Gül ve gülistan bir dünya istiyorum o da insanların ellerindedir. bu dünyada günahsız bir kul olmak istiyorum. Günahlardan kul hakkı yemeyen savaşı değil barışı istiyoruz kin ve nefreti değil barışı isteyen, karanlık bir dünya değil aydınlığı isteyen, kuru bir dünya değil suları çeşmeleri nehirleri gölleri denizleri bol olan yemyeşil çayır çimenli çok adalı ağaçlı ormanlı, barut ve gaz kokusundan uzak bir dünya istiyorum.
Kurşun, top, tüfek, mermi, roket, Nepal, savaş uçakları, kobra skoski helikopterler, tank, karayel, panzerler, akrepler, istemiyoruz. İnsanlara zarar verecek ne varsa hepsine karşıyız. İnsan olarak bu dünyaya gelmişiz insanlara, hayvanlara, doğaya, zarar vermeyelim zararsız yılana bile zarar vermeyelim. zarar vermeyen yılan bin yıl yaşasın. şikayet yapmak, mitçilik, mafyacılık, eroincilik kokain satmak, üçkağıtçılık, kumar oynamak, içki içmek, bu tür zararlı şeylerden kesinlikle kaçınmalıyız.
Zaten dinimiz de bunu şiddetle men ediyor. İnsanoğlu zulme zorbalığa, tehdide layık değildir. Güçlü olanlar güçsüzleri ezmemeli. İnsanların yıllarca emek sarf ettiği çabaladığı, fikre göre herkesin kendisine göre kutsal olarak seçmiş olduğu dine saygı duyması gerekir.
Yani Mevlana’nın deyişiyle yaratılanı severiz yaradan dan ötürü Allah'u Teala küfrü kabul etmiş zulmü kabul etmiştir Allaha'u telala hiçbir kulu dünyada vatansız ahrette imansız bırakmasın insanlar dünyada en kutsal varlıktır bunun kıymetini bilmeli bu değeri kaybetmemeli Yahya kemal: ölüm bana ürküntü vermiyor vatandan ayrılışının ızdırabı zordur" diyor. Üstünlük iyi amel ve takvadadır. Üstünlük ırkta dil de ve millete değildir.
Bütün insanların el ele gönül gönülle birlik beraberlik barış ve huzur içinde olmasını isterim. Allah’u tealanın verdiği ruhu zora dayalı sabah olarak insanlar almasınlar eceli geldiğinde Allah’u teala nın verdiği ruhu zora dayalı sebep olarak insanlar almasınlar eceli geldiğinde Allahu teala ruhunu alsın. insanların elinden geldiği ise insanların yaşamasına sebep olsunlar kimse kimseyi öldürmesinler katliam sapmasınlar bu dünya hepimizin dünyasıdır herkese yeterlidir.
Bu dünya kimseye ebedi kalmaz kısasta kalmaz Allahu teala tarafından intikam da kalmaz bu dünya'da ne ekersen onu biçersin. Bu dünyada dini amellerin neyse öbür dünyada karşılığını göreceksin. Allah’u teala kim bir insanı öldürmüşse nazarımda tüm insanları öldürmüş gibidir.
Bu dünyada anneler ağlamasınlar anneler feryat etmesinler saçını yolmasınlar dizlerine vurmasınlar yüreğine ateş kor düşmesinler yüreği yanmasınlar hiçbir çocuk sahipsiz öksüz kalmasınlar anneler insanların şiddetinden beşikteki yavrusunu kundakta sahipsiz ve yalnız bırakıp kaçmasınlar veya bebeğini kucağına alarak aç susuz çocuğunu yıkamadan,
Uyutmadan, bakımını yapmadan, anneler zorbacı güçleri korkusundan yalın ayakla fırsat bulmayıp ayakkabılarını giysinler elbiselerini giymeden yarı çıplak evlerini yurdunu bırakıp aç susuz dağlara düşmek sıcakların hararetlerinde ayakları yanmak bir ağaç gölgesi veya bir taş gölgesi bulmayıp iki dakika dinlenip çocuğunu emzirmek anne hangi yöne kurtarmaya çalışıp, kaçıracak çocuğunu selametçe kurtarmak için çaba harcıyor.
Annenin hayalleri hep bir yudum suyu nerden bulacak anne açtır beraberindeki çocukları açtırlar nerde bir kuru ekmeyi bulup altı yedi parçaya bölüp bir dilim ekmeği yesinler. Açlıktan kıvrayanlar bir dilim kuru ekmeğinle bir yudum suyun kadir kıymetini yeni yeni bildiler. Açlık döneminde bir nevi kıtlıktır: Allah kimsenin başına getirmesin amin. Annenin hayalleri çocuğu ölmesin çocuğu yaşasın. Annenin hayalinde kimler bize sahip çıkacak, kimler bize bakacak ayık evine wel lat şiirine yurt tatlıdır en çok inanı sevende annedir.
Bir evden anne baba karı koca, anne baba ve evlatları, kardeş kardeşin yakın akrabalar bir birlerinden kopmuşlar, ayırmışlar. Evinden olan insanları öldüreni ölmüşler kalanlar ise kimi esir olmuş kimi yaralı kimi güneşin hararetinden can çekişiyorlar onlarda ölümü bekliyorlar ve ölmesini istiyorlar ama gönüllerin de bir yudum su hasreti vardır. Bu aile ve akrabalar kimin nereye gittikleri kimin yaşayıp yaşamadıkları bilinmemektedir.
Birbirlerinden haberleri yoktur. Yirmi birinci y.y bilgi çağında insanlar tarafından ismi kara olmuş utanç, insanlık ayıpları olan hareketler yaptılar. Irak Sincar mıntıkasında dinleri ne olursa olsun o Ezidilerin çok sayıda seçkin kızları ve evli kadınları zora dayalı alıp cariye muamelesi yapıyorlar.
Bu saatten böyle bir vahşetini herkes kınaması gerekir bu vahşete dur denmesi gerekir insanların kutsal bir varlık olup insanlık soy kırımı vardır. İnsanlara insanca muamele etsinler insanlar satılmasın cariyelik olmasın tekrar bu dönem yeşermesin. İnsan sıfatları hürriyetsizlik cariyeliği kabul etmiyor İslam’a aykırıdır.
İslamiyet: güzel ahlaktır sabırdır selamettir nasihattir. Hidayettir ıslah olmaktır kimseye zarar vermemektir. Allahın emin ve yasaklarını yerine getirmektir. Kendisi için istediği bir şeyi başkasına da istemelidir” dedi. Yazan: Durankaya Pınarbaşı sakinlerinden Halil İbrağimoğlu