Haber. Feyzullah Aksu
12 Haziran 2011 tarihinde yapılacak olan genel seçimlere Hakkari'den bağımsız milletvekili adayı olmak için başvuran BDP Genel Saymanı ve Yüksekova eski Belediye Başkanı Salih Yıldız, kendisi hakkında seçimlere katılamaz kararının YSK tarafından önceki açıklanan karara itiraz etmek için bugün öğle saatlerinde Hakkari İl Seçim Kurulu'na başvurarak itiraz dilekçesi ile birlikte memnu haklarını kullanma belgesi ile birlikte itirazda bulundu.
Adliye önünde basın mensuplarına açıklamada bulunan Selih Yıldız,"18 nisan tarihinde YSK'nın verdiği şok kararla 12 bağımsız milletvekili adayının veto edilmesiyle birlikte YSK'nın siyasi bir karar aldığı ortaya çıktı. AKP'nin YSK kararı alarak ortaya çıkan kararı kabul edilecek hiçbir yanı yoktur. Sayın Leyla Zana ile Sayın Hatip Dicle'nin durumlarına baktığımız zaman kendisi ile ayanı adli statüde bulunan Selim Sadak şuan da belediye başkanlığı yapmaktadır. Ben 1999 da Batman'da 2003 de Hakkari'de milletvekili adayı oldum.
Barajdan dolayı seçilmeme rağmen meclise gidemedim. 2004 yılından itibaren 5 yıl filen Yüksekova Belediye Başkanlığına yaptım. Aynı karar aynı dosya ve aynı memnun kararına rağmen bugün veto edilmem çok düşündürücüdür. Bu sadece Türkiye'de değil dünya da bir demokrasi aybıdır. Umarım YSK yaptığı bu hatadan geri döner, burada veto edilen bizim şahsımızda Kürt halkıdır. Kürt halkı da bunu çok iyi değerlendirecektir. Bu saatten itibaren bizim düşüneceğimiz tek bir şey varsa eğer Kürtlerin seçime girme engeli vetosu karırı alınmışsa bu AKP'nin da bölgede aynı zamanda veto edilmesidir. Erdoğan'ında veto edilmesidir bu anlamı taşır. Bu karar savaş kararı gibi bir karar çağrıştırıyor.
Umarım sağ duyular bunların önene geçer. Umarım sistem bu hatasını telefi eder. Umarım YSK bu savaş kararına ortak olacak hatasını düzeltmiş olur. Ben ihtiraz dilekçesi verdim. Çünkü saçma bir karardır.
1999 da devlet sistem YSK nerede idi. 2002, 2004,2009 seçimlerinde nerede idi. Neden 2011 seçimlerinde dün Erdoğan Kürt sorunu yok. Kürtlerin sorunu var gibi bir açıklamadan sonra YSK böyle şok edici bir kararı tamamıyla bölgeyi AKP'ye terk etmektir. Ama maalesef bunu kim düşündüyse yanılmıştır. Bölge AKP'ye terk edilemez. Mümkün değildir burayı terk edecek. Terk edecek varsa o da AKP ve Sayın Erdoğandır" dedi.