Kâğıt para ve plastik kartların yerine parmak izi ya da retinalardan kimlik belirleyen makineler aracılığıyla alışveriş yapmak artık hayal değil. Bunun ilk örnekleri görülmeye başlandı. Zira ABD’nin Güney Dakota eyaletindeki bir yüksek okulda öğrenciler alışveriş yaparken sadece parmak izlerini kullanıyor.
School of Mines and Technology adlı yüksekokuldaki iki kantinde Hanscan Indentity Management adlı bir İspanyol şirketi tarafından patenti alınan biyokriptoloji projesinin ilk testleri yapılıyor. Biyokriptoloji, kişilerin fiziki özelliklerinin çıkarılması olan biyometrik bilimi ve kişiye özel bilgiyi deşifre çalışması olarak tanımlanan kriptiyolojinin bir araya getirilmesinden oluşuyor.
Öğrenciler örneğin bir paket patates cipsi satın alınca makine hemoglobin değerlerini ölçerek işlemin yasal olup olmadığını tespit ediyor.
Casusluk filmlerinde çok sık rastlanan, kişilerin kimliklerinin alınması amacıyla parmaklarının kesilmesini içeren korkunç senaryoları devre dışı bırakan yeni teknolojide, kullanılan makine sadece parmak izinden kimlik belirlemekle kalmıyor, aynı zamanda parmaktaki nabız atışını da kontrol ederek, parmağın canlı bir kişiye ait olup olmadığını tespit ediyor.
Amerikan Sivil Haklar Birliği adlı kuruluşun üst düzey siyaset analizcisi John Stanley, parmak izi teknolojisindeki "canlılık belirleme" uygulamasını doğru yönde atılmış bir adım olarak nitelemesine karşın, bu teknolojiyle ilgili başka güvenlik sorunlarının bulunduğuna dikkat çekti.