Obezite ve kanser ilişkisini meme kanseri açısından ele alan Prof. Dr. Rasih Yılmaz, “Hormon sistemi hastalıklarından olan meme kanserinde obezite önemli bir yer tutmaktadır. Karın bölgesinde biriken yağlar meme kanserini 2 ila 4 kat arttırmaktadır. Vücutta meme kanseri riskini tetikleyen en önemli sebep leptindir. Leptin yağ dokusunda sentez edilir. Bunun tersine adiponektin, hücre çoğalmasını engeller ve meme kanseri riskini azaltır. Bir obezde meme kanseri tespit edilirse, kanser ileri seviyedir ve vücudun belli yerlerine sıçrama olasılığı yüksek ve de hızlıdır” dedi.
Obezite ve kolon kanseri (kalın bağırsak kanseri) konusunda açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Ömer Özütemiz, Dünya genelinde erkek ölümlerinin yüzde 14’ünü, kadın ölümlerinin ise yüzde 20’sini kanserin oluşturduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Özütemiz “Kalın bağırsak kanserinin (kolon kanseri) belirtileri; şiddetli karın ağrısı, defekasyon değişikliği, iştahsızlık, kanama ve 50 yaş üzeri bireylerde anemidir. Kolon kanserinde 55 yaş kırılma noktasını oluşturmaktadır. Obeziteyi azaltırsak, kanseri de azaltmış oluruz. Kolon kanserinden korunmak için nohut, bulgur gibi sebzeleri tercih etmeli, kırmızı et ve alkolden uzak durmalıyız. Bir diğer önemli konu ise fiziksel aktivitedir. Haftada 5 gün, günde 30 dakika spor yapmak kanseri önleyicidir” diye konuştu.
EÜ Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Mete İtil ise, rahim kanserinin obeziteyle bağlantısına değindi. Rahim kanserinin yüzde 75-80 oranında menopoz sonrası, yüzde 20-25 oranında ise menopoz öncesi görüldüğünü kaydeden Prof. Dr. İtil, “Obezite 1980’den sonra dünyada iki kat artmıştır. 2010 sonrası 5 yaşından küçük 43 milyon çocuk obez konumuna gelmiştir. Kadınlarda karşılanmayan östrojen rahim kanserini 10 kat arttırır. Yine karşılanmayan östrojen obeziteyi 3-4 kat etkilemektedir. Düzenli adet görmemek riskli bir durumdur ve hekime görülmesi gerekir” dedi.
