Daha da derinliklere indiğimiz zaman darbeler, sıkı yönetim, ohal valileri, baskıcı inkarcı dayatma politikaları ne gibi çözümler yada bu ülkeye ne yarar sağladı.Yaklaşık 2 yıllık çatışmasızlık süreci barış adımları demokrasi ve istikrar söylemleri içinde bulunduğumuz bu hassas günlerde Hakkari Çemka’nın Meskan mevkiinde devlet var yoğunu ortaya koyarak ısrarla özel birlikleri helikopterlerle bölgeye indiriyor. Hatta bir kalekol yapımında başlanacağını söyleniyor.
Kalekol yapımının kültürü Baaz Rejiminden gelen yani Orta Doğudaki diktatörlerin bir savaş örneği Sadam’ın taktiğidir. Irak’ın tümseklerinde Güneydeki Kürt halkına karşı yapılmıştı. Bu diktatörlere ne yarar sağladı.
Bunca acılardan sonra barış sürecinin bu ilkbaharında halkı tedirgin eden bu yapı ne amaçla yapıldığı açıkça görülüyor. Sınır boyu yol projeleri, dere boyu baraj etütleri soruyorum barışın, istikrarın mutlak adımları mı? yoksa demokrasi maskesi altında yaklaşan başka hesaplar mı?
Bir daha taşlı, topraklı, engebeli, dik yokuşlu yollara mı bu halk kargaşanın zorluklarıyla karşı karşıya mı bırakacaksınız bu çelişkiler sürecin adımları mı, oyalama politikaları mı, demokratik bir ülkede bu yapılar hangi ahlak ve mantığa sığıyor merak konusu…
Ya da yükseklerdeki kalekol, barajlar, sınır hattındaki yollar, taş yığınlarından yapılan mevziler ne yararı veya bundan sonra ne üstünlüğü olacak yararı geçmişi bütünüyle ayakta tutar geleceğe hizmet etmez. Geçmişte ne yarar sağlandıysa dünde, bugünde, yarında bizlere o sonuçları getirir. Korkarım yaşamasın bir daha yaşanılan tüm savaş politikalarına inat diyelim gelecek için tek damla kanın akmaması için barış ve kardeşliğin birer temel taşın tamamlayıcısı olalım.
Her insan kendine saygı duyarsa insan olmanın onurunu hissederse dünya kadar saygı göstermelidir ki bölge halkı ne bir gerilanın nede bir askerin tek damla kanını görmek istemiyor artık. Barış kardeşlik demokrasi her değerin üstünüdür esas maya da bu olacaktır. Er veya geç kalırsa da barış noktasında uzlaşma olacaktır. Gerici siyasetin ret ve inkarın karanlık çağın miadı doldu. Geleceğin aydınlık çağı başladı.
Geçmiş bir tesadüf eseri değildi bu halkın yaşadıkları vardı çoğu acı gözyaşı veren peşinden sürüklediği yaşamışlıklar bu bölgede insanların hayat akışına bin bir engel bırakarak. Bugünlere ne bedellerle nice karanlıkları kat ederek ulaşıldı.
Artık bu halkın barış huzur ve istikrarlı bir geleceğe ihtiyacı vardır. Yıkıcı savaş makineleri kendi kendine çalışmıyorlar. Onlar kullananlar yine insanlar arkalarında insan elleri ve emirleri var çatışmaları hırpalamak körüklemek hiç kimseye yarar getirmez.
Bir gülün güzelliğini bilen Roboski’ye dağlara, ormanlara, vadilere, insanlara nasıl olurda en ağır bombaları atar. Dorukları nasıl kan ile köpürür sevginin güzelliğini bilen acıyı etinden kemiğinden anlayan nasıl olurda savaşı tetikler. Ölümleri değil sevgi yaşamı güzelleştiren değerleri yayalım yeryüzünde bu bereketli toprağa daha çok çiçek tohumları ekelim.
Güneş doğduğunda çiçekler kendiliğinden açmaya başlasın ve çocuklar özgürce akan bir suyun melodisiyle şarkı söylesin kimileride derin bir özlemle annelerinin saçlarına düşen yıldızları koparsın barış olsun barışsın insanlık…