23 Kasım 2024
  • İstanbul18°C
  • Ankara12°C

VETOLAR VE AMBARGOLAR

Abdurrahman Keskin

21 Nisan 2011 Perşembe 19:10

YSK'nın getirdiği vetoların Hukuki yönünü bilmiyorum. Ne kadar hukukidir tartışılır. Yargı kararlarına saygılı olmak, kabullenmek ayrı bir konudur, eleştirmek ayrı bir konudur. Hiçbir yargı kararı eleştirilmez değildir.

 

Yargı kararı halkın vijdanını rahatlatmaya yöneliktir. Eğer alınan karar halkın vijdanını rahatsız ediyorsa ne kadar hukuki olursa olsun tartışma yaratır bu günkü gibi YSK'nın iki gün önce aldığı veto kararı huzursuzluk yarattı, halkın Vijdanını yaraladı. Dünyada hiçbir başkan, başbakan veya yönetici halkına AKP iktidarı gibi rahatsızlık yaşatmaz diyoruz.

 

Nasıl mı Şöyle:

1-Ülkede herkesin kabul ettiği dünyanın üzerinde konuştuğu Kürt sorunu yoktur demek başbakana yakışmıyor. Sağır Sultan bile Kürt sorununu konuşuyor var olduğunu kabul ediyor.

 

2- % 10 baraj demokrasi ile ilgili değildir diyor Avrupa'da.

EL İNSAF % 10 baraj demokrasi ile ilgili değil ise:

Kutsal İslam dinini siyasete alet edip belli makamlara gelenlerle mi ilgilidir.

- Veya Cumhuriyetin değerlerini yıkmaya çalışan sahte tarikatçilerle mi ilgilidir. 

- İslam dininin haram ve yasak saydığı Beytülmalı çalıp çırpanlarla mı ilgilidir.

 Şimdi bu adalete bakınız.

 Türkiye'de yaklaşık 45 milyon seçmen var. 12 Haziran'da 43 milyon geçerli oy olur farz edelim.

 

% 10'u  4 milyon 300 bin oy demektir.

 Şimdi 4 milyon 299 bin oy alan siyasi parti sıfır milletvekili çıkaracak.

4 millyon 301 bin oy alan parti TBMM'de yaklaşık 80 millet vekili alacak.

İki oy fark ile biri 80 milletvekili alacak. Sadece iki oy daha az alan parti hiç millet vekili almayacak.

 

Bunun insafla, adaletle, İslamla, çağdaşlıkla, demokrasi ile bağdaşır yanı var mıdır?

3- Türkiye'de sayıları 10 binleri bulmayan Rum ve Ermeniler için ilkokuldan üniversiteye kadar ana dilde eğitimi yasal güvence altına alacaksınız. Bin 900'lü yıllarda Türkler için Kürtler için Türkiye için o Rumlar ve Ermenilerle savaşıp şehit olan gazi olan 20 milyon Kürdün ana dil eğitimine ambargo koyacaksınız.

 

 Bunun demokrasi ile hukukun üstünlüğü ile İslamdaki kardeşlik ilkesi ile ve çağdaş demokrsi ile bağlaşır bir yanı var mıdır?

 

İstanbul'daki Rumların Ruhban okullarında, Hıristiyan misyoner yetiştirip Müslümanların arasına fitne sokmaya göz yumacaksanız. Kürtlerin sorunu yoktur, diyeceksiniz. Ana dilinin üzerine ambargolarını koyacaksınız bunun adına kardeşlik, demokrasi ve hukuk diyeceksiniz. 

 

Bu ve buna benzer geri bırakılmışlık, sınır ticareti yasakları, eğitimdeki adaletsizliği ile daha birçok eksik, aksak vede haksızlığı içine sindirip “Bu Benim Ülkemdir” biz barış ve kardeşlik istiyoruz diyen insanlara seçimde de veto uygulayacaksınız.

 

 Allah aşkına siz nasıl bir yönetim, Nasıl bir huzur, nasıl bir barış, nasıl bir kardeşlik istiyorsunuz söyleyebilir misiniz?  TBMM'de görev yapan Gülten Kışanak ile Sabahat Tunceli milletvekili olarak 12 Haziranda kadar kabul edeceksiniz. 13 Haziranda milletvekili olmasını veto edeceksiniz.  

- Bu reçeteler tutmadı.

 Ülkeyi yönetenlere sesleniyoruz.

Bir doktor hastasına uyguladığı reçete şifa getirmediği zaman bir hafta veya 10 gün sonra yeni ilaçlarla yeni reçeteler hazırlar. 80 yıldır bu bugünkü inkar, imha, asimilasyon, öldürme, sürgün etme, zindanlara atma ile ilgili reçeteler Kürt sorunu hastalığına şifa getirmedi. Görülüyor ki öldürme ile gözaltı ile zindanlara atma ile sorun çözüm bulmuyor.

 

Geliniz yeni reçeteler ile barışı, kardeşliği, huzuru ve güveni sağlıyalım.

- Şifa için % 10 barajını kaldıralım.

- Ana dilde eğitimi, yasal güvenceye alalım.

- Vetolarla değil, sevme, sayma ile birbirimize yaklaşalım.

- Bu ülkeyi bölmek isteyen yok.

- Kürtler ile Türkleri ayırmanın imkanları da yok.

- Marifet bu insanları birbirine kırdırmak değildir.

 

Bu insanları kardeşçe birlikte eşit yurttaşlık temelinde yönetmektir marifet.

Tek parti yönetimi hayra alamet değildir.

 Hüsnü Mübarek'te tek adam tek parti sistemi ile mecliste %80'lere varan bir çoğunluğa sahipti, ama sonu hayırlı olmadı.

Çevremizden ders almalıyız, ders çıkarmak hayra alamettir diyorum