Haber: Feyzullah Taş-Çetin Alpsar- Hakkari'de Sibar otelde BDP Hakkari Milletvekili Adil Kurt, Belediye Başkanı Fadıl Bedirhanoğlu, BDP İl Başkanı M. Sıddık Yıldırım ile birlikte, aralarında Hakkari Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Engin Önal'ın da bulunduğu ulusal ve yerel basın mensupları ile kahvaltıda bir araya gelen Genel Başkan Selahattin Demirtaş, gündemdeki konularla ilgili açıklamalarda bulundu.
"BELGENİN DİYARBAKIR BDP İL BİNASINDA ELE GEÇİRİLDİĞİ DOĞRU DEĞİL"
Birkaç gündür Türkiye'nin gündeminde, özellikle eski ve yeni bazı MİT yöneticilerinin yakalanması, gözaltına alınması, haklarındaki soruşturma ile ilgili bir hayli yoğun tartışmalar yürütüldüğünü ifade eden Demirtaş, basında sıkça işlenen bir konuya açıklık getirmek istediğini söyledi. Demirtaş, "Diyarbakır BDP İl Başkanlığı binasında yapılan bir arama sonucunda ele geçirilen bir belge neticesinde operasyonun başlatıldığı belirtiliyor, ki bu bilginin kesinlikle yalan ve yanlış bir bilgi olduğunu açıkça
söylemek istiyorum. Diyarbakır BDP il binasında arama yapıldığı gün ben de oradaydım. Diyarbakır il başkanımız ve milletvekili arkadaşlarımızla saatlerce orada bulunmamıza rağmen arama sırasında ya da sonrasında hiçbir şekilde bu belgeden söz edilmemesine rağmen şimdi her nedense BDP il binasında son derece gizli bir belge ele geçirildiği söyleniyor. Bunun üzerine bir tartışma, bir operasyon başlatılıyor. Bir kez daha tekrarlıyorum; BDP Diyarbakır il binasında böyle bir belge kesinlikle ele geçmemiştir.
Bu belge sanırım kendi ellerinde olduğu için BDP'de yakalanmış, ele geçirilmiş gibi gösterilerek bu operasyonun gerekçesi haline getirilmiştir. Herkesin bunu net olarak bilmesi gerekir. Söz konusu belgenin, yani İmralı'dan Kandil'e yazılmış bir mektubun BDP il binasında veya herhangi bir BDP'lide bulunmasının imkanı yoktur. Bu gerçekçi değildir ve sadece taraflarda vardır. Herkes bilmelidir ki, bu belge Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü arama yaptığı sırada Diyarbakır il binasında ele geçirilmemiştir. Başka türlü nasıl ele geçirdiklerini bizler bilemeyiz. Fakat muhtemelen MİT'e yönelik zaten önceden hazırlığı yapıldığı için o belgeyi savcının dosyasına sokabilmek için Diyarbakır il binasında ele geçirilmiş gibi bir tutanak düzenlenmiştir. Söz konusu tutanaklarda da hiçbir parti yetkilimizin imzası yoktur. BDP binasındaki bilgisayarlarda da böyle bir belgenin ortaya çıkma ihtimali yoktur. Kamuoyunun ve ilgili tarafların da bunu net bir şekilde böyle bilmesi gerekir. Bu belgenin nerede ve nasıl ortaya çıkarıldığını
Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü açıklamalıdır" ifadelerini kullandı.
"GEÇİTLİ'DEKİ MAĞDURLAR SANIK DURUMUNA DÜŞTÜ"
Bir gazetecinin Hakkari'nin Geçitli köyünde 9 kişinin hayatını kaybettiği patlama sonrasında mağdur olan vatandaşların sanık durumuna getirildiğini söylemesi üzerine konuya açıklık getiren Demirtaş, "Biliyorsunuz AK Parti, 'Bizim dönemimizde hiç faili meçhul cinayet işlenmedi' diyor. Ama faili meçhullerle ilgili yüzlerce olay ve isim sayabiliriz. Geçitli olayı da bunlardan biridir. O dönem hükümet, 'Failleri bulduk, elimizde çok önemli deliller var' gibi açıklamalar yaptı. Aradan bunca zaman geçmesine rağmen faillere ilişkin en ufak bir mesafe katledilmediği gibi, olayda yakınlarını kaybeden insanlar bugün sanık konumundalar, yargılanıyorlar. Yani hem yakınlarını kaybettiler hem de yargılanıyorlar. Neden? Oradaki patlama sonrasında birtakım malzemeleri tutup basına göstermişler ve bu şekilde delilleri karartmışlar. Patlama sonrasında insanlar can havliyle oradaki bazı bulguları medyaya göstermişlerse oradaki bulguların kayıp olmaması içindir. Ama yargı olayın üstüne giderek failleri ortaya çıkarmak yerine maalesef ki halen yakınlarını kaybeden insanlarla uğraşıyor" diye konuştu.
"TÜRKİYE'DE HİÇ KİMSE YARGIDAN ADALET BEKLEMİYOR"
Demirtaş, "Türkiye'de zaten hukukun çivisi çıkmış durumda. Türkiye'de hiç kimse, generalinden sokaktaki yurttaşına kadar mahkemelerden adalet beklemiyor. İşin doğrusu bu mahkemeye düşen, işi yargıya düşen herhangi bir yurttaş tedirgin ve başına ne geleceğini bilmiyor. Yargı öyle bir zan altındadır ki, insanlar yargı mekanizmasından adalet beklemek yerine yargıdan kaçar hale geldi. Yargı düştüğü ve düşürüldüğü pozisyondan kurtulmalıdır. Bunda şüphesiz ki iktidarın büyük bir payı vardır. Ama yargı kurumu da kendi bağımsızlığını ve kendi tarafsızlığını korumak için bence daha etkin davranmalıdır. Özellikle yargıç ve hakimler bütün bu olup bitenlere Türkiye'de sesini bütün olarak çıkarmalıdır. Yargı üzerindeki baskılara itiraz ve isyan etmeli, tepkilerini dile getirmelidirler. Böyle yaparlarsa Türkiye'de saygın bir güç yerini alırlar. Şu an kimin başına neyin geleceği beli değildir. Kimse mahkemelere güvenmiyor. Mahkemelere mağdur olarak girip sanık olarak çıkabiliyorsunuz. İşte böyle bir riskle karşı karşıya bulunmaktayız. Doğrudan polisin yönlendirdiği bir yargı mekanizmasıyla karşı karşıyayız. İçişleri Bakanı istediği dosyayı alıp yönlendirebilir. Polis dosyaya istediği belgeyi koyar veya koymaz. Türkiye'de hukukun temel ilkelerine bağlı namuslu, hasiyetli ve onurlu binlerce yargıç da vardır. Geçitli Olayı'nda 9 kişi hayatını kaybediyor. Herkes faillerin ortaya çıkmasını beklerken mağdurlar sanık durumuna düşüyor" dedi.
"HAKKARİ'DEKİ OLAY KARMAŞIK BİR DURUM"
Bir gazetecinin, Hakkari'de 1 kişinin hayatını kaybettiği, 27 kişinin yaralandığı patlamayla ilgili sorusu üzerine Demirtaş, "Hakkari'deki olay karmaşık bir durumdur. Bir zanlının yakalandığı ifade ediliyor. Ama karmaşık bir durum. Zanlının ailesi de kesinlikle çocuklarının bu işle ilgisinin olmadığını belirtiyor. Zanlının da beyanlarının bu yönde olduğu söyleniyor. Ama ne hikmetse valilik, bu kişinin olayın faili olduğu ve yargıya teslim edildiği şeklinde açıklamada bulunuyor. Bu tür olayların bütün
çıplaklığı ile ortaya çıkarılması herkesin yararınadır. Biz bu yaptı veya şu yaptı pozisyonunda değiliz. Halkın burada izlenimleri ve duyumları var. Milletvekillerimizin burada yaptığı çalışmalar sonucunda ulaştığı sonuçlar var. Bunları kamuoyu ile paylaştılar. Valilik yaptığı ilk açıklamada 3 polisin yaralandığını belirtti. Milletvekilleri yaralı polisleri hastanede ziyaret etmek istedi ama polisleri bulamadı. Polislerin hastaneye giriş yapmadıkları öğrenildi. Ama emniyet açıklama yaparak valinin
spor kıyafeti ile yaralı polisleri ziyaret ettiği fotoğraflarını yayınladı. Bu olayın üzeri neden örtbas edilmek isteniyor, onu bilemiyoruz. Bölgede halen karanlık güçlerin, JİTEM'in , Hançer Timi'nin devlet tarafından bitirilmediğini biliyoruz. Bu olayların tüm çıplaklığı ile ortaya çıkarılması gerekir" iddialarında bulundu.