“TEZ” GELEN ÖLÜM !

Yusuf Tez hayatını Nesibe Tez ile birleştirdi. Hakkari’de petrol sektöründe ilk giriş yapan saygın esnaflarımızdandı. Mutlu bir evlilikleri ve bu evlilikten 4 kız 3 erkek olmak üzere 7 çocuk dünyaya getirdiler.

Oğlu Deniz Tez, henüz 31 yaşında iken 2013 yılında kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Üç yıl aradan sonra çocukları Van’dan Hakkari’ye hareket ederken Zernek Barajı civarında trafik kazası geçirdiler.

Bu kazada oğlu Oktay Tez, gelinleri Dilek ve Melike Tez ile torunları  Elif sıla ve Hazal hayatlarını kaybettiler. Yani Van yolu kan yolunda bir aile yok oldu.

Ocağına incir ağacı dikilen, sevdiklerini bir bir kaybeden Tez ailesi onların acılarıyla karşılaşmamak için bu toprağı terk ederek Antalya’ya yerleştiler.

Tek oğlu Fırat kalmıştı. Fırat demek neşe demek, can demekti. Etrafa sürekli gülücükler saçan, esprileriyle herkesi kahkahaya boğan Fırat kalp krizi geçirdi. Henüz 45 yaşında, atlatır, iyileşir diye beklendi. Ama o yoğun bakın ünitesinde bir daha gözlerini açamadı ve o kalp durdu.

Yusuf Tez’in tek dayanağıydı. Kardeşlerinin boşluğunu doldurarak babası ve annesinin acısını dindiriyordu. Kardeşlerinden hatıra kalan yeğenlerine de babalık, eşi Özlem ise annelik yapıyorlardı.

Hani bir şarkı var ya, “Şu Fırat’ın suyu akar serindir, yârimi götürdü anam kanlı zalimdir, söyletmeyin beni yaram derindir”…

Bu şarkı adeta Yusuf Tez’i ve kaderini yazmış gibi. Fırat Tez, bizi gülümseten tebessümüyle değil sessiz ve vedalaşmadan gidişiyle yıktı geçti. İlk oğlu Deniz, ikinci oğlu Oktay ve Fırat’ı, yetmedi gelinlerini, yetmedi torunlarını ahirete erken uğurladı.

Sadece Tez ailesi değil tüm Hakkâri ve herkes ağladı. Hepsi daha gençliğinin baharındaydılar. Onlar sadece öldü ama anneleri Nesibe ve babaları Yusuf Tez’i bin defa öldürdüler. Ağlamaktan göz pınarları kurumuştu. Son bir damla kalmıştı onu da Fırat akıttı.

Geveze çocuk, yaramaz şey… Hadi çık ortaya şaka yaptım de. Ölüm sana hiç yakışmadı. Emanet edilen yetimlerin sana baba diyorlardı. Onlara da mı acımıyorsun. Kalk ta Recep İvedik’in bir kez daha taklidini yaparak güldürt bizi. Sen hayatın boyunca hep güldürttün, ağlatmak ayıp olmuyor mu? Seni çok özleyeceğiz yaramaz çocuk....