Muş`ta, sakinleri yakındaki kum ocaklarından rahatsız olan merkeze bağlı Şenova köyü, ihtiyar heyeti tarafından alınan kararla satılığa çıkarıldı.
NEJDET ARMAĞAN
MUŞ (İHA) - Merkeze 25 kilometre uzaklıkta bulunan 120 hane ve yaklaşık 2 bin nüfuslu Şenova köyü sakinleri, kum ocaklarından rahatsız olunca çareyi köyü satılığa çıkarmakta buldu. Köyün her iki girişine `Satılık Köy` tabelası asan köylüler, köyü satıp başka yere yerleşeceklerini belirtti.
Köyün etrafındaki kum ocağı sayısının her geçen gün arttığını belirten Şenova Köyü Muhtarı Cevdet Şirvan, tapulu arazilerinde tarım ve hayvancılık yapamaz hale geldiklerini söyledi. Kum ocaklarıyla ilgili defalarca müracaatta bulunduklarını ama seslerini kimseye duyuramadıklarını ifade eden Cevdet Şirvan, "Köy ihtiyar heyeti olarak kum ocaklarından dolayı köyü satılığa çıkardık.
Defalarca İl Özel İdaresi`ne gittim, durumu yetkililere aktardım ama bir sonuç alamadık. Burada hiçbir inceleme yapmadan ihale yapıyorlar, ilana çıkıyorlar. Tapulu arazilerimizin bulunduğu alanlarda kum ocakları açılıyor. Bu alanlarda tarım yapıyoruz, bazı alanlarda hayvanlarımızı otlatıyoruz. Nehir kenarında olduğumuz için ağaçlandırmaya önem veriyoruz.
Çünkü nehir coştuğu zaman topraklarımızı da birlikte götürüyor.
Biz bunun önüne geçmek için ağaçlandırma çalışması yaptık ama kum ocakları tüm bu çalışmaları yok ediyor. Kum ocakları hakkında Sayın Vali`mize ve Cumhuriyet Savcılığı`na dilekçe verdim ama bir sonuç alamadık. Eğer burada kum ocağı kiralanacaksa gelip yerinde tespit yapsınlar. Öyle masa başında topraklarımızı ihaleye çıkarmasınlar. Ben muhtar olarak vatandaşla karşı karşıya kalıyorum. Defalarca yaptığımız müracaatlara rağmen bir çözüm alamadığımız için köyümüzü satılığa çıkardık" iddialarında bulundu.
"GECELERİ UYUYAMIYORUZ"
Kum ocaklarının sabaha kadar çalıştığını ve gürültüden dolayı uyuyamadıklarını kaydeden Abdulbari Şirvan isimli köyü ise, "İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği yetkilileri, gerekli inceleme yapmadan oturdukları yerden bizim topraklarımızı kum ocaklarına veriyor. Biz de kum ocaklarından rahatsız olduğumuz için köyümüzü satmaya karar verdik. Çünkü kum ocaklarından dolayı tarım arazilerimizi kullanamıyoruz ve gece evimizde uyuyamıyoruz. Sabaha kadar çalışma var. Gürültüden dolayı uyumak imkansız. Ayrıca bizim
başlıca geçim kaynağımız tarım ve hayvancılıktır. Kimse bize sahip çıkmıyor. Köyümüzde ekilmedik bir metrekare arazimiz dahi yok. Her tarafı ektik ama kum ocaklarından dolayı tarım arazilerimizi kullanamaz hale geldik" diye konuştu.
"KİMSE MASA BAŞINDA ARAZİLERİMİZİ SATMASIN"
İl Özel İdaresi yetkililerinin köyde herhangi bir keşif yapmadan masa başında köyün arazilerini sattığını iddia eden Nusret Ata da, "Önüne gelen köyümüzün etrafında kum ocağı açmak için İl Özel İdaresi`ne müracaat ediyor. Malazgirt`ten tutun da Kale`ye kadar her tarafta kum varken neden bizim köyümüzden kum çıkarmak için ısrar ediyorlar. Kum ocakları sadece nehir yatağını değil, etrafındaki tüm alanları da kullanıyor. Zamanında yapmış olduğumuz ağaçlandırmalar yok oluyor ve topraklarımız erozyon yüzünden heba oluyor. 1963 yılından bu yana defalarca köyümüzü su bastı. Kızılay defalarca bize afet dolayısıyla yardım göndermiştir. Biz o günlere geri dönmek istemiyoruz. Masa başında köyümüzün arazilerini satmasınlar" ifadelerini kullandı.
Konuyla ilgili açıklama yapan İl Özel İdaresi Genel Sekreterliği yetkilileri ise, İl Özel İdaresi`nin ruhsat verme makamı olmadığını belirtti. Kum ocaklarına ruhsat verildiği zaman çeşitli prosedürlerin takip edildiğini vurgulayan yetkililer, "Bir yere kum ocağı verilecekse onunla ilgili Tarım, Sağlık, Çevre ve Orman Müdürlüğü başta olmak üzere çeşitli kurumlardan rapor istenir. Eğer raporların tamamı uygunsa İl Özel İdaresi olarak biz de raporumuzu hazırlar, valilik makamına sunarız. Eğer bu kurumlardan biri olumsuz görüş bildirirse kesinlikle kum ocağına ruhsat verilmez" diye konuştu.
