çıkın bunun olmadığı her değer bir hiçtir” der sınıftan çıkar.
Öğrencilerinize bilgiden öte kişilik kazandırın.
YASAL UYARI:
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Hakkarihabertv.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Hakkari Haber TV