22 Kasım 2024
  • İstanbul18°C
  • Ankara14°C

YUH, YUH!

H. Aziz Hatipoğlu

21 Temmuz 2017 Cuma 18:07

1970’li yılların bu çok popüler ve bir o kadar anlamlı türküsünü Selda Bağcan seslendirmiş ve büyük yankı uyandırmıştı.

“Yuh, yuh soyanlara,

Soyup kaçıp doyanlara

Yuh nefsine uyanlara

Yuuh”

Diye devam eder ve

“Yuh, yuh ben öyleysem,

Yuh, yuh sen öyleysen

Yuuh”

Diye türkü sona ererdi.

O günden günümüze maalesef yuh yuh diyeceğimiz nice olaylar devam edegelmiş ve soygunlar, talanlar ve nefsine uyup deveyi hamutuyla götürenler çok olmuştur.

Bu millerin parasını bulunduğu makamı suiistimal ederek rüşvet ve her türlü gayri ahlaki kazanç elde ederek servetlerine servet katanlar olagelmiştir.

Bunlar İslam literatürüne göre hırsız ve haramzade olarak nitelendirilmiş ve yarın ahirette hesaba çekileceği bildirilmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde birçok bakan rüşvet ve görevini kötüye kullanmaktan Yüce Divanda yargılanmış ve mahkûm olmuşlardır. En son Gümrük ve Tekel Eski Bakanı Tuncay Mataracı ile Sosyal Güvenlik Eski Bakanı Hilmi İşgüzar ve Devlet Eski Bakanı İsmail Özdağlar rüşvet almak ve görevini kötüye kullanmaktan Yüce Divanda yargılanmış ve mahkûmiyet kararı almışlardır.

Bunlardan Tuncay Mataracı 36 yıl hüküm giymiş ve 787 milyon 386 lira ödemeye mahkûm olmuştur. Hilmi İşgüzar ise 9 yıl 8 ay hapis ve 5 milyon 275 bin lira para cezasına çarptırılmıştır. İsmail Özdağlar rüşvetten 2 yıl hapis ve 30 bin lira cezaya çarptırılmıştır.

Devlet Eski Bakanı Safa Giray ve Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan ise her ne kadar görevlerini kötüye kullanmak ve Halk Bankasını zarara sokmaktan Yüce Divana sevk edilmişseler de yargılanmalarına başlanamamıştır. 

Bu milletin parasını çar çur edenler veya bulundukları makamı kendi ihtiras ve hevesleri için kullananlara kısacası nefsine uyanlara bu halk her zaman yuh çekmiş, hakkını helal etmemiş ve milletin gönlünde lanetlenmiştir.

Yer altı ve yer üst zenginlikler konusunda dünyada nadir ülkelerden biriyiz. Ama ne yazık ki bu millet memur ve işçi maaşlarının dahi ödenmediği zamanları ve hükümetleri görmüştür. İMF denilen Uluslararası Para Fonundan paralar dilenmiş ve 5 sente muhtaç duruma da düşürülmüştür.

Kendi kaynaklarımızın hayli hayli nüfusumuza yettiği ve bu kadar zengin coğrafyamızda bizi bu duruma düşürenlerin suiistimal, rüşvet, görevini kötüye kullanmalarının hiç mi katkıları olmadı? Onlar yüzünden bu sıkıntıların çoğunu yaşamadık mı?

Her şeyin karaborsa olduğu zamanlar gördük. Tüp kuyrukları, akaryakıt kuyrukları, yağ kuyrukları, şeker kuyruklarını da bu millet yaşadı. Tüm bu olumsuzluklar ve yokluklar idare edilememenin, yönetilememenin ve kaynakların hoyratça israf edilmenin bir sonu değil miydi?

Günümüzde de herhangi bir makama gelen kişi eğer önceki yaşantısından apayrı ve çok farklı hayat sürüyor ve harcamaları artıyorsa bunlarda “yuh, yuh” ları çoktan hak etmediler mi?

Belki bugün zevki safa sürüyorlar ama inansınlar ki bu devran böyle sürmeyecek, halkın gözünde mahkûm oldukları gibi yarın Ruju Mahşerde hüsran olacaklardır.

Yorumlar
YASAL UYARI: Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Hakkarihabertv.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.