EMİNE AYNA: "BİZİM ANADİLDE SAVUNMA YAPMA HAKKIMIZI YOK SAYMAK NE BİR HAKİMİN HADDİNEDİR NE DE BAŞBAKAN ERDOĞAN'IN HADDİNEDİR"
CAFER BALIK
ŞIRNAK(İHA)- Şırnak Belediyesinin tarafından düzenlenen geleneksel Gençlik şöleninin 5.'si Şırnak cumhuriyet meydanında 10 bin kişinin katılımı ile yapıldı. Şölene katılmak ve Şırnak Belediyesi tarafından açılan Eğitim Destek evinin açılışını yapmak üzere Şırnak'a gelen BDP Mardin Milletvekili Emine Ayna, eğitim destek evinin açılışını yaptıktan sonra şölen alanına geçti. Ferhat Tunç ve yerel Kürt sanatçıların sahne aldığı şölende bir konuşma yapan Emine Ayna, "30 yıldır verilen bir halk mücadelesi ve bu halk mücadelesinin her bir evresinde Kürt halkı güneşe bir adım daha yaklaştı."dedi.
EYLEMSİZLİK KARARI 8 AY DAHA UZATILDI
Milletvekili Ayna, her gün bir gelişme yaşandığını ve bu haberleri izlediklerini belirterek, " Yaşanan bütün gelişmeler, duyduğumuz bütün haberler bizimle ilgili, sizinle ilgili, Kürt halkıyla ilgili. Geleceğinize, isteklerinizle, taleplerinizle ve nasıl yaşayacağınızla ilgili. Bu yüzden bu kadar aktifiz, bu yüzden bu kadar içindeyiz, bu yüzden bu kadar hem coşkulu hem moralli ama bir o kadar da kaygılıyız. Bir yandan çeşitli görüşmeler devam ediyor. Bu görüşmelerin olumlu sonuçlanabilmesi içinde PKK sürekli eylemsizlik kararı alıyor. 8 ay daha uzattı eylemsizlik kararını. Diğer yandan hem askeri hem siyasi operasyonlar devam ediyor. Biliyorsunuz Diyarbakır'da bir KCK davası var. Dava 15. gününde Kürtçe nedeniyle kilitlendi. Anlaşılması gereken bir şey var. Türkiye böyle demokratikleşmez. Başbakana Şırnak'tan söylüyoruz;
51 ARKADAŞIMIZ SANIK SANDALYESİNDE
Türkiye'de demokrasi talebinde bulunanlar yerine, demokratik hak talebinde bulunanlar yerine, hakları ihlal edenler yargılandığı zaman Türkiye'ye demokrasi gelecek. KCK Davası sürdükçe Türkiye'ye demokrasi gelmez. Bu gün orada 151 arkadaşımız sanık sandalyelerinde oturuyor. Onun dışında Midyat cezaevinde, Urfa cezaevinde, Şırnak'ta, Adana'da, Mersin'de, İstanbul'da Kürdistan'ın ve Türkiye'nin her yerinde, cezaevlerinde bu davaya bağlı olarak 2000'e yakın arkadaşımız tutuklu. Yargılanma sıralarını bekliyorlar yine aynı nedenden dolayı. Hakları talep ettikleri, yasaklanmış olmasına rağmen, o yasaklara rağmen haklarını kullandıkları için yasa dışı davranmakla yargılanıyorlar. Oysa hakları, haklarıdır Kürtçe konuşmak, Kürtçe savunma yapmak haklarıdır." diye konuştu.
KÜRT HALKININ KALBİ HAKKARİ’DE ATIYOR
Kürt halkının kalbi en fazla Hakkari ve Şırnak'ta attığını belirten Ayna, sözlerini şöyle sürdürdü: " Bu yüzden burada size soruyorum. Kürtçe savunma yapma akkının reddini kabul edecek miyiz? Reddedilmesine izin verecek miyiz? Bizim anadilimizde savunma yapma hakkımızı yok saymak ne bir Hakimin haddinedir, ne Başbakanın Erdoğan'ın haddinedir. Kimsenin haddine değildir. Çok nettir taleplerimiz. Tüm dünya halklarının, tüm dünya uluslarının sahip olduğu asgari haklardır. Tüm dünya halkları ve ulusları en az hangi haklara sahipse biz de onu istiyoruz. Anadilde eğitim hakkıdır, kimliğimizin anayasal güvenceye alınmasıdır ve 20 milyon nüfusa sahip olan Kürtlerin kendi kendini yönetebilme idari yapısının oluşmasıdır yani Demokratik Özerkliktir. Pazartesi günü Sayın Abdullah Öcalan ile avukatları görüştüler.
ÖCALAN MUHATAP ALINSIN
Bu görüşmeden çıktıktan sonra Avukatlardan eski DTP Diyarbakır Milletvekilimiz Aysel Tuğluk basına birkaç cümleyle görüşmeyi özetledi. Söylediklerinde biri de şuydu, Sayın Öcalan'ın görüşmelerin diyalogdan müzakereye doğru evirildiğini ifade ettiğini söyledi. Bu çok önemli bizim için. Birincisi yıllardır muhatap alınmasını diyalog alınmasını görüşülmesini söylüyoruz. Bu gün o anlamda görüşülmesi önemlidir. Bu görüşmelerin yapılıyor olması barışa ve çözüme bir adım daha yaklaştığımızın göstergesidir. Ama burada önemli bir şey var bize düşen bir şey var. Bir müzakere masası olduğunda taraflar bu masanın önüne gelip görüşmeye başladığında ne görüşülür?
KÜRTLER İÇİN NE DÜŞÜNÜLÜYOR
Biz. Kürt halkı görüşülecek. Siz görüşüleceksiniz, biz görüşüleceğiz. Müzakere masasına bizim taleplerimiz gelecek. Örneğin anadilde eğitim talebimiz gelecek masaya, örneğin demokratik özerklik talebimiz gelecek masaya, örneğin kimliğimizin anayasal güvenceye alınması talebi gelecek masaya. O zaman üzerimize düşen bazı sorumluluklar var. O sorumlulukları yerine getirmeliyiz. Müzakere masasında bizim haklarımızı savunacak olanların eline güçlendirmeliyiz. Ayakta olmalıyız. Gözümüzü kulağımızı dört açmalıyız. Nerede ne oluyor, ne bitiyor, Kürtler için neler düşünülüyor yakından takip etmeli ve yaşanan olumsuzluklara anında müdahale etmeli refleks göstermeliyiz. Bakın son yıllarda özellikle üzerine başa başa söylüyoruz.
AKP-CHP VE MHP BİZE SAYGI GÖSTERSİN
Dünyanın her yerinde soykırımlar olmuştur. Ama bunların hemen hemen hepsi fiziksel soykırımdır. Oysa bizler Kürt halkına uygulanan soykırıma baktığımız zaman bunun yeri geldiğinde Dersim'de olduğu gibi, yeri geldiğinde Maraş'ta olduğu gibi, Çorum'da olduğu gibi, Sivas'ta olduğu gibi fiziksel bir soykırım ama genel anlamda ise sosyal, siyasal ve kültürel bir soykırım olduğunu görüyoruz. Farklıdır, yakından takip ettiğiniz zaman bunun nasıl bir mantalite, nasıl bir zihniyet yarattığını görüyoruz. Düşünün ki Manisa'da bir sapık, çocuklara tecavüz etmeye kalkan bir sapık, 3 çocuktan Türk olanı ayırıp Kürt olan çocuğa tecavüz ediyorsa soykırımın şeklini varın düşünün. Bu yüzden gözümüz kulağımız açık olmak zorunda. Neyle karşı karşıya olduğumuzu bilmeliyiz. Geleceğimizin nasıl örüleceğine biz karar vermeliyiz. AKP'nin, CHP'nin, MHP'nin, bizim geleceğimizle ilgili söyleyecek bir tek sözü varsa o da saygı göstermek önünde eğilmektir."
Yaklaşık 10 bin kişinin katıldığı şölen verilen konserlerin ardından gece saat 23.00 kadar sürdü. Tören alanının etrafında güvenlik güçleri geniş önlem aldı.
