ULU CAMİİ İNŞAATI NE DURUMDA?

İlimizin ilk betonarme camisiydi Ulu Camii. Temeli 1956 yılında atılmış ve arsasını merhum Sait Ağa vakfetmişti. Aynı zamanda ilimizin ilk minareli camisiydi de. Çok cemaatler namaz kılmış, çok teravih ve bayram namazları kılınmış ve çok cenaze namazlarına şahit olunmuştu.

60 yılın sonunda yani 2016 yılına gelindiğinde gelişen ve kalabalıklaşan Hakkâri şehir içi nüfusuyla Ulu Cami ihtiyaca cevap veremez duruma gelmiş ve cemaat özellikle Ramazan ayında ve teravih namazları ile Cuma namazlarında kalabalığı taşıyamaz duruma gelmişti.

Ulu Camiinin yıkılıp yerine modern ve büyük bir caminin yapılması kararlaştırılmış ve bunun için projeler hazırlanmıştı. İlk projesinde konferans salonundan, alt katta dükkânlara ve araba park yerleri de düşünülmüş ve böyle bir proje hazırlanmıştı.

Ne yazık ki Camii etrafındaki özel mülkiyet sahipleri arsalarını camiye vermekten imtina etmiş ve barakalarla çevrilmiş bu arsa büyük sorun yaratmıştı. Öyle öyle ve nihayetinde Hakkâri Ulu Cami inşaatı üçüncü projesinde ve bir de önemli değişiklikler yapılarak ve küçültülerek bin kişilik cemaatin namaz kılabileceği bir cami projesi ölçeğinde ve iki minareli olarak ihaleye çıkarılmıştı.

Diyanet İşleri Vakfı tarafından 2016 yılında 4 milyon 750 bin liraya ihaleye çıkarılan Ulu Cami inşaatı ihalesini Ankaralı bir firma olan Gül Firması kazanmış ve bu firma da taşeron olarak bir alt firmaya İnşaat Mühendisi Yeşim Şimşek’e vermişti.

İlk yıl büyük bir hızla ve kararlaştıran zamanda bitirileceği düşünülen inşaat ana firma ile taşeron firma arasındaki anlaşmazlık üzerine taşeron firma 2017 yılı yazında aradan çekilmiş ve bu kez işi Nurettin Çetinkaya Gül Firması adına işi üstlenmişti.

Şu an için ikinci yılını dolduran Ulu Camii inşaatı bugün durma noktasına gelmiştir. İki minaresi tamamlanan, içi duvarları traverten taşlarla döşenen, alçı sıvaları yapılan camide kalorifer tesisatı, elektrik tesisatı, hat çalışmaları ve desen işlemeleri durma noktasında beklemektedir.

Çatısı için yeteri kadar getirilemeyen kurşun levhalar nedeniyle yazı hatları ve süslemeler de yapılamamaktadır.

Gerekçesi çalışan işçilerin ve elemanların ücretlerini ve maaşlarını alamamış olmasındandır.

Ziyaret ettiğimiz ve konuştuğumuz işçiler ve çalışanlara bir dokunduğumuzda bin ah işittik.

Normal şartlar altında yirmiye yakın çalışanın çalıştığı Ulu Cami inşaatının gerekli ödemeler ve maaşlar verildiği takdirde bir ay gibi kısa bir zamanda inşaatının biteceği ve Hakkâri halkının özledikleri ve huzur duydukları ferah ve müreffeh bir camide namaz kılabileceklerini anlattı işçiler.

Ne var ki gerekli ödemeler yapılamıyor ve inşat durma noktasında bekliyor.  

Birçoğu Hakkâri dışında gelen çalışanlar ve işçiler iki aya yakındır maaş alamadıklarını, firma yetkilisine ulaşamadıklarını, ulaşsalar bile dertlerini anlatamadıklarını ve terslendiklerini ve kovulduklarını, her gün sabah gelip akşama kadar başıboş oturduklarını ve iş yapamadıklarını anlattılar. Bayrama girdiğimiz şu günlerde evlerindeki çoluk çocuğu için bir ekmek kazanmak için buraya gelen işçiler ne yapacaklarını şaşırmış ve dertlerini dinleyecek bir yetkilinin olmadığından yakındılar.

Yanı başlarında inşaatı devam eden Hakkâri Şehir parkına gün aşırı Kayyum Belediye Başkanının geldiğini ve yan yana olmalarına rağmen dertlerine derman olamadıklarından yakındılar.

Hakkârili olarak ve ilimizin ilk betonarme camisinin temelleri üzerinden yükselen görkemli ve modern camiye el atacak, ilgilenecek ve bu durumu sorgulayacak duyarlı hemşehirlilerimizi arıyor gözlerimiz.

Camidir, camiye giden ve namaz kılanlar sorsun soruştursun, ilgilensin demeden her kesimin sorumluluk alacağı ve ilimize güzel bir eser olarak kazanılacak bu camimizin bir an önce bitirilmesini ve cemaatin bin kişilik bu camide gönül hoşnutluğu ve huşu içerisinde namazlarını kılacağı günlerin özlemleri içerisindeyiz.

Ne bekliyoruz, bi gayret lütfen!