YSK DEMOKRASİ VE KÜRTLER
YSK yani yüksek seçim kurulu ülke genelinde ilk defa 2011’de yaşamına şaibeler karıştırdı.
24 Haziran 2011 Cuma 18:41
Bütün ülkede YSK’nın aldığı son kararlar tartışılmaya başlandı. Hakkarililer olarak bu konulara yabancı değiliz. 1965 milletvekili genel seçimlerinde yeni Türkiye Partisi vardı. Hakkari’de YTP adayı Ali KARAHAN milletvekili adayı oldu. O günkü adliye tarafından bölücülük yaptığı gerekçesi ile tutuklandı. Seçim sonuçlandı YTP’nin adayı Ali KARAHAN, CHP’nin adayına büyük fark yaparak milletvekilliğini kazandı.
Hakkari il seçim kurulu halkın iradesine olan saygısının tezahürü olarak Ali KARAHAN’ın mazbatasını cezaevinde kendisine vererek tahliye etti. Gerçekten Hakkari adliyesinin karar ve uygulamalarının binde biri dahi tartışma konusu olmamıştır. Hakkari adliyesinin kararları her zaman halkın vicdanında hak yerini buldu olgusu düşüncesiyle onaylanmıştır. Yargı kararları toplumun vicdanını rahatlatmaya yöneliktir ve öyle olmalıdır. Halk yargının kararına kuşkulu bakıyor ve karşılıyor ise adaletli oldu duygusunu yerleştiremez. Şimdi bakınız:
- 22 Mart 2011’de M. Hatip DİCLE ile ilgili hüküm yargıtayca onaylanıyor.
- 22 Nisan 2011’de ani bir karar ile 6 kişinin adaylığı iptal ediliyor. Elimizde hüküm kararları var denilerek= 3 gün sonra bütün kararlara baktık. Adaylıklarına mani bir hali yoktur diyerek YSK kararı ile veto edilenlerin adaylıkları kesinleşip ilan ediliyor. YSK’daki bir üyede M. Hatip DİCLE’NİN kararını onaylayan Yargıtay dairesindeki bir üyedir. YSK bu kez 14 Hazirana kadar hakkında yargıtayın onaylanan hüküm kakarı olmasına rağmen M. Hatip DİCLE’NİN adaylığını kabullenmiştir.
- Vatandaşa M. Hatip DİCLE milletvekili olabilir demiştir. Sen bu vekili seçebilirsin anlamında oy pusulasına ismini nakşetmiştir. Ondan sonrada Yaklaşık 78 bin kişinin iradesini yok sayma anlamın gelen milletvekilliğini düşüreceksin. Olmadı Sayın YSK üyeleri olmadı Bu ne kamu hukukuna uygundur, nede ülke geleneklerine. Bu kararın yasalara uygunluğu tartışılıyor. Ancak bu karar Kürtlerin barış ve kardeşlik kararlılığına vurulmuş bir darbedir.
Ne diyor Kürtler:
1- Her şeye rağmen benimsemediğimiz içimize sindiremediğimiz 12 Eylül darbesi Anayasasına göre seçime razıyız demiş.
2- Darbe Anayasasının getirdiği AKP’nin bekçiliğini yaptığı %10 barajla meclise gelmeleri örgüt olarak yasaklanan Kürtler barajı aşarak meclise gelmeye razı olup barajı aşmışlardır.
3-Demokrasi kişi temel hak ve özgürlüklerini savunmanın yolu TBMM’dir ben bu meclise razıyım demiştir Kürtler.
4-Eylemsizlik kararı ile bizler savaşla, ölmekle, öldürmekle değil, barışla, demokratik anlayış ile, TBMM’de mücadele etmeye razıyız demişlerdir.
5- Dahası son günlerde sadece Kürt partisi olarak değil, Türkiye Partisi olmak kararlılığı ile Türk kökenli adaylarla ve yeni bir parti çatısı ile meclise girme çalışmaları başlatmıştır. Tam bu noktada önce adaylığını kabul edip barajları aşınca da yetkinizi aşarak milletvekilliğini iptal etme kararı alıyorsunuz. Açık bir ifade ile ülke demokrasisine bir darbe anlamına gelen halkın iradesini yok sayacaksınYine Olmadı YSK olmadı.
Türkiye’deki yasalara göre milletvekili seçilip suç işleyen veya hakkında devam eden bir suçtan hükmü kesinleşen milletvekilinin düşürülmesine TBMM karar verir. Üstelik meclis tam sayısının salt çoğunluğu ile karar alınır. O kadarki istifa eden bir milletvekilinin istifası dahi yine TBMM’nin üye tam sayısının salt çoğunluğu ile kabul edilir. Cezaevlerindeki ve mahkum kişilerin adaylığı üzerine YSK karar hakkına sahiptir. Ancak milletvekilliğinin düşürülmesine yetkili değildir.
Demokrasiyi yaşatıp yaşatmama kakarı ile karşı karşıyayız. Bu karar ülkede birilerinin istediği kaos yaşamına katkı sunar. 1965 yılında Hakkari adliyesi cezaevindeki kişiye 13 bin kişi oy verip milletvekili yapmış diye Salı vermeyi biliyor da Ankara’da 2011 yılının anlayışı ve hukuk bilgisine göre mi? YSK 70 bine aşkın oy alan kişiyi salıvermeyi bilmez. Demokrasi devam edecekse başkentliler karar veriniz.
Eğer el altında demokrasi düşmanları kaos yaratacaksa bu ülkeyi sevenler harekete geçmelidirler. Her şeye rağmen kaos yaratmak isteyenlere meydanı boş bırakmamak için BDP’nin bağımsızları meclise girmeli. Dünya geneli demokrasilerde eşine rastlanmayan bağımsız olarak barajı aşıp grup kurma Zaferini dünyaya birde TBMM’de tescil etmelidirler. AKP demokrasiye düşman değil ise Türk ve Kürt halkının düşmanlığını istemiyor ise ki istemiyordur. Yıldırım hızı ile yasal düzenlemeler yapacağını ilan etmelidir.
- AKP demokrasinin önündeki engelleri ortadan kaldıracak bir toplumsal mutabakat toplantısı yapıp bir bildiri ile Türkiye halkına duyurmalıdır. Her şeye rağmen bu ülkede Türkler, Kürtler ve diğerleri birlikte eşit şartlarda yaşamaya mahkumdurlar. Bunu herkes bilmeli önce meclistekiler.
- AKP, CHP, MHP, BDP’liler Herkesi sorumluluk taşımaya birbirini hazmetmeye, birbirini hak sahibi olarak görmeye, çağırıyoruz. Demokrasinin, huzurun, barışın ve kardeşliğin aşılmaz, sarsılmaz, değişmez yolu budur. Başkentliler sizlere sesleniyoruz hemen göreve
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2012 Hakkari Haber TV