Gerekçe ise; "eylem yapma olay çıkarma ihtimali!" Hazırlığı değerlendiren İHD İstanbul Şube Başkanı Ümit Efe, "Bu paket, tam otoriter polis devleti kavramını güçlendiren, muhalefeti ve toplumu militarizmle ezmeyi hedefleyen bir paket" dedi. Efe, uygulamanın kayıtdışı gözaltı anlamına da gelebileceğini belirterek 90'lı yıllar hatırlatmasında bulundu.
AKP hükümeti, "demokratikleşme paketi"nin ardından polisin yetkilerini artıran paket hazırlığında. Pakette daha önce hâkim ve savcı talebiyle uygulanan "önleme" gözaltılarının, bundan sonra polis yetkisiyle yapılacağı kaydediliyor. Hakim ve savcı izni olmadan, polis istediği kişiyi 12-24 saat boyunca gözaltında tutabilecek. Gerekçe ise, oldukça yoruma açık; eylem yapma, olay çıkarma olasılığı!
Gözaltı süresi, hâkim kararıyla uzatılabilecek. Mevcut uygulamada "önleyici" adı altında yapılan gözaltı için hâkim veya savcının talebi gerekiyor.
POLİSE MUKAVEMETTE CEZALAR ARTIRILIYOR
Pakette, "polise mukavemet ve kamu malına zarar verme" suçlamalarının da cezaları artırılacak. Türk Ceza Kanunu'nun "Mala zarar vermenin nitelikli halleri" başlıklı 152. maddesi ile "Görevi yaptırmamak için direnme" başlıklı 265. maddesi yeniden düzenlenecek. Bu maddelerde öngörülen cezalar artırılacak. Kamu görevlisine karşı görevini yapmasını engelledikleri gerekçesiyle muhaliflere verilen hapis cezaları da artırılacak.
MOLOTOFA 5 YIL CEZA
Pakette, molotof kokteyli olarak tanımlanacak malzemeleri taşıyan, bulunduran kişilere 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası öngörülüyor. Molotof kokteylinin "suç işlemek için kurulmuş bir örgüt tarafından kullanılması" durumunda ise ceza yarı oranında artırılacak.
Demokratik eylemler sırasında, eylemcilerin yüzlerini gaz maskesi ya da fularla kapatması halinde de cezanın artırılması öngörülüyor. Pakete, ceza sınırı 2 yılın altında olan suçlamalarda tutuklama yapılamaması nedeniyle, eylemin tekrarı halinde tutuklamaya olanak sağlayacak hüküm konulacak.
AKP hükümeti, bir yandan polisin yetkisini, "olasılık" durumunda bile gözaltı yetkisi vererek artırırken, diğer yandan "Kolluk Kuvvetleri Denetim Kurulu" adı altında bir kurul da oluşturuyor.
'TAM OTORİTER POLİS DEVLETİ'
Polis paketini ANF'ye değerlendiren İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube Başkanı Ümit Efe, "Bu tam otoriter polis devleti kavramını güçlendiren, muhalefeti ve toplumu militarizmle ezmeyi hedefleyen bir paket görünümünde" dedi.
Polise "eylem yapma durumunda olanları değil, eylem yapma olasılığı" olanları dahi gözaltına alma yetkisi verilmesinin Gezi direnişi sırasında yaşanan vahim tabloyu yeniden doğuracağına dikkat çeken Efe şöyle konuştu: "Hukukta ya da insan hakları, demokrasi ve özgürlüklerde olasılıklar yoktur, kesin kavramlar, tanımlanmış durumlar vardır ve bu duruma uygun da tespitler yapılır. 'Polisin yetkilerini artırıyoruz' şeklinde hükümetten gelen sözlü açıklamalar bile, kaç kişinin ölümüne neden olmuştur."
Polisin yetkileri her artırıldığında ölümlerin ve hak ihlallerinin de arttığını belirten Efe, "Bütün bunlar yapılırken, bir de ne olduğu belli olmayan denetleme kurulları kurularak, 'Yetki veriyoruz ama ardından denetliyoruz' havası yaratılmak isteniyor" dedi.
İHD İstanbul Şube Başkanı Ümit Efe, polisin yetkileri artıran düzenlemeyi "çok vahim" bulduklarını söyledi, "Toplumun demokratik kanallarının açılması ve güçlendirilmesi yerine militarizmin, polisin, şiddetin güçlendirilmesini yararlı bulmuyoruz. Bu yaklaşımda şiddetin yanı sıra keyfiyetin artırılması da söz konusu" diye konuştu.
'KAYIT DIŞI GÖZALTI'
Hakim ve savcı talebi olmaksızın gerçekleşecek gözaltılarını "kayıt dışı gözaltı" anlamına gelebileceğine dikkat çeken Efe, "Keyfiyeti bu şekilde düzenlediğiniz zaman gözaltı kayıtlarının kontrolünü yapmanız mümkün olmayacak. İstediği zaman alır, istediği zaman bırakır. Alma yetkisini veriyorsunuz ve ne olduğu belli olmayan bir denetleme kurulundan bahsediyorsunuz" dedi.
1990'lı yıllarda yaşanan gözaltında işkence, tecavüz ve gözaltında kayıpları hatırlatan Efe, "Bu işkencelerde gözaltı kayıtları yoktu" diye konuştu.
'TOPLUMSAL GÖSTERİLER ANAYASAL HAKTIR'
Toplumsal gösterilerin izne bağlı olmayan anayasal bir hak olduğunun altını çizen İHD Şube Başkanı, son olarak şunları söyledi:"Halkın demokratik taleplerini açıkça ifade etme özgürlüğü, hiçbir zaman kısıtlanamaz ve en temel haklardan biridir, yaşam hakkı olduğu gibi. Gezi olaylarında olduğu gibi polisin yetkilerini artırdığınızda, halkın hiçbir hakkını özgürce kullanamadığına tanık olduk.
Sadece kapalı kapılar arkasında işkence, kaybetme, keyfi gözaltının dışında, açık gösterilerde, yasal gösterilerde, düzenlenmiş mitinglerde de artı şiddeti daha artmış bir şekilde görmek mümkün olacak. Bu sistem halkın hiçbir hakkını ifade edemediği ve sindirildiği bir toplumsal sisteme doğru gidişata işaret ediyor."