Bir önceki görüşmemizde her iki tarafı da süreci zorlayıcı gelişmelerden ve provokasyonlara zemin hazırlayacak durumlardan kaçınmaları konusunda duyarlı olmaya çağırmıştım. Bu çağrımı yineleyerek her iki tarafın da anlamlı bir çatışmasızlık durumuna mutlak bir şekilde saygı göstermesini beklemekteyim" dediğini açıkladı.
Öcalan ile İmralı Adası'nda görüşen HDP grup başkan vekilleri İdris Baluken ve Pervin Buldan ile HDP Eş Başkan Yardımcısı Sırrı Süreyya Önder'den oluşan HDP heyeti, Öcalan ile görüşmelerinin ardından İmralı Adası'ndan ayrıldı. Heyet görüşmenin ayrıntılarına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Sayın Öcalan, öncelikle Lice'deki saldırıda hayatını kaybeden Ramazan Baran ve Baki Akdemir'in yaşamlarını yitirmesinden duyduğu üzüntüyü belirterek, başta aileleri ve Lice halkı olmak üzere tüm halkımıza başsağlığı diledi. "Bu kayıplarımızın demokrasi ve özgürlük mücadelemizde yitirilen son canlar olmasını diliyorum" dedi. Sayın Öcalan süreçle ilgili olarak ise şunları belirtti:
'Yeni aşamanın hayata geçirilmesi için yoğunlaşmam ve umudum aynı kararlılıkla sürmektedir. Bir önceki görüşmemizde her iki tarafı da süreci zorlayıcı gelişmelerden ve provokasyonlara zemin hazırlayacak durumlardan kaçınmaları konusunda duyarlı olmaya çağırmıştım. Bu çağrımı yineleyerek her iki tarafın da anlamlı bir çatışmasızlık durumuna mutlak bir şekilde saygı göstermesini beklemekteyim. Son dönemde yaşanan olaylar süreci zorlamaktadır.
Ve büyük sıkıntı yaratmaktadır. Bu sıkıntıları aşma konusunda hep birlikte büyük bir kararlılık ve sağlam bir barış iradesini göstermek durumundayız. Geldiğimiz aşamanın umut verici bir başlangıç olduğunu söylemiştim. Bu gün itibariyle bu umudumun çözüme dönük somut çalışmalara dönüşmeye başladığını gözlemlemekteyim. Tarihi bir aşamadayız.
Başarılı olacağımıza da inanıyorum. Bunu başarmamız için burada yürüttüğümüz görüşmelerin tüm kamuoyunun bilgisine açık, şeffaf ve yasal bir şekilde yürütülmesi gerektiği tartışmasızdır. Böyle olması durumunda sürecin spekülasyonlara değil, demokratik çözüme ve bütün ülkenin demokratikleşmesine dönük olduğu herkes tarafından görülecektir. Önemli bir uyarı olarak şunu da belirtmek isterim ki; bizim hiçbir ulusun ulusal değer ve simgelerine karşı olumsuz ve rencide edici bir yaklaşımımız olmamıştır, olamaz.
Türkiye halkını bize karşıtlaştırmayı amaçlayan son bayrak provokasyonunun da her iki tarafın gerekli kurumları tarafından ivedilikle soruşturulması ve sonuçlarının tüm halkımızla paylaşılması elzemdir. Bu tarz provokasyonların halkların ortak geleceğini amaçlayan demokratik ulus çözümlemelerimi hedef aldığını herkesin bilmesi gerekir. Bu temelde kalıcı barış ve demokratik çözüm için çaba harcayan tüm kesimleri selamlıyorum. Büyük bedeller ödeyerek sağladığımız çatışmasızlık ortamını ve demokratik çözüm umudunu kalıcı barış sağlanana kadar herkesin titizlikle koruması gerektiği çağrısını önemle yineliyorum."