23 Kasım 2024
  • İstanbul18°C
  • Ankara12°C

VALİ TOPRAK: HAKKARİ'Yİ SEVİYORUM!

Vali Toprak: Hakkari'yi seviyorum!

Hakkari Valiliği tarafından Cumhuriyetimizin 95’inci kuruluş yıldönümü etkinlikleri kapsamında resepsiyon verildi.

30 Ekim 2018 Salı 11:18

Akşam saatlerinde Orduevi’nde verilen resepsiyona, Vali Cüneyit Orhan ToprakK, eşi Dr. Funda Toprak, Yüksekova 3. Piyade Tümen Komutanı Tümgeneral Metin Tokel, Dağ ve Komando Tugay Komutanı Tuğgeneral Muammer Alper, Belediye Başkanı Cüneyt Epcim,

Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Balık, Vali Yardımcıları Mustafa Pala ve İdris Koç, İl Jandarma Komutan Vekili Albay Yavuz Öztürk, İl Emniyet Müdürü Süleyman Suvat Dilberoğlu, Durankaya Beldesi Belediye Başkanı Fatih Keskin, Ak Parti İl Başkanı Emrullah Gür, CHP İl Başkanı Aytekin Karahanlı, MHP İl Başkanı Fatih Özbek, Ak Parti, Ak Parti Genel Merkez Disiplin Kurulu üyesi Av.Abdulmecit Tarhan, STK ve siyasi parti temsilcileri, kurum müdürleri ve çok sayıda davetli katıldı.

 Vali Toprak ve beraberindeki protokol üyeleri, masalarını dolaştığı davetlilerle yakından ilgilenerek onlarla bir süre sohbet etti.


FOTOĞRAFLARI GÖRMEK İÇİN TIKLAYIN


Daha sonra resepsiyonda bir konuşma yapan Vali Toprak, Cumhuriyetin 95’inci kuruluş yıldönümü nedeniyle verilen resepsiyona katılan davetlilere teşekkür etti.

-Tayinimiz çıktı diye çok büyük bir sevinç içerisinde değilim

 Vali Toprak,”"Bildiğiniz gibi Konya İline atandım. İçimizde bir burukluk, üzüntü var. Bunu açıkça söyleyeyim. Konya’ya tayinimiz çıktı diye çok büyük bir sevinç içerisinde değilim. Demek ki Hakkâri ve Hakkârililere  epey alışmışız.

-Hakkâri ve Hakkârililer hayatımıza gerçekten çok büyük  bir yer tutmuş.

Bir sevgi yumağı olduğu için bu tabi her yerde bulunamıyor. Ne kadar büyükte olsa, sanayisi de gelişmiş olsa, coğrafyası batıda da olsa her zaman böyle bir ortam böyle bir karşılıklı sevgi ve saygı bulunamıyor. Bunun için Hakkâri ve Hakkârililer hayatımıza gerçekten çok büyük  bir yer tutmuş. İnşallah bağımız bundan sonra da  devam edecek.

Hayatta olduğumuz sürece ilişkilerimiz devam edecek. Biz de gelip gideceğiz buralara. Sizleri de ağırlayacağız inşallah. Bugün kutlamış olduğumuz en büyük bayramımız olan Cumhuriyet Bayramımız bizler için çok büyük bir anlamlar ifade ediyor.

Cihan imparatorluğu olan 3 kıtada hüküm süren milyonlarca vatandaşı olan Osmanlı Devleti’nin gerileme dönemi neticesinde, zayıf düşmesi üzerine Malazgirt’e bu topraklara geldiğimizden beri bizleri hazmedemeyen, bizi bu topraklarda görmek istemeyen bütün güçler tekrar birleşerek "hasta adam" dedikleri bu imparatorluğu parçalayıp aralarında paylaşmak üzere harekete geçtiler."

Osmanlı İmparatorluğu’nun hak, hukuk, adalet içerisinde 3 kıtada hüküm sürdüğünü belirten Vali Toprak,” Bazı sebeplerden zayıf düşmesi üzerine İstanbul’a kadar bazı gemiler, askerler, işgal için gelirken güneyde başka devletler, batıda Yunanistan bunu fırsat bilerek batıda İzmir’den içeri ilerleme gibi emellerine ulaşmak amacıyla harekete geçtiler.

Ve kendilerinden de çok eminlerdi. Nasıl olsa hiç bir şey kalmamış ordularda savaşacak asker, silah kalmadığını düşündükleri için öncelikle Çanakkale’yi geçmeyi denediler. Fakat bütün okullardan, eğitim fakültelerinden, liselerden gençler, öğrenciler, okur-yazar, bilim adamı, akademisyen önce vatan diyerek herkes işini gücünü bırakıp “Çanakkale Geçilmez” dedirttiler. Ve daha sonra da büyük önder Mustafa Kemal Atatürk bu işin Anadolu’da bir ruh ve heyecanla fitilini ateşleyerek bu dış güçlere ülkemizi teslim etmemek üzere büyük bir mücadele başlattı.

Samsun’a çıktıktan sonra Amasya’da, Sivas’ta, Erzurum’da kongreler, emirler, kararlar alarak halkımızın temsilcilerinden oluşan Büyük Millet Meclisimizi oluşturmak suretiyle bu mücadeleyi başlattılar. Şimdi bize kolay gelebilir. Ama bu yokluklar içerisinde o sıkıntılar, ekonomik zorluklar, her taraftan kuşatılmış olmak, bunu organize etmek, planlamak, motive etmek, insanları buna inandırmak öyle çok kolay bir şey değil.

 Hatta içerde de bir sürü fikir ileri sürenler var. İşte Amerika mandası olsun diyenler var, Almanya’ya teslim olalım diyenler var, Fransa hayranları var, bir de bunları ikna ederek bunlarla da mücadele ederek halkı arkasına takıp Allah’ın izni ile en son Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile bu mücadeleyi sonlandırdı.

Ondan sonra tabii ki bir yönetim biçimi seçilmesi  gerekiyordu. Kim o günlerde dünyada da bildiğiniz gibi diktatörlükler, demokrasi falan o zamanlar bugünkü manasıyla veya o zaman ki seçilmiş manasında gündemde dahi yok.

 Her tarafta diktatörler türemeye başlamış, böyle bir dönem. Genelde de bugünkü gibi demokrasi anlayışı, insan hakları anlayışı da zaten gelişmemiş. Ona rağmen Mustafa Kemal Atatürk milletini gerçekten en iyi tanıyan ona uygun yönetim biçimi de en iyi değerlendiren ve tabi bunlarla beraber ülkesinin insanlarının ve milletinin daha ileri götürebilecek en iyi sistemi Cumhuriyet olduğunu zaten bu mücadeleyi çıktığı dönemde kafasında planlıyordu.

Tabi buna şiddetle karşı çıkanlar vardı Millet Meclisi'nde. Çünkü bu mücadele en başta başka amaçlarla başlamıştı. İşte halifelik tekrar kurtarılacak, Osmanlı devam edecek fakat o önce askeri başarılarının sonucunda o günler için yani neredeyse lüks diyeceğimiz seçilmişlerin halkın kendi iradesi ile seçtiği kişileri iş başına gelip ülkeyi, milleti yönettiği, özgürlüklerin gelişme imkânı bulduğu Cumhuriyet rejimini tercih etti. Ve bildiğiniz gibi 29 Ekim 1923 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Cumhuriyet kabul edildi ve ilan edildi."

"Tabi Cumhuriyetin tam laik olduğu şekilde içinin doldurulması gerekiyordu. Bizim bu büyük mücadelemizde son 95 yıldır gelişmemizde gördüğünüz gibi daha doğrusu bunu demokrasi ile özgürlüklerle, fikir özgürlüğüyle, hukuk devletiyle, sosyal devletle içini doldurmuş bulunuyoruz.

Şu anda Allah’a şükürler olsun yönetim biçimimize baktığımızda ne Amerika’sı, ne Avrupa’sı, hiç birinden geri kalmayacak standartlarda halkımızın teveccühleri doğrultusunda seçimler yapılıyor. Kazanan da ülkemizi yönetiyorlar.

Ve tabi bununla beraber Cumhuriyet dendiği zaman yine kimsesizlerin kimsesi. Herkes eşit şartlarda fırsatlara sahip. Hakkâri’nin en uzak köyünden bir gariban vatandaşımızla İstanbul’daki en zengin veya Ankara’daki en yüksek bürokrat netice itibari ile kanunlar önünde eşit. Türkiye Cumhuriyetinin birer vatandaşıdır.

 Devletimiz işte bu kimsesizlerin kimsesi manasında en ücra köşeleri dahi gerek hizmet olarak olsun, gerek yol götürmek olsun, gerek sosyal yardım, gerek sıkıntıda olanların sıkıntılarını giderilmesi manasında olsun gerçekten kimsesizlerin kimsesi olmayı devam ettiriyor. İşte Valiliğimiz bünyesinde İlimizi düşünürsek kaymakamlıklarımız bünyesinde Sosyal Yardımlaşma Vakıflarımız, Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüklerimiz, bütün hizmet kurumlarımız en ücradaki vatandaşlarımız olmak üzere her türlü ihtiyaçlarını giderilmesi için canla, başla seferber halde görevlerini sürdürüyorlar.

Ve bu manada da en başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere İllerde Valiler, ilçelerde Kaymakamlar bu hizmetlerin tam yerine adaletli bir şekilde ulaşması için gayretlerini aralıksız olarak sürdürüyorlar. Aynı şekilde Cumhuriyet dediğimiz zaman tabi denetlenebilir olmayı, şeffaf olmayı açık bir yönetimi de getiriyor.

Milli Savunma Bakanımız Sayın Hulusi AKAR, bir açıklamada bulundu. Bu coğrafyada Türkiye’nin içinde olmadığı hiçbir proje gerçekleşemez. Yani bunu net ifade edebilmek kuru kuruya söylenebilecek söz değildir. Gerçekten de şuan da bu bölgede bekleyelim, izleyelim, görelim politikasından her şeye yön veren, önderlik yapan ülke menfaatleri ve mağdurların, mazlumları hukuku manasında önderlik yapan bir ülke konumuna da geldik. Allah’a şükürler olsun. İşte gerektiğinde yurt dışında en az zayiatla operasyonlarımızı yapıp, icra edip geri dönüyoruz ve hedeflerimize de ilerliyoruz.

Tabi aynı şekilde yurt içinde de tabi biraz önce de bahsetmiş olduğum Malazgirt’te beri hazmedemeyen dediğimiz güçler her koldan bizi zayıf düşürmek için mücadelelerine devam ediyorlar. Hakkâri’mizde maalesef bu konuda bu PKK teröründen dolayı yılladır mağdur olmakta.

Yani geleceğe noktaya gelme manasında mağdur olmakta yoksa şuan gündüz ki konuşmamda da bahsettiğim Hakkâri’de devam eden yatırımların toplam miktarı 5,5 Milyar civarında. Eski para ile 5,5 katrilyon. Bu kadar baskıya, hizmetin engellenmesine, çalışılmasına rağmen devletimiz buraya 5,5 milyarlık yatırımı koymuş şuan çalışmalar devam ediyor.

Son 13-14 yılda 10 milyarlık yatırım yapıldı. Ve öyle bir ortam ki Hakkâri için, Yüksekova için bulunmayacak bir nimet olan hava alanı inşaatını 15 defa basıp inşaatı durdurmaya çalışan bir suç örgütü ile de karşı karşıya olmasına rağmen devlet hal bu ki bu durumlar olmasa Hakkâri’mizin nerelere geleceğini her halde tahmin ediyorsunuz.

Buna rağmen son 2,5 yılda işte ben kendi dönemimde bahsedersem yani çok güzel hizmetler arkadaşlarımız ile beraber belediyemiz ile beraber, yatırımcı kuruluşlarımız ile beraber, bakanlıklar o zaman ki Başbakanlığımızın destekleri ile beraber çok güzel yatırımlar, DAKA’nın destekleri ile beraber bizde nerde ne hizmet bulabilsek gittik aldık. İlimiz getirmeye çalıştık.

Gerçekten şuan da Hakkâri’ye gelenler gözlerine inanamıyorlar. Bunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Yani Hakkâri böyle miydi diyorlar. Ve buradan resim gönderildiğinde de karşı taraf inanmıyor. Şaka yapıyorsunuz diyorlar.

Cadde, sokakları, altyapısı, parklar, bahçeler, ışıklandırmalar gerçekten çok güzel gelişmeler gösteriyor. Hafta da 1 bazen 2 tane açılış yapıyoruz. 10-15 kişinin çalıştığı küçük işyerleri de olsa istihdam istihdamdır. Bir de bu neyi gösteriyor. Tabi buradaki güvenilir huzur ortamının oluştuğunu gösteriyor.

Yoksa böyle bir ortam olmasa hiç kimse bir kuruşunu bu işlere bağlamaz. Tabi bu huzur ortamının sağlanmasında işte burada hep beraber huzur içerisinde sevgi, saygı muhabbet içerisinde esnaflarımızın kepenk kapatmadığı, kepenk kapatmaya zorlanmadığı, kamu araçlarının, polis araçlarının taşlanmadığı tam tersine el sallayıp selam durdukları çocuklarımızın bayrak salladıkları Allah’a şükürler olsun çok ortama geldik.

Tabi ben bu ortamın gerçekleşmesinde çok büyük katkısı olan pay sahibi olan Sayın Tümen Komutanımıza da  huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Allah razı olsun Allah memleketimizden hizmetinden onu alı koymasın.

Bunlar tam kalbi duygularım. Gerçekten hemen hemen aynı günlerde göreve başladık. Gece-gündüz, kar-kış, soğuk-sıcak, yüksek, dağ demeden inanılmaz bir çalışma ortaya koydu.

Memleketimizin selameti açısından sadece Hakkâri’nin değil ülkenin selameti açısından. Yani neler yaptıkları ben kitap yazsam şöyle 10 ciltlik kitap olur gerçekten. Kahramanlıklar savaş bir tarafa yollar, binalar, elektrik, su garibanlara yardım yurt dışından yaşlı kadınlar getirip tedavi ettirme, çabalama gerçekten şurada bir huzur ortamında bulunuyorsak Metin Paşama bu teşekkürü yapmadan geçmem mümkün değil.

Çok şükür Çukurca’mızdan, Şemdinli’ye kadar en ücra köylere kadar kırmızı plakalı Vali aracımızın plaka açık bayrağı devamlı açık ben 2,5 senedir hiçbir yerde ne bayrağı kapattım ne sivil plaka kullandım. Devletimizin varlığını, bayrağımızı her yere taşıdık işte bu kahraman komutanlarımızın sağlamış olduğu huzur ve güven sayesinde. Tabi onun yanında onun askeri manadaki çabalamanın yanında bizim en önemli kulluk güçlerimiz olan jandarmamıza da ben bu vesile ile ben teşekkür etmek istiyorum.

 Onlarda kendilerine verilen her türlü görevi hiç gözlerini kırpmadan gece gündüz yerine getirdiler. Onlarda komutanlarının emir komutası altında Metin Paşamızın genel organizesi altında gerçekten şehitler, gaziler verdiler.

Çok riskli bölgelere gittiler. Çok büyük operasyonlar yaptılar. Onlara da buradan teşekkür ediyorum. Bu vesile ile. Yine emniyet çok iyi bir noktaya geldi arkadaşlar. Suvat Müdürümüze de buradan teşekkür ediyorum.

Benim ayrıca eski dostumdur. Çok başarılı bir Emniyet Müdürü’dür. İnsan ilişkileri çok iyidir. Onlarda kendi alanlarda gerçekten şimdi burada açıklamaya gerek yok yürüttükleri faaliyetlerle işte Türk Silahlı Kuvvetlerimize, Kara Kuvvetlerimize, Jandarmamıza ve koruculara bu faaliyetlerinde inanılmaz derecede katkı sağladılar.

 Şehir merkezlerimizde huzurun, güvenin sağlanmasında halkla ilişkilerde tam istenen düzeyde  ne laçka hale gelmiş nede çok katı bu düzeni tutturarak Suvat beyin önderliğinde Emniyet Teşkilatımıza çocukların el salladığı, gidip polislere sarılmak istedikleri ortama geldi. Resul beyin döneminde başlayıp bu dönemde zirve noktasına ulaştı.

Adliyemize de burada teşekkür ediyoruz. Onlarda böyle ortak çalışma yürütmeselerdi bu başarılar gerçekten elde edilemezdi. Çünkü adli boyutun olmadığı bir yerde kulluk güçleri veya mülki makamlarla bir yere ulaşmakta bu manada. Suçlarla mücadele, terörle mücadele onun için bütün arkadaşlarımıza ben Sayın Başsavcımızın nezdinde de teşekkürlerimi sunuyorum. Aynı şekilde muhtarlarımız olsun, sivil toplum kuruluşları gerçekten hepsini yanımızda gördük. Korucularımızı da anmadan geçemeyiz. Onlarda şuanda silahlı kuvvetlerimiz ile jandarmamız ile beraber 3 bin üzerindeki rakımlı noktalarda dahi nöbetteler.

Aslanlar gibi vatanlarını savunuyorlar, memleketlerini, insanlarını savunuyorlar. Şuna inanın ki bütün Türkiye’nin kalbi burada atıyor. Kiminle konuşsam devlet yetkilileri olsun, akrabamız olsun, sanatçılar olsun, gelip gidenler olsun herkes buradaki tansiyona göre Türkiye’de rahat ediyor veya etmiyor.

Buraya gelip giden sanatçılardan beni arayanlar oldu. Halen adamlar burayı hatırlıyorlar. Ya ne kadar güzel bir memleket. Ne kadar iyi insanlar var. Yani böyle güzel bir nokta yakaladık.

İnşallah bundan sonrada bu ortamlar aynı şekilde devam eder. Kepenk kapatıp da tatsız tuzuz gaz kokuları, işlerin olmadığı, kazancın olmadığı, tehditlerin, silah zorlarının olduğu bir ortamımı tercih eder bunu normal bir insanı diyorum Hakkârili demeyeyim yani.

Yoksa bu şekilde kafeler de öğrencilerin, kız-erkek arkadaşların sohbet ettiği huzurlu, gece sokakların dolu olduğu bak bu da çok güzel bir özellik Hakkâri’nin biliyorsunuz. Gece saat 12’ye kadar 7/24 Pazar günü dâhil o Bulvar Caddemiz ana cadde antenlerimiz devamlı bir hareket halinde.

 Bakıyorum gençlerimizin hepsinin yüzü gülüyor. Sohbetleri güzel, bizleri görünce çok sevgi ile karşılıyorlar. Bunlar az şeyler değil arkadaşlar. Komutanlara olsun, bizlere olsun müdürlerimize olsun adamların gözünün içi gülüyor.

Dün yine bir misafirimiz vardı Hatay’dan düğüne katıldık. Yani şöyle 200-300 genç karşımıza dizildiler sevgi ile bize bakıyorlar. Misafirimiz şoka girdi. Ya ben böyle bir şey görmedim. Gençlerin toplanıp da 200/300 tane karşımıza dizildiler hepsi böyle ama gözlerinin içi gülüyor, gözleri sevgi dolu. Bu çok büyük bir olay.

Bir vali için daha ötesini ben düşünemiyorum. Fabrikalar kursam buraya 10 tane fabrika kursam benim için bundan daha büyük bir eser olmaz. Onun için Allah’a şükürler olsun ki böyle bir dönem geçirdik. Hep beraber bütün ekip burada Vali, Yardımcılarımız, Kaymakamlarımız onlarda tabi canla başla çalıştılar.

 İl müdürlerimiz tek tek unuttuklarımız varsa onlarda bilsin ki bizim hiç burada sıkıntı yaşadığımız memnun olmadığımız kimse bulunmuyor. Onun için devletimiz tabi milletimize tabiî ki efendilik etmek için değil hizmet etmek için vardır.

Bütün kurumlarımız bunun için vardır. Biz bu anlayışla büyüdük, bu anlayış ile 30 yıllık çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Metin Paşaya bu konuda ayrıca teşekkür ediyorum. Oda kışlasına çekilip de sadece omuzu kalabalık bir generalden ziyade en ücra köşedeki halkın derdi ile dertlenen, ilişki kuran, organizeler yapan, sosyal toplantılar yapan onlara önderlik yapan bir misyonda üstlendi. İşte böyle olunca Emniyeti, Jandarması, Silahlı Kuvvetleri, Valisi, Kaymakamı büyük birlik ve bütünlük meydana geldi. Büyük bir sinerji oluştu.

 Devletimizin, Cumhuriyetimizin, Bayrağımızın, Özgürlüğümüzün, Bağımsızlığımızın daha ileriye gitmesi güzel bir Hakkâri için ülkemizin huzuru için hep beraber hiç ayrı gayrı olmadan itilafa düşmeden, birbirimizin arkasından kuyusunu kazmadan Allah’a şükürler olsun bu noktaya geldik. 95. yılında inanılmaz derecede ataklar gerçekleştiren kendi helikopterini, gemisini, tankını, silahını yapan uzayda uydusu bulunan iletişimde, ulaşımda dünya örnek gösterilen gerçekten bir Cumhuriyetin evlatları olarak atalarımızın bizlere miras bıraktıkları ülkeyi daha da ileriye götürmek hepimizin hedefidir.

Bu yolda yürümeye büyük bir azimle devam edeceğiz. Kimse bizi engellemeyecek. Kimse bizi muasır medeniyetler üzerine çıkma yolunda Allah’ın izni ile alıkoyamayacak.

Ben bu duygularla Kurtuluş Savaşımızın Kahramanı Cumhuriyetimizin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını başta olmak üzere bütün şehitlerimizin ve gazilerimiz önünde minnet ve şükranla eğiliyorum. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını tebrik ediyorum."

 Daha sonra Vali Cüneyit Orhan Toprak, Yüksekova 3. Piyade Tümen Komutanı Tümgeneral Metin Tokel ile birlikte üzerinde "Cumhuriyetimizin 95. Yılı Kutlu Olsun" ifadesi yazılı olan pastayı kesti. 

Yorumlar
YASAL UYARI: Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Hakkarihabertv.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.