TEOMAN ZEYDAN’I AĞLATTIM!

Her gönle girmek kolay değil. Her işte başarıyla çıkmak hiç kolay değil. Her kesimden sevgi ve değer görmek herkese nasip olmaz. Helalıyla, alın teriyle, başarısıyla, kalitesiyle var olmak ayrıcalıktır. Onda gizli bir çekicilik var. Onda Allah korkusu ve dürüstlük abidesi var. Karışık ve karmaşık bir adam değil. Dünya görüşü, siyasi duruşu, doğruları değişmiyor. O ikinci Mustafa Zeydan versiyonu. Tabiki Teoman Zeydan’dan bahsediyorum…

Başkentte Yıldız’da ofisinde buluşuyoruz. Mütevaziliğiyle kapıda karşılıyor bizi her misafirini karşıladığı gibi. İlk kez kendisiyle böylesine yakın ve samimi bir ortamda sohbet etme imkanı buluyoruz. Babası rahmetli Mustafa Ağa ve ağabeyi Dr.Rüstem Zeydan ile samimi ilişkim oldu ama Teoman Zeydan’ı hep uzaktan gazeteci gözlerle dürbünlemiştim.

Yıldız’da yıldızlı ve koyu bir sohbete dalıyoruz. İkimizin ortak sevdası olan Hakkari’yi konuştuk. Ak Parti’nin oylarını Yüksekova’da yirmi kat arttırarak, yüreğiyle herkese dokunmayı nasıl başardığını sordum;

“Ben Hakkariliyim ve Türkiye sevdalısıyım. İşadamı kimliğimle bana ihtiyaç duyulan her yerde var oldum. Eğitime, spora, gençlere, öğrencilere, ihtiyaç sahiplerine imkanlar nispetinde yardım elimi hep uzattım. Yüksekova’da belediye başkanlığına aday olmam istendi. Başarılı bir seçim kampanyası yürüttüm. Girmediğim ev, çalmadığım kapı, sarılıp kucaklamadığım kişi kalmadı. En azında ne istediğimizi anlatmayı başardım. Bana inanan, destek olan, alkışlayan herkese minnettarım. Halkımız benden babam Mustafa Zeydan’ın kokusunu his etti. Hangi görev olursa olsun, memleketim ve ülkem için verilen her görevde hep var olacağım” dedi.

Ofisinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞAN ve babası Mustafa Zeydan’ın portresi vardı.

-İki sevdanız değil mi? Diye sordum!

“Ben Reis çiyim. Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımız sayın Erdoğan’a özel bir sevgim var.”

“Hakkari’de Gazeteci Olmak” ismiyle kitap yazdığımı ve bu kitapta yer alan Mustafa Zeydan ile ilgili bölümü kendisine okumak istediğimi söyledim. Çaylarımız balkona transfer oldu ve karşılıklı oturarak 1 sayfalık metni okumaya başladım. Beni yüreğiyle dinledi, renkli gözlerinde yaşlar aktı. Ben okudukça o uzaklara daldı, Mustafa Ağa’nın gülümsemesini anımsadı.

Gözyaşları yanağından mavi gömleğine aktı. Avucunun içiyle yanağında biriken yaşları sildi. Mustafa Ağa’nın yakalandığı hastalığa yenik düşerek son günlerini ve son duygularını okuduğumda renkli gözlerde şimşekler çaktı.

Hedefi belli olmayan gemiye rüzgar bile yardım edemez demişler. Hedeflerinin peşinde onurlu koşan başarılı bir iş adamı, saygın duruşu olan bir siyaset adamı Teoman Zeydan’ın şirket ismi de HEDEF’tir. Yolun ve bahtın açık olsun Mustafa Ağa’nın en güzel mirası…