22 Kasım 2024
  • İstanbul8°C
  • Ankara10°C

ÜRETİM VE TÜKETİM

İbrahim AÇAR (eğitimci)

21 Haziran 2022 Salı 15:14

Bir ülkenin gelişmişlik durumu harcadığı enerji miktarı ile anlaşılabilir. Enerji harcama miktarı çok olan ülke ya da ülkeler gelişmiş kategorisinde yer alırken enerji harcama kapasitesi az olan ülke ya da ülkeler ise gelişmemiş ülke kategorisinde yer alır.

Enerjiden kasıt elektriktir. Gelişmiş ülkelerde sanayi tesislerinin varlığı harcanan enerji miktarını da artırmaktadır. Bunun yanında sanayinin yoğun olduğu alanlar sık nüfuslu olmakta ve göç almaktadır.

Bu da enerjinin daha fazla harcanmasına neden olmaktadır. Gelişme göstermemiş alanlarda ise belirtilen bu unsurlar daha az görülmektedir. Konuyu aydınlatma adına birkaç örnek vermeye çalışalım.

X ile Y şehirlerini harcadıklarını enerji miktarları bakamından karşılaştıralım.

X Şehri:

  • Sanayisi gelişmiş
  • Nüfusu yoğun
  • Konut sayısı fazla
  • Göç almakta
  • Sokak aydınlatmaları fazla
  • Demografik ihtiyaçlar daha fazla
  • Turizm potansiyeli ve ticaret daha yoğun
  • Ziyaret edilme kapasitesi daha fazla vs.

Bu durum X şehrinde enerjinin daha fazla tüketilmesine neden olmaktadır. Sıralanan maddeler X şehrinin gelişmişliği konusunda fikir beyan etmektedir.

Y Şehri:

  • Sanayisi gelişmemiş
  • Nüfusu az
  • Konut sayısı az
  • Göç vermekte
  • Turizm potansiyeli her ne kadar artma eğiliminde olsa da şimdilik az
  • Ziyaret edilme kapasitesi bir önceki madde benzeri yani azdır.

Sıralanan bu maddeler Y şehrinin gelişmişlik durumunun az olduğunu kanıtlamada yeterlidir. Böylece enerji harcama miktarı az olmaktadır.

Bir ilin enerji harcaması belirtilen durumlar dışında kültürünü de gözler önüne sermektedir. Belirli bir uğraş içerisinde olan, üretime dayalı bir politika seyretmek tüketimin artmasına neden olabilmektedir. Oysa yerinde sayan, üretime katkısı olmayan, zamanın büyük bölümünü hayata katkıda bulunmadan geçirmeyi düşünmek tüketimin daha da azalmasına neden olmaktadır.

Gelişmiş alanlarda harcanan enerji verim artışını getirirken, gelişmemiş yerlerdeki tüketim ise verimin düşmesine neden olmaktadır. Yani gelişmiş yerlerdeki tüketim pozitif bir tüketim sınıfına girmektedir.

Enerji üretim miktarının az tüketiminin fazla olması ile enerji üretim miktarının fazla tüketiminin az olması arasında ciddi farklar vardır. Bu iki unsurun karıştırılması ya da yanlış anlaşılması durumunda konunun bütünlüğü zarar görecektir.

Enerji üretimi az tüketimi fazla örneğine en uygun bölgemiz Marmara Bölgesi iken, enerji üretimi çok tüketimi ise az cümlesine en uygun bölgemiz Doğu Anadolu Bölgesi olacaktır. Enerji kaynakları genel olarak iki sınıflama içerisinde ele alınmaktadır. Bunlar: yenilenemez enerji ve yenilenebilir enerji kaynaklarıdır.

Petrol, doğalgaz, kömür gibi fosil yakıtlar yenilenemez enerji kaynakları; rüzgâr, güneş, hidroelektrik, biyoenerji, jeotermal ise yenilenebilir enerji sınıflaması içerisinde yer alır. Gelişmiş ülkelerde tasarruf anlamında yenilenebilir enerjilere yönelme söz konusudur.

Gelişmemiş ülkelerde ise yenilenemez enerjilere talep olduğu gibi devam etmektedir. Bunun yanında çevre koruma sözleşmeleri kapsamında ülkelerin yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmeleri istenmektedir. Çünkü fosil yakıtların kullanımı sonucunda çevre kirlenmekte ve doğaya geri dönülemez zararlar vermektedir.(Sera gazı, asit yağmurları…)

İnsan sayısı artıkça ihtiyaçların sayısı ve kategorisi değişmektedir. Her gelişimin bir sonucu olmalıdır. Gelişen ülkeler bu gelişmenin bedelini ödemektedir.

Evet, kazancını da artırmakta ancak sıkıntısını da yaşamaktadır. Doğa ve yaşam, ceza vermez bedel ödetir. Verdiğimiz ve uygulamaya soktuğumuz her kararın bir sonucu olacaktır ve bu sonuç olumsuz ise bedelini ödemeyi kabul etmeliyiz.