YETTİ ARTIK BU AYIP KİME
Abdurrahman Keskin
06 Ocak 2012 Cuma 13:26
Bu ülkenin sahipleri yok mu veya şöyle soralım. Bu ülkenin bu halkın sahibi kim.
EL CEVAP: Bu ülkenin de bu halkın da sahibi 74 milyon yurttaşın tamamı.
Peki bu 74 milyonu halk adına ülke adına yöneten kim. CEVAP: Önce TBMM halk arasında namı diğeri Türkiye Parti Liderleri Meclisi. Sonra kim: Seçilmiş Cumhurbaşkanı hükümet ve kuruluşlar. Yani seçilmişler ve o seçilmişlerin yönetime getirdiği atanmışlardır. Öncelikle BU AYIP KİME Derken cevabını da verelim. TBMM’de gurubu bulunan AKP’ye CHP’ye MHP’ye vede BDP’ yedir. Hükümetin bakanlar kurulunun bu gün TBMM’de gurup olarak fert olarak bulunan herkesin ayıbıdır.
- ATEŞ: düştüğü yeri yakar.
Dün 10 araçlık bir ekiple heyet başkanı olarak Uludere’ye başsağlığına gittik. Hakkari’nin bir kısım eşrafları, esnafları ile. Yörenin gelen misafirlerine geleneksel misafirperverliğin gereği yemekler hazır. Ancak o hazin manzarada boğazından lokma inecek insanların bulanabileceğini düşünmek çok zor.
Ağlama yoktu ancak kurumuştu sanki insanlar. Gözyaşları bitmişti. Öldürülenlerden 7’si lise öğrencisi idi. 15 yaşındaki Encünün annesi bize beyler dünyadaki bütün anneler çocuğunun okumasını ister. Benim oğlumun üniversite sınavlarına katılmak için para kazanması gerekiyordu. Emanet aldığımız komşunun katırını götürdü. Yoksa ben oğlumu göndermezdim. Hükümette biliyordu biz onların izni ile gidiyorduk. Hükümetten kastı Askeri taburdu. Yüksek okul mezunu subayların anlayışı ile göndermiştim. Ben okumaya para bulsun diye gönderdim.
ŞİMDİ BU AYIBA BAKINIZ
15 yaşındaki lise öğrencisi PKK’ya katılmak için değil, EROİN taşımak için değil, silah, mermi, patlayıcı taşımak için değil. İhtiyacı olan ucuz mazotu, çayı, sigarayı getirip üniversiteler arası seçme sınavlarının masraflarını temin için gitmişti kaçakçılığa yani sınır ticaretine. Kaymakamı, savcısı, hakimi de o köylülerin yapacağı başkaca hiçbir işi işlevi geliri olmadığını bilen bir anlayışla göz yummaları sonucu gidiyordu bu gencecik çocuklar. ROBOZUK muhtarının evindeyiz muhtar söze başlıyor.
- Gördüğünüz mera niteliğindeki tüm güney yamaçlar IRAK’ın toprağı orada hayvan beslemeniz yasaktır.
- Kuzey yamaçlar Türkiye’nin yani bizim güvenlik açısından yasak bölgemiz.
- Gördüğünüz gibi ekin alanımız yok.
- Bu köyden hiçbir kişi ne devlet nede özel kuruluşlarda kadrolu değil.
Biz cahil fakir yaşamaya alıştık. Ancak çocuklarımız bizde okuyup adam olacağız diye feryat ediyorlar. Bu sınır ticaretinden başkaca hiçbir alanda umudumuz yoktur. Devlet ATOM bombası da koysa 35 değil kaç 35 daha öldürülürse de yaşam mücadelesi için biz bu ticareti yapacağız. Muhtar birde adımıza kaçakçı demekten rahatsız oluyoruz. Bütün dünyada bizim bu işimize sınır ticareti denilir. Dikkatle dinleyiniz, dünyada evrensel, çağdaş kurallarda, sınır evleri, köyleri, ilçeleri, illeri sınır ticareti yapar. Sınır ticareti ile yaşar. Bunu engellemek niye undan daha büyük AYIP olmaz. Bu 35’lerin katledilmesi bir UTANÇ TABLOSUDUR. Bunun üzerine çok tartışmalar yapılacaktır. Bu gün Başbakanımız 1938-1939’daki Dersim için nasıl o günkü hükümete yüklenerek katliam diyorsa, yarınlarda da bu 35 ölen kişi içinde AKP hükümetine katliam, olarak kaydedilecektir. Bu ayıp TBMM’deki herkese dedik. Şimdi bu güne bakınız. Ateşin yürekleri yaktığı Uludere halkının yaralarına merhem arayacak olan TBMM’de küfür hakaret ve karşılıklı tehdit şantaj demeçleri kol geziyor.
İNSAF:
Sayın vekiller birbirinizi kötülemek yerine tüm insanlarımızın umut kestiği kurum ve kişiler olma yerine umut kaynağı olmanız gerekmez mi? Başkentteki seçilmişler ve üst düzey atanmışlar insanlar artık politikacıyım demeye utanıyorlar. Bu bölündük, bölünüyoruz, ülke elden gidiyor tellalığınıda sonlandırınız. Bakınız dikkat ediniz Uludere’nin GÜLYAZI köyünde ziyarete gelen kaymakama zarar gelmesin diye başını kendi köylüsüne kırdırarak duyarlılıkta kaymakamına sahip çıkan insanların yaşadığı bir bölgede ve insanlarla yaşıyoruz.
Bu insanları ve bu ülkeyi bölmek isteyen yok. 10 kişi kaymakama hakaret ediyorsa aynı yerde 1000 kişide kaymakama sahip çıkıyor. Bu davranış dahi bu ülkede insanların bölünmeyeceğinin sigortasıdır. Bırakınız AKP-CHP-MHP-BDP kargaşayı, tartışmayı, hakareti, şantajı yakışmıyor. Bu size. Şunu kesinlikte biliniz ki bu ülkede ve guruplarda sizin kargaşanızı benimseyenlerin sayısı %5’i bulamaz. TBMM’dekiler kendinizi kandırmayın size yaşa, Varol diyenlerde küsecekler. Bu gencecik hiçbir günahı olmayan insanların ölümünden ders çıkarınız.
1... Devletin imkan ve kaynaklarını o bölgeye AFETE uğramışlar gibi seferber ediniz.
2... Ölenlerin ailesine sadaka verir gibi değil Hakkari’nin, Şırnağın bir aylık yardım ödeneklerini rantçıların bir aylık vurgunlarını o ailelere tahsis ediniz.
3... Üniversiteye gitmiş olan ve gidecek olan çocuklarının eğitimini üstlenen kuruluşları seferber ediniz.
4... En yakın olan ve yasal işlemleri tamamlanmış olan ÇUKURCAN’NIN ÜZÜMLÜ SINIR TİCARET KAPISINI Hemen davul, zurna ile ticarete açınız. Yapacağınız bir tören birkaç memur ataması arkası sonra gelir.
5... Ölenlerin aileleri ile toplantılar yapıp Şırnak, Diyarbakır, Batman ve Hakkari’de devlet adına bunları misafir edip psikolojik destek veriniz.
SONUÇ OLARAK Devlet, hükümet, muhalefet bu haksızca katledilen insanların ANISINA, YAKINLARINA sınırda yaşayanların ticaretine KAÇAKÇILIK denilmez SINIR TİCARETİ deyiniz. Devlet sınır ticaretini açamamış ise bu insanlar canları pahasına sınır ticareti işlevini sürdürüyorlar. TBMM’dekiler ve BAŞKENTTEKİLER YETTİ ARTIK KAPATIN BU AYIPLARI.
SINIR TİCARETÇİLERİNE KAÇAKÇILIK TABİRİNİ HER HALÜKARDA SONLANDIRINIZ.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Hakkari Haber TV